Aslında küçük bir sektördeyiz ve yüz yüze gelmesek bile herkes herkesi bir şekilde tanır, takip eder ya da irdeler. Aleyna Tilki ile henüz hiç denk gelmedik ama özellikle Exxen'deki dizisi 'İşte Bu Benim Masalım' kendi nezdimde imajını birkaç basamak daha öteye taşıdı. Çünkü sesine, sahne ışığına, dansına vurgu yapan ve kendi yaptığı şarkıları paylaşması için fırsat veren bir proje. Dijital bir müzikal gibi. Üstelik Cemal Can Canseven gibi dönem popüleri biri de partneri.
Klibiyle beraber ilk İngilizce şarkısı çıktı Aleyna'nın. Şarkının ismi 'Retrograde'. Sözü müziği İngiliz şarkıcı Dua Lipa ile Amerikalı Diplo'nun imzasını taşıyor. Bu bilgi emeğe saygıdan olduğu kadar dünya starı olarak lanse edilen bu isimlere ulaşmanın nasıl da mümkün olduğunu göstermek için çok önemli! Yoksa Tarkan, Hadise, Sertab Erener, Ziynet Sali, Hande Yener gibi pek çok isim de İngilizce şarkılar çıkardı. Bu saydığım isimlerin İngilizce albüm ya da tekli olarak çıkardıkları şarkılar da Türkçe şarkı mantığı hakimdi. Türk ezgilerinin dünyada tanınması açısından kritik niyetlerdi bunlar. Devamı gelmeyince kimisi için İngilizce aksan yetersizliği, kimisi için Türk olması hatta illüminati gibi pek çok nedenler ortaya atıldı. Aksan yetersizliği benimsenmek açısından çok önemli ama dünya starı olmak için tek başına yeterli değil. Uzaklarda aramadan bir örnek vereyim; karadenizli olmayan birinin karadeniz ağzıyla karadeniz türküsü söylemeye çalıştığı zaman irite olmuyor muyuz?
Biz bugüne gelelim. Çok genç ve enerjisi yüksek, fiziksel özellikleriyle kuzey ülke ırklarını da andırdığı için ekstra avantajlı bir yeteneğimiz global pazara sunulmuş. İlk kez İngilizce şarkı yapan bir Türk kızı tam anlamıyla yabancı şarkı formlarında yapmış! 'Yapmış' diyorum çünkü bize özgü ritim ve sesler yok şarkıda. Bir önemli detay daha var. İşte şimdi İngiliz aksanının ne kadar önemli olduğu yere geliyoruz. Türk bir vokalin sesi ne kadar güzel olursa olsun İngilizlere özgü ses perdesi değişiklikleri ve vurgulama özelliğine yeterince alışkın değilse yorumlarken kasılıyor ve o kasılmışlık ses rengine de yansıyor.
Hande Yener'i çok sever sayarım bilirsiniz. Fakat İngilizce yaptığı şarkılarda istediği sonucu alamaması tamamen bu nedenden kaynaklanıyor. Tabii ki yıllar öncesinin şartlarıyla günümüz genç jenerasyonunun şartları çok farklı. Dil öğrenmek, hakim olmak ve iyi kullanmak küçük yaşlardan başlamalı. Bu noktada Hande'nin de emeğine sonsuz saygı duyuyor ve destekliyorum.
Vokal koçunun da etkisi olacak, Aleyna şarkısında İngilizce'yi oldukça rahat kullanmış zaten. Sesi güzel diye de mixte vokallerini patlatıp kulak zarını tahriş etmemişler. 'Retrograde' çıkana kadar 'Sen Olsan Bari'yle başlayan 'teenage kız' imajı ve hedefte ergen grubunun olduğu strateji hala devam ediyordu. Hatta bu strateji bazen o kadar aşırıya kaçıyordu ki yazının başlarında bahsettiğim dizide liseli kız rolündeki Aleyna'nın odası çocuk odasından halliceydi. Ne kadar ekmeğini yese de buna artık son vermeliydi. Demek ki bu klibe kadarmış. Artık daha az renkle daha yalın bir Aleyna 'Retrograde' ile dünya piyasasında görücüye çıkmış oldu. Hayırlı, uğurlu olsun.