Gaziantep’in en güzel oteli, tartışmasız Anadolu Evleri. Ciddi bir uğraş, emek, ilgi gösterilmiş. Her şey dozunda, her obje doğru yerde. “Sahibi kimdir?” dedim; Timur Bey’i çağırdılar.
Timur Schindel, yazar Nihal Yeğinobalı’nın oğluymuş meğer. Eşi Dila ve birkaç aylık kızlarıyla otellerini işletiyorlar.
Timur ve Dila’yla tanışınca, bizim “Nasılsınız, annenizin kitaplarını pek severim” diye başlayan ilişkimiz, hızlı bir dostluğa dönüştü. Antep’i turlamaya başladık. Müzeleri ve kaleyi bir önceki gün görmüştüm; Hayvanat Bahçesi’nde uzun uzun turlamıştım ve Tan Sağtürk adıyla açılan bale okulunu ziyaret edip dersleri izlemiştim. Ama ne var ki yol inşaatları, buralı olmayan birisi için yönünü bulmayı çok zorlaştırıyor. Birlikte Gaziantep’in turistik olmayan yüzünü tanıdık. Yeni açılan “Ege Sanat Merkezi”nin kapısını çaldık.
Ege Sanat’da, “çocuk yogası” dersi beni bitirdi. Okulun sahipleri, İzmirli iki genç hanım, sırf bu işim eğitimini almak için ABD’ye gitmişler. Nasıl içten dersler yapılıyor, içim gitti. Böyle bir yer İstanbul’da olsa, dünya paraya, burnu havada “genç müteşebbis” patronlarla olurdu; kesin!
Gaziantep’in eski mahallerlerinden Bey Mahallesi, şehrin hemen merkezinde. Yakın geçmişe kadar, Gaziantep’in gayrimüslim nüfusunun yaşadığı yer. Güzel evler ya terk edilmiş, satılanlar zamanla boşalmış; mahalle biraz gözden düşmüş.
Şimdilerde tek tek onarılan evler göze çarpıyor. Hatta iki tanesi cafe olmuş, bir tanesi de olmak üzere. Gaziantep’teki 500’den fazla tescilli eski evin büyük çoğunluğu bu mahallede. Mimari çok zarif. Avlular, dışarıdan geçen merdivenler, çepeçevre balkonlarla, evler çok yaşanası, çok yaşatılası...
Ve gece hayatı
Timur’u, Dila’yı ve küçük kızlarını evlerine bıraktım, canlı müzik yapılan barların birkaçına uğradım. Bazılarında içki servisi yoktu; bir de çoluk çocuk gelinen yerler de vardı. Ama eğlence hiç de fena değildi. Otele döndüm. Ve G.Antep’te, “Doğu’nun Parisi”ni seyrettim. Adını Arapça “Ayn Teb”, yani “Güzel pınar”dan alan şehre çok ısındım. “Türkiye’de nerede yaşarım?” listeme, on aylık Fransız kuşatması sırasında direnen ve “Gazi” unvanını hakkıyla kazanan Antep’i de ekledim.
Ne yapılır? Zeugma’ya mutlaka gidin. Sular altından kalmaktan kurtarılan birçok eser de Gaziantep Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Müze şaheser. Zasomos’un tiyatro sahnesi, 550 m2’lik mozaikler nefes kesici. Müze 2005 yılında açıldı, sular altında kalacak birçok eser buraya taşındı. M.S. 2. Yüzyıl’da yapılmış olan Çingene Kızı’nı kaçırmayın. Bir de en büyük tavan mozaiği olan “Pasiphae ve Daidolis” var. Müze çok çok iyi; bayıldım.
Şehirde birçok eski cami var. Ömeriye Cami en eskisi. Ben Şirvani Cami’yi çok sevdim; rivayete göre temelinde altın saklı.
Düğmeci Mahallesi’ndeki Dayı Ahmet Konağı’nı gezebilir, hatta konaklayabilirsiniz.
Tahmis Kahvesi, Türkiye’nin en güzel kahvelerinden biri. Menengiç Kahvesi üstüne Türk kahvesi içtim. Ortada soba yanıyordu, yaşlılar sohbet ediyorlardı.
Hasan Süzer Etnoğrafya Müzesi’ni gezebilirsiniz.
Dülük Antik Kenti, şehrin içinde. Ama Yesemek, bir açık hava müzesi. Mutlaka ziyaret edin.
Hayvanat Bahçesi’nde bir gün bile geçirebilirsiniz. Muhteşem.
Çarşıda uzun zaman geçirin. Bakırcılar, Demirciler, Yemeniciler, Baharatçılar, Kasaplar Çarşıları’nı hakkıyla gezin.
Kilis’e mutlaka gidin; fazla bahsetmiyorum, kısaca antlatıp geçmiş gibi olmayayım diye.
Hava kötüydü; yapmak istediğim bir şeyi yapamadım: Vapur gezisi. Nizip-Birecik otobanınından ulaşıp, Fırat üzerinde bir öğleden sonra geçirecektim... Sadece Pazar öğlen saat 12.00’de gemi kalkıyor. Tel: (0342) 215 25 00, www.gaziantepdebirgemi.com
Ne yenir?Tabii ki kebap çeşitleri ve baklava. İmam Çağdaş’a her gün gittik. Ama diğer iyi lokantaların da hakkını yememek lazım; Şirvan ve Çavuşoğlu’nda daha önceleri yedim. Bir de “menengiç kahvesi” içtim.
Nerede kalınır?
Anadolu Evleri: Bence en iyisi. Tel: (0342) 220 95 25
Grand Otel: Merkeze çok yakın, gayet iyi.
Tel: (0342) 325 65 65
Tuğcan Otel: Büyük ve şık bir otel. Tel: (0342) 220 43 23
Nasıl gidilir?
En iyisi uçak. Direkt seferler var. “Orada arabaya ihtiyacım olur” derseniz, son derece haklısınız. Ya kiralamak lazım, ya da tatili uzatmak ve Gaziantep’e kadar araba kullanmak!