Pazartesi akşamı yapımcı İlyas Aytekin'in medya sektöründeki çalışanlara özel organize ettiği yeni yıl yemeğinde buluştuk. Ortaköy Melanj'da gerçekleşen buluşma için sahnede Mert Davran vardı.
Gözümüzün seçemeyeceği kadar ünlü ismin olduğu gecenin yıldızı şüphesiz Erdal Özyağcılar oldu. Bu tür gecelerde genellikle bir kasıntılık olur. Erdal Bey gecenin başından itibaren hiç oturmadan o kadar keyifle eğleniyordu ki, gözden uzak olayım diye arka masada oturmayı tercih ettiğim beni bile en öne gelmeye teşvik etti. Aynı masada Erdal Bey'in eşi Güzin Özyağcılar, oyuncu Cemal Hünal, Öznur Serçeler, Sahra Şaş ve menajer Mustafa Ayata gibi isimler de vardı.
Gecenin ilerleyen dakikalarında sahnede solistin terlediğini fark edince, Erdal Bey aldı yerden vantilatörü tuttu sahneye. Dakikalarca tuttu hem de. Oyunculuk sektörünün dev isimlerinden birinin bu kadar içten ve bizden olduğunu görmek nasıl güzel geldi anlatamam.
DOHA'YA HAYRAN KALDIM
Katar'ın incisi dedikleri Doha'ya üç günlük bir seyahate çıktık. Tamamen plansızdık ve Orta Doğu izlerine kısaca göz gezdirdik.
Katar 2022'de Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak. Doha Marina'da bunu sembolize eden ve geri sayan dijital bir kum saati yapılmış. Katar'daki tüm oteller şimdiden tüm rezervasyonlarını doldurmuş.
Tesadüfen Katar'ın 50'nci kuruluş yılı kutlamalarına denk geldik. Tüm hafta sonu sabahın ilk ışıklarına kadar Doha halkı yollardaydı. Müzik hiç yoktu. Arada korna çalan araçlar oldu. İnsanlar geleneksel kıyafetleri olan kanduralarını giymişti. Birkaç çizgi film karakteri kostümü giyen maskotlar da vardı. Yazın da Ukrayna'da, Ukrayna'nın 30'uncu Bağımsızlık yılı kutlamalarına denk gelmiştik. Ukrayna'da kutlama anlayışı tamamen farklıydı. Planlayıp gitsen yurt dışında bu kadar kutlama yakalayamazdım.
Doha halkı demişken ilginç şekilde sosyallik anlayışlarından da bahsedeyim size. Doha'da sosyal hayatı, Avrupa'ya kıyasla İstanbul'da bizim -anladığımız eğlence hayatına göre sınırlı- hatta yok gibi düşündüğünüzü tahmin ediyorum. Aksine, insanlar neredeyse sabahtan akşama sokaklarda. Altın Çarşısı'nda tüm restoranlar, kafeler dolu. Turistler de var. Sosyal medyaya yetişme telaşı yok. Bol bol sohbet var.
Kaldığımız otel şehirdeki beş yıldızlı seçeneklerden biriydi. Varaklı desenler hakim ve odaları büyüktü.
Şehirde hiç yaya yolu görmedim. Çünkü herkesin bir arabası var. Her 10 araçtan en az altısı lüks segment.
Gezerken herhangi bir sokak hayvanına rastlamadım. İstanbul'un kedi ve köpeklerini gözüm aradı.
Yüksek binalar ve çöl ortamından mütevellit yeterli ağaçlandırmanın olmaması sebebiyle gündüzleri acayip yapay ve sakil duran şehir, akşamları bambaşka bir hal alıyor. Muhtemelen Avrupalı insanlar için gereksiz bir lüks ve enerji israfı. Bana soracak olursanız fazlasıyla ışıltılı ve göz kamaştırıcı.
Son olarak Doha Havalimanı'na girdiğinizde her yerde 2021 yılında dünyada en iyisi seçildiğine dair promosyonlar var. Gerçekten dünya devi markaların dükkan açtığı ve çok para harcandığı belli olan şaşalı bir yapım. Ama benim 2022'deki beklentim bu birinciliği İstanbul Havalimanı'nın alacağı.
2022'YE İKİ KALA YAŞAR'LANDIK
Dün akşam Gümüşsuyu'nda beş yıldızlı bir otelin içerisine açılan yeni müzikhol Jolly Joker Private'da Yaşar'ı izlemeye gittik. Yapımcı Ahmet Çelenk de bize eşlik etti.
Yaşar yılbaşı arifesinde olduğumuzdan kırmızıya çalan renkler giymiş. Kravatını ve gözlüğünü de takmış. Saçlarını uzatmış. Yıllardır görmemiştim, Yaşar çok değişmiş ama sesinin lezzeti hiç değişmemiş.
Bundan sonra hiç hit yapmasa bile daha yıllarca sahne yapabileceği kadar bizde anısı olan şarkıları var. 'Kumralım', 'Kuşlar', 'Aldanırım', 'Acıtmıyor Sevdan' ve nicesi.
Bu arada 'Kumralım' hala karaoke bara gittiğimizde insanların en çok seçtiği şarkı. Bunlardan telif alsa bir ev bir araba daha alır.
Yan masamızda son zamanlarda 'O Ses Almanya'daki Türkçe söylediği şarkılarla Almanların kalbini kazanmış ve Türkiye'de ünlenmiş Zeynep Avcı vardı. Bir selam verecektim aslında ama çok güzel eğleniyordu, rahatsız etmek istemedim. O da yılbaşı gecesi Bakırköy'de bir otelde sahne alacakmış.
Son olarak, Yaşar'ın orkestrasında Kübalı bir müzisyen gözüme takıldı. Türkçe bilmediği halde şarkılara Küba'ya özgü dans ve ritimleriyle eşlik etmeye çalışıyordu. Bazen senkronu tutturamadı ama keyif alıyordu yaptığı işten. Benim asla kendimle örtüştüremediğim mesleğim Bilgisayar mühendisliğini bitirip ilk kez kod yazmaya çalıştığım günleri getirdi aklıma.
2022 HEPİMİZE İYİ GELSİN Mİ?
Hızlı geçen bir yıl yaşadık. 2021 genel anlamda bana iyi gelse de, inişli çıkışlı zamanlarım da oldu. Beyin öyle bir organ ki... İnsanoğlu ne yaşarsa yaşasın ona dününe dair hatırlattığı sadece güzel şeyler oluyor.
2021'de önce çok sevdiğim muhitim Ortaköy'e taşınmıştım. Duvarlarına kadar kendim boyamış, hiçbir destek almadan evi dayayıp döşemiştim. Kapanma dönemimde yeni girdiğim işim için bolca çalışmış, açılmalarla beraber Ukrayna, Almanya, Fransa, İsviçre, Yunanistan, Katar gibi ülkelere seyahat etmiştim. Ailemi ve sevdiklerimi ihmal etmemeye çalışmış, yine de fiziki mesafeye olabildiğince dikkat etmiştim.
Derken az önce söylediğim gibi, beynim bu yılı da güzelliklerle hatırlayarak geride bırakmak istiyor. Yarın gece yeni yıla Address İstanbul'da en sevdiğimiz dostlarla birlikte girmeyi planlıyoruz. 2022'ye dilerim mutlu ve zinde bir giriş yapacağız.