CaddeİNTER KOMİKLER

İNTER KOMİKLER

13.06.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

İNTER KOMİKLER

İNTER KOMİKLER


İnternet reklamlarında tema aynı... Kahramanlar, saf gibi duruyor ama esprileriyle, zeka parıltısı saçıyor...


Bilgisayar dünyasının mucizevi buluşu internet her geçen gün yaşantımıza biraz daha yerleşiyor. Ancak internet erişim paketlerini hazırlayan şirketler arasında kıyasıya bir yarış da devam ediyor. Bu rekabet sonucu ortaya çıkan birbirinden yaratıcı reklamlar, hafızalarda ilginç konuları kadar, rol alan tipleriyle de yer ediyor. Genellikle toplumun alt kültür olarak görülen kesiminden kestaneci, kokoreççi, ev kadını, ofisboy gibi tiplerin kullanıldığı internet reklamlarında, ekranlardan tanıdığımız tiyatrocular rol alıyor.

Yedinci bölüm

Bu tarz reklamlar denilince akla ilk olarak şüphesiz, Ali Taran Creative Workshop'un imzasını taşıyan İxir reklamı geliyor.
Gördüğü ilgi üzerine yedinci bölümü çekilen reklamda Şevket Çoruh ve Şevket Avşar isimli iki tiyatrocu rol alıyor. Reklamda kokoreççiyi canlandıran ve 1970'ten bu yana Şehir Tiyatroları'nda oyunculuk yapan Şevket Avşar, reklamın bu kadar sevilmesini şöyle açıklıyor:
"Her gün sokakta, etrafımızda gördüğümüz kokoreççi, kestaneci gibi tipleri reklamlarda, ürün tanıtımında görünce şaşırıyoruz. Ama halkın içinden, sıcak ve samimi tipler olunca halkın gösterdiği ilgi de doğal olarak kaçınılmaz oluyor."
İnternetle arasının çok iyi olmadığını ve sosyal hayattan insanları kopardığı için fazla ilgilenmediğini söyleyen Avşar, diğer internet reklamlarındaki köylü kökenli tiplerin kullanılmasına kendi reklamlarının önayak olduğunu düşünüyor. İxir'in kestanecisi Şevket Çoruh ise "Bu reklam absürdü vurgulayarak, tüketim toplumunun sınırlarını zorlamak esprisini anlatıyor" diyor.

Doğu şivesi

Ünlü yönetmen Sinan Çetin'in çektiği Akbank'ın internet hizmetlerini anlatan reklamı da, son günlerin en sevilen reklamlarının başında geliyor. İzleyenleri kahkahalara boğan reklamda hepimizin Bir Demet Tiyatro reklamındaki Zabıta İrfan rolüyle tandığımız Engin Günaydın rol alıyor. Patronunun ailesine kadar her türlü işe koştururken internetin kolaylığını keşfeden Ramo adlı bir ofisboyu canlandıran Günaydın, kullandığı doğu şivesi ve sempatik hareketleriyle dikkat çekiyor. Reklamın şive kullanılması yüzünden beğenildiğini söyleyen tiyatrocu şöyle konuşuyor:
"İnsan beyni normal Türkçe ile konuşulandan daha çok şiveli konuşmaları algılama yeteneğine sahiptir. Zaten bu ülkede politikacısından, normal vatandaşına kadar herkes Türkçe'yi bozuk ve şiveli konuşuyor. Reklamcılar da doğal olarak bu renkliliği tanıtım sektöründe kullanıyor. Bundan normal bir şey olamaz. Bu yüzden 'İyi mi oldu, kötü mü' diye insanlar sorabilir ama 'Niye şive kullanılıyor' diye kimse soramaz."
Yine Sinan Çetin'in çektiği Kemal Sunallı e - kolay reklamları da, satış başarısını göstermesi açısından başarılı bir örnek olarak karşımızda. Kısa bir süre içinde 100 bin aboneye ulaşan e - kolay erişim paketini günlük konuşma diliyle tanıtan ünlü oyuncu Kemal Sunal, "Günümüzün en büyük iletişim aracı olan internete duyarsız kalmam mümkün değildi. Bu yüzden kuralımı bozarak bu reklamda oynadım. Reklam o kadar sevildi ki, insanlar sokakta bana e - kolay diye sesleniyor artık" diyor.

Bilgisayara dantel

Çok fonksiyonlu internet sitesi Fun Key'in reklamlarında ise Zaga programıyla sempati toplayan Dudu Bacı boy gösteriyor. Dudu Bacı'yı ünlü tiyatrocu Zafer Algöz oynuyor. Şafak Bakkalbaşıoğlu'nun yönettiği reklamda alışıldık internet kahramanlarının dışında yaşlı bir ev kadınının bebek arabasında bilgisayar taşıması, anlata anlata bitiremediği fonksiyonlu bilgisayarının üzerine dantelli örtü örtmesi gibi esprilere yer veriliyor.

Yaratıcıları ve uzmanlar ne diyor?

İNTERNET reklamlarının yaratıcı grupları alt kültür tiplerini halka yakın, sıcak, samimi gelmesi ve komedi unsuruyla dikkat çekmesi için reklamlarda kullandıklarını belirtiyor. Akbank ve e - kolay reklamlarının yapımcısı Cemil Çetin, "O tiplerin sıcaklığını, mizahi bir dille reklama yansıtıyoruz" diyor. Akbank reklamının yaratıcı grup başkanı Can Kartoğlu Gürses, "Yaşamın bu denli içine yerleşmiş bir markayı, yaşamın içinden hikayelerle halka anlatmamızın daha doğru olduğunu düşündük" diye konuşuyor.

Yazarlar