Tıp dilinde ‘pilonidal sinus’ veya ‘pilonidal kist’ olarak adlandırılan kıl dönmesi, vücuttan kopan kılların ciltte bir yol bularak (mikroskobik diyebileceğimiz kadar küçük ter bezi deliklerinden), deri altında toplanması ve yuva oluşturmasıyla meydana gelir. Bu kıl yuvası, genellikle kuyruk sokumunda ortaya çıkar ve erkekleri daha çok etkiler. 15-30 yaş arasında görülür. Söz konusu bölgede yer alan bakteriler nedeniyle enfeksiyon meydana gelene kadar, belirti dikkat çekmez. Enfeksiyon oluştuktan sonra ise şişlik, kızarıklık ve ağrılarla fark edilir.
Enfeksiyon sonucu irin dolu bir apse meydana gelebilir ki, bu da akıntı, pis koku, ateş ve titreme gibi başka şikayetleri beraberinde getirir.
Kıl dönmesinden şüphelendiğiniz an, doktora başvurmanız önemlidir. Çünkü zaman ilerledikçe, enfeksiyon ve ağrıların kötüleşmesinin yanı sıra rahatsızlık da kronikleşebilir.
Risk faktörleri neler?
- Kıllı vücutlarda kıl dökülmesi oranı daha fazla olacağından, böyle bir vücuda sahip olmak, riski artırır. Kuyruk sokumu bölgesinde kılların birikmesini önlemek için sık sık duş almak gerekir. Duştan sonra da iyice kurulanmayı da ihmal etmeyin.
- Oturma şekliniz, kılların deri altına yürümesine yol açabileceği için büyük önem taşır. Uzanarak oturmak veya oturduğunuz yerde kaykılmak (arkaya doğru yaslanıp yayılmak), ileri-geri hareket ederek oturmak, uzun saatler oturur pozisyonda olmak, yine uzun süre araba kullanmak, kıl dönmesi riskleri arasındadır.
- Uzun yürüyüşler veya bisiklete binmek gibi sürekli tekrarlanan hareketler de kılların deriye girmesini kolaylaştırır. Bu saydığımız hareketlerde kuyruk sokumu bölgesinin gerilmesi, baskıya uğraması ya da kaba etlerin birbirine sürtünmesi, kıl dönmesi için zemin oluşur.
- Aşırı kilolu ve obezlerde, hem hareketsiz yaşam hem de kuyruk sokumuna baskı olması yüzünden, kıl dönmesi riski fazladır. Üstelik kilolu kişilerin daha çok terlemesi de olumsuz bir etkendir. Terleyen deri yumuşar ve terle birlikte kılların deri altına ilerlemesi kolaylaşır.
- Dar pantolon ve tişörtler, özellikle de gençler arasında daha çok tercih ediliyor ama bu şıklık, aynı zamanda kıl dönmesini de beraberinde getiriyor. Terleme ve dar kıyafetler, sürtünme yoluyla kılların deri altında ilerlemesini kolaylaştırabilir.
- Kıl dönmesi, doğuştan gelen bir rahatsızlık olmamasına karşın, bazı kişilerin cilt ve kıl tipi, sorunun ortaya çıkmasında genetik rol oynayabilir.
Sklerozan madde enjeksiyonu Bu yöntemde, sