Tiroid bezindeki yumruya, tiroid nodülü denir. Eğer tiroid bezi hem iri hem de nodüllüyse, buna nodüler guatr; hem iri hem de birden çok yumru mevcutsa multi nodüler guatr denir.
Nodüllerin hasta ve hekim açısından üç önemli özelliği vardır. Birincisi, nodülün kanser olup olmadığıdır. İkincisi, nodül veya nodüllerin otonom yani başına buyruk çalışarak, aşırı hormon üretimiyle hipertroidi hastalığına yol açıp açmadığıdır. Üçüncüsüyse, nefes borusuna baskı yapıp yapmadığıdır.
Mekanik bası yapan iri nodülü bulunan hastalarda çare, cerrahidir. Hastanın tiroid hormonları normalse, cerrahi hemen uygulanabilir. Ancak hormon üretimi fazlalığı varsa, önce ilaçlarla seviye normale getirilmeli ve sonra ameliyat edilmelidir.
Sıcak mı soğuk mu?
Hastanın nodülü otonom, yani aşırı çalışan tipteyse, bunu T3, T4 ve TSH kan testleriyle ispatlamak gerekir. Ayrıca tiroid sintigrafisiyle nodüllerin sıcak olduğunu belirlemekte fayda var.
Önceleri nodüllü vakalarda sintigrafi tek görüntüleme yöntemiydi. Günümüzde ise TSH’sı baskılanmış, yani düşük vakalarda mevcut nodülün fonksiyonunu göstermek için kullanılır.
Sıcak nodüller genellikle kanser olmadıklarından, iğne biyopsisine gerek yoktur. Tek sıcak nodül varsa, radyoaktif iyot verilerek tedavi edilir. Fakat sıcak nodül çok büyükse (5-6 cm.) veya fazla sayıdaysa, cerrahi öngörülür. Bu hastalar, birkaç haftalık ilaç kullanımıyla ötiroidi denen normal hormon düzeylerine kavuşturulup, ameliyata alınır.
Operasyona uygun olmayan vakalar da radyoaktif iyotla tedavi edilebilir.
Tiroid nodüllerinin büyük çoğunluğunu bası yapmayan ve fazla hormon üretmeyen nodüller oluşturur. Hasta sinirli olmasını, çabuk yorulmasını veya çarpıntılarını bu nodüllere bağlasa da, aslında ilişki yoktur.
Bu nodüllerin yüzde 5’i kanser olabilir. ‘Tiroid nodüllerine dikkat, kanser olabilirsiniz’ gibi yorumlar, hastaları yersiz endişelere sürüklemektedir. Paniğe kapılmadan, aslında bu nodüllerin yüzde 95’inin kanser olmadığını bilmek, hangi nodüller için ameliyat gerektirdiğini öğrenmek için bir uzmana danışmak gerekir.
Bağımsız olanlar tehlikeli
Tiroid nodüllerinden bazıları bağımsızlığını ilan etmiştir, tiroid bezinin ve vücudun tiroid hormonu ihtiyacını dikkate almadan, hormon üretir. Bu durumda toksik yani zehirli guatr ortaya çıkabilir. Aktif olarak hormon üreten nodüllere sıcak nodül adı verilir. Bağımsız (otonom) nodüllerin ne yapacakları, nasıl bir değişim izleyecekleri belli olmaz.
Bazı nodüller, hormon üretmez ve soğuk olarak tanımlanır. Bunların kanser hücresi bulundurmaları ihtimali daha fazladır. Özellikle tek ve soğuk bir nodül varsa, risk artar. Tiroid nodüllerinin ciddi bir belirtisi olmaz. Bazıları boğazda kaşınma, yutma güçlüğü, ses kısıklığı veya ağrı yapabilse de genel olarak gözden kaçar.
