Vücudun bir tepki vermesini ya da duruma adapte olmasını gerektiren her türlü uyarana stres denir. Stres bazı zamanlarda yararlıdır çünkü konuya odaklanmayı ve bir tehlike anında harekete geçmeyi kolaylaştırır. Ancak sürekli stres altında olmak farklı bir durumdur ve depresyondan tutun da kalp rahatsızlığına dek pek çok sağlık sorununa yol açabilir.
Kişinin çevreyle uyumunu bozar ve kapasitesini zorlar. Stressiz insan yoktur çünkü insanlar çevrede olup bitenlere tepki verir. Eğer stres yoksa, kişi tepki veremez ve bu da ölüm anlamına gelir. Bu yüzden stres hayatın bir parçası kabul edilir.
Çevresel, fiziksel ve duygusal olmak üzere üç tip stres vardır. Vücut, stresi algıladığında sinir sistemi hemen cevap verir. ‘Savaş ya da kaç’ olarak bilinen bu tepkiyle sempatik sinir sistemi uyarılır. Bu da kalp atışlarının hızlanması, uç noktalara kanın daha çok pompalanması, tansiyonun yükselmesi, görüş kalitesinin artması gibi birtakım değişiklikleri tetikler.
Böbreküstü bezlerinden kortizol ve adrenalin gibi stres hormonları salgılanır. Tüm bu değişiklikler vücudun kas gücünü artırıp, duyuları keskinleştirerek tehlike veya stres yaratan bir durum karşısında pozisyon almamızı sağlamaya çalıştığının göstergesidir.
Gerçekten riskli bir durum söz konusu olduğunda, örneğin vahşi bir hayvan sizi kovalıyorsa, vücudun bu şekilde kendini adapte etmesi elbette faydalı olacaktır. Ancak ortada böyle bir tehdit yokken, gündelik hayatta sürekli stres hormonu salgılamanız kronik stresten mustarip olduğunuz anlamına gelir. Kronik stres, stres hormonlarını salgılayan böbrek üstü bezlerini yorar ve bu da halsizlik, uyku bozuklukları, tiroid problemleri ve hatta obeziteye yol açar.
Kendinizi test edin
Stresli olup olmadığınızı anlamak için şu sorulara verdiğiniz cevapların çoğunun ‘Evet’ olması gerekir:
- Sürekli yorgun bir halde misiniz? Sabahları yorgun bir halde mi kalkıyorsunuz?
- Kendinizi sinirli, endişeli ya da panik halinde mi hissediyorsunuz?
- Başkalarına karşı tahammül gösteremiyor musunuz?
- Bir konuya yoğunlaşmakta güçlük mü çekiyorsunuz?
- Uyku probleminiz var mı?
- Genelde baş ağrısı çeker misiniz?
- Daha önce yaptığınız işlerden zevk almıyor musunuz?
- Kendinizi önemli biri değilmiş gibi mi görüyorsunuz?
- Neşesiz ve depresif bir halde misiniz?
- Soğuk algınlığına sık yakalanıyor musunuz?
- Dinlenmek için herhangi bir madde kullanıyor musunuz?
- İştahınızda artma var mı?
- Çabuk mu sinirleniyorsunuz?
Vücuttaki ani değişiklikler
Stres anında beyinden vücuda savaş ya da kaç mesajı gelir. Bu sırada kalp daha fazla enerji üretmek için besinleri daha hızlı pompalar ve daha hızlı atmaya başlar. Oksijen miktarını artırmak için solunum hızı artar ve kan damarları genişler. Birçok kişinin fark ettiği bir durum olan göz bebeklerinin büyümesi gerçekleşir. Dalak daha çok kan üretir ve karaciğer kana daha fazla şeker salgılar. Sindirim hızı yavaşlar. Böylece enerji, beyin ve kaslar tarafından kullanılır. Bu durum uzun düre devam ederse vücuda zarar verir.
- Stresle başa çıkabilmenin en önemli yollarından biri, zamanı iyi yönetmektir. Yani düzenli bir şekilde her şeye vakit ayırmak gerekir. Sadece ders, iş veya mecburi sorumlulukları değil, beslenme, çeşitli aktivite, eğlence ve egzersiz gibi konulara da vakit ayrılmalı.
- Fiziksel bir aktivitede bulunmak, egzersiz yapmak, vücudun fizyolojik şartlarını düzene sokar. Kalp daha rahat oksijen gönderir, bireyin zindeliği ve gücü artar. Stres hormonlarından kurtulmak kolaylaşır. Bu egzersizlerin yanında gevşeme hareketleri yapılması, bedenin rahat bir şekilde kontrol edilmesini sağlar. Bunun için bir uzmandan yardım almak en iyisidir.
- Bunun dışında beslenmeye dikkat edilmeli. Kahve, çay ve kola gibi içecekler stresi artırır. Bitki içecekleri ya da meyve suları tercih edilmeli.
- Kişilerle olan ilişkileri ve sosyal etkinlikleri geliştirmek de stresi azaltmanıza büyük katkı sağlar. Karşıdaki kişiyle tartışırken sorumluluğu ona yüklemek yerine kendi üzerine almak daha olumludur. Farklı bir şeyler denemek de kişiyi rahatlatır.
Bu önerileri uygulayın
Kontrol delisi olmayın: Stres çoğu kez kontrolümüz dışında gelişen olaylara karşı kontrolü elimizde tutmak istememizden kaynaklanır. Elinizden geleni yaptıysanız, işleri oluruna bırakabilmelisiniz.
Yürüyüşe çıkın: Stres seviyenizin arttığını hissettiğiniz anlarda sakin ve yeşillik bir alanda yürüyüşe çıkın.
Eşyalarınıza bağlanmayın: Eşyalara olan bağlılığımız gözümüzden kaçan önemli bir stres kaynağıdır.
Trafikten olabildiğince kaçının: Daha uzun sürecek olsa bile eğer daha akıcı bir yol biliyorsanız, trafiğe girmeyin.
Olumlu tavır takının: Herhangi bir zorluk ya da engel kapınızı çaldığında, ilk tepkiniz olumlu bir tavır takınmak olsun.
Gülümseyin: Gülümsemek bakış açınızı değiştirir.
Müzik dinleyin: Stres kapınızı çaldığında müziğinizi açın, arkanıza yaslanın ve rahatlayın.
Meditasyon yapın: Dik ve rahat bir şekilde oturup sonra da 10 dakika boyunca nefes alıp verişinize odaklanmaya çalışın.
Bağlantılı hastalıklar
- Baş ağrısı
- Saç dökülmesi
- Hafıza sorunları
- Kalp krizi
- Astım
- Sindirim problemleri
- Bel çevresi yağlanması
- Bel ve sırt ağrıları
- Tansiyon sorunları
- Kan şekeri düzensizliği
- Yaşlanma
- Bağışıklık sisteminin zayıflaması