TEDxİstanbul "Altüst Et" temasıyla haftasonu Zorlu PSM'de gerçekleşti. Her yıl ses getiren hikayelerin paylaşıldığı bu önemli buluşmanın önüne geçen bir isim oldu; Gülben Ergen. Bilet paralarını geri isteyenler, onun TEDx'te ne işi var diye köşesine taşıyan köşe yazarları... Bayılıyorum böyle gündemlere. Allah insanımıza başka dert vermesin.
Bu kadar tepkinin hakkı var mıydı anlamak için açtım TEDx'in sayfasını. Paylaşmaya değer fikirlerin dile getirildiği yerel bir program; yeni fikirler, ilham veren konular ve heyecan verici konuşmalarla zenginleşen bir dünya yaratır diyor. Şimdi geri dönüyorum vaka olan isme; dizi-filmler çekmiş, müzik kariyerini devam ettiren, kitap yazmış, en büyük gazetelerden birinde yazan, Anadolu'ya gidip insanlarla söyleşen, 40 anaokulu açmış.. yani var da var özgeçmişinde.
Şimdi geliyorum soruna; ortada bir sorun yok. Şöhretli bir kadının kendini geliştirip farklı işlerde adını görmek, o gün TEDx tanımları dahilinde çıkıp hikayesini anlatmak için yeterli bir neden. Ötesi, berisi, özel hayatı bizi ilgilendirmez. Bu olay TEDx'in haber değerini de önemli oranda arttırdı. Reklamın iyisi kötüsü olmaz. Belirmek isterim; sahneyi kullanım, konusuna hakimiyet ve hitabet olarak belki de en başarılı anlatıcıydı kendisi. Tebriklerimi iletirim.
TEDx 2020'nin konuşmacı listesinde farklı sektörlerden isimler gördüm. Edebiyat, resim, müzik, sağlık, bilim, magazin, teknoloji, iş dünyası. Herkesi memnun edecek en az 3 içerik vardı. Ben tüm konuşmaları dikkatle takip ettim. Çoğu hikayenin ortak paydasında benzer cümleler vardı; "Türkiye'de Fizikçi mi olacaksın, kadın halinle resim mi yapacaksın, şarkıcı olup ne yapacaksın, edebiyattan Türkiye'de para kazanamazsın, magazin mi yapacaksın seni aşağı görürler.." Bu bizim hayatlarımız için de geçerli değil mi; etrafınızda kaç kişi sizi yüreklendiriyor? O ne der, bu ne düşünür kalıplarına takılmadan inandığımız işleri yapmaya devam edersek bir gün sahnede kitlelere anlatacağımız en az bir hikayemiz olacaktır.