ESKİ İSTANBULLU BEBEKLERİN İLK ADRESİ

* Her gün onlarca bebeğin doğduğu bir hastanede çalışmak nasıl bir duygu?
Anne ve bebeklerin tıbbi tedavileriyle bakımlarını üstlenmek bizler için çok onur verici. Anne babaların sevincini görmek, mesleğe başladığımızda hissettiğimiz duyguları uyandırıyor. Biz hekimler ve sağlık çalışanları için her hasta, her doğum ayrı bir heyecan.

* 150 yıllık geçmişi olan bu çocuk hastanesinin İstanbul’da bıraktığı iz nedir?
1933’ten 80’li yıllara kadar İstanbulluların çoğu hastanemizde doğmuştur. O zaman diliminde tek özel dal hastanesiydik. Son yıllarda diğer merkezler ve özel hastanelerin sayısı arttı. Artık bina ve altyapımızla onlarla yarışamıyoruz. Bu yüzden maalesef doğum sayımız yıllık olarak yarı yarıya azaldı. Geçtiğimiz yıl hastanemizde 11 bin civarında doğum yapıldı. 2010 yılı poliklinik sayımızsa 359 bin 138. Ortalama günlük poliklinik sayımız 1150-1200. Yine de pek çok bebek hayata gözlerini burada açıyor. Bu bizim için çok önemli.

* 2012’de hastane 150’nci yaşını kutlayacak. Ne tür etkinlikler yapmayı planlıyorsunuz?
2010 başında sosyal komitemizi güçlendirdik. Söyleşi, müzik dinletileri, kermes, hastanede doğanlar için piknik, tiyatro ve müzik çalışmaları gibi etkinliklerin yapılması için hazırlıklar başladı. Bunları internet sitemizden duyuruyoruz. Ekim ayında da bir basın açıklaması yapmayı planlıyoruz.

* Köklü bir hastane olmanın avantajları nedir?
Hastanemiz çok eski olduğu için ‘kurum kültürü’ köklü. Farklı branşlarda hekim ve sağlık çalışanlarının hepsi burada çalışmaktan mutlu. Tüm olumsuz altyapıya rağmen... Köklü geçmişimiz, yenilikçi, bilimsel anlayışımız ve eğitim programlarımızla öncü hastanelerdeniz. Kadın doğum kliniğimiz, İstanbul’un hatta ülkemizin en önemli prenatal tanı, doğum ve jinekoloji merkezlerinden. Riskli gebelikler ve sorunlu doğumlar için referans olan bir hastaneyiz.

* Bu hastanede doğan kızların göbek adlarının Zeynep, erkeklerin Kamil olduğu söylentisinin gerçeklik payı var mı?
Bu bir gelenek haline gelmiş olmalı. Önceki dönemlerde gelen her hastaya, hatta Çanakkale Savaşı döneminde askeri hastalara bile hizmet verilmiş. ‘Zeynep’ adıyla nüfusa kaydedilenler çok olmalı ki, bu yıl liseye başlayan oğlum, okulunda en az 15 tane Zeynep adlı öğrenci olduğunu söyledi.




AKIL HASTANESi OLARAK DA KULLANILDI
Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın kızı Zeynep Hanım ve eşi sadrazam Yusuf Kamil Paşa tarafından 1860-1862 yıllarında yaptırılan hastane, farklı isim ve kurumlar altında sağlık ve eğitim hizmeti verdi. Zeynep Hanım Vakfı tarafından senede 200 altınla giderleri karşılanırken, 1905’ten sonra Akıl Hastanesi olarak kullanıldı. I. Dünya Savaşı sırasında askeri hastane olan kurum, 1933’de doğumevi olarak hizmet vermeye başladı. 1982’den itibaren Sağlık Bakanlığı tarafından işletilen hastane, ‘Kadın ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları’ konusunda uzmanlık eğitimi veren ‘özel dal hastanesi’ statüsüne geçti. 2004’de Çocuk Cerrahisi Uzmanlık Eğitimi, 2009’da Yenidoğan Yan Dal Uzmanlık eğitimi başladı.

150’NCi YIL ŞEREFiNE RESTORASYON
Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki 13 bina, İstanbul İl Özel İdaresi tarafından yenileniyor. Altyapı sorunları ve günümüz şartlarına uygun olmaması nedeniyle restorasyonu proje aşamasında olan hastane, artan İstanbul nüfusuna hitap edecek şekilde yenilenecek.

SiZ DE ONLARDAN MISINIZ?
Hastanede 1980-1990 yılları arasında 25-30 bin bebek doğdu. 1990-2000 yıllarında
22 bin, 2000-2005 arasında 15 bin ve 2005’ten günümüze kadar da 12 bin bebek, dünyaya gözlerini burada açtı.

116 Hastanenin yatak kapasitesi.