İyi değerlendirme yapılmalı
Ultrasonun yaygın kullanılmadığı zamanlarda, elle muayeneyle hastaların yüzde 4’ünde nodül olduğu bildirilirdi. Tiroid ultrasonunun yaygın kullanımıyla, 40-50 yaş civarındaki erişkin insanların yüzde 50’sinde tiroid nodülü veya nodüllerinin bulunduğu gösterilmiştir. Bu kadar sık rastlanan nodüllerde yersiz ameliyatlara başvurmamak için tecrübeli bir uzmanın değerlendirmesine ihtiyaç vardır.
Cihazın görüntüleme yeteneği yanında, incelemeyi yapan hekimin sabrı ve bilgisi de önemlidir. Örnek verilecek olursa, ‘Sağ lobta en irisi 2 cm., sol lobta en irisi 1.5 cm. çok sayıda nodül’ yorumu hekime ve hastaya yardımcı değildir. Hastanın tiroid bezinde 8 mm. ve 20 mm. arasında sekiz nodül bulunabilir ve bunlardan sadece 9 mm.’lik bir nodül, kanser riski açısından kuşku taşıyabilir. (Nodül sınırlarının düzensizliği, hipoekojenite, toplu iğne başı gibi kalsiyum çökeltilerinin oluşu, aşırı kanlanma gibi).
Bu durumda öncelikle ince iğne aspirasyon biyopsisi uygulamak gerekir. Bu teknik, son yılların altın kuralı haline geldi. Yeterli materyal alınabilmiş bir biyopsi, deneyimli bir patolog tarafından incelendiğinde, güvenilirlik oranı yüzde 97’ye kadar çıkar. Yeterli bir inceleme üç sonuçla karşımıza çıkar: İyi, kanserli veya kuşkulu. Kanserli veya kuşkulu nodüllerde ameliyata karar vermek gerekebilir.
Bir cm’in altındaki nodüllere mikronodül denir. Bu ufak nodüller, kaliteli bir ultrasonla incelendiğinde ‘iyi’ bulunursa, 6-12 ay aralıklarla izlenebilir. ‘Kuşku’ uyandıran 5-6 mm’lik nodüllere ince iğne aspirasyonu uygulanabilir.
Hormon tedavisi alanlar dikkat!
1- Hekiminizi düzenli aralıklarla ziyaret edin ve tedavinizin amacını öğrenin.
2- İlacınızı belirlenen saatlerde alın. Unutmayın, her gün aynı saatte içmeye özen gösterin. Eğer bir gün ilacınızı almayı unutursanız, ertesi gün iki doz alabilirsiniz.
3- Tiroidle ilişkili olmayan bir hastalık nedeniyle ilaç tedavisine başlayacak olursanız, hekiminize tiroid hormonu kullandığınızı bildirin.
4- Yeni yakınmalar ortaya çıkacak olursa ya da hekiminizi bir yıldır ziyaret etmediyseniz, mutlaka muayeneye gidin.
Nasıl takip edilmeli?
İnce iğne aspirasyon biyopsisinin kanser veya kanser kuşkusu belirttiği tüm nodüller, ameliyat edilmeli. Kitle etkisiyle nefes borusuna baskı yapan iri nodüllü vakalarda, kanser kuşkusu olmasa bile ameliyat önerilmeli. İğne aspirasyon sonucu iyi çıkan tüm nodüller, kullanılan yöntemin yüzde 3-5 hatalı sonuç vereceği göz önüne alınarak, izlenmeye devam edilmelidir. Nodül yüzde 20 oranında veya daha fazla büyüyorsa, iğne biyopsisi tekrarlanmalı veya ameliyat düşünülmeli. Nodüllerin büyümesine engel olmak için verilen tiroid hormonu tedavisi her zaman yararlı olmaz. Yaşlılarda ve menopozlu kadınlarda çok hafif doz fazlalığı bile osteoporoza veya kalpte ritim bozukluklarına yol açabilir. Nodüllü hastalarda TSH denen uyarıcı hormon, hafif veya biraz yüksekse, normal sınırlara indirmek yararlı olabilir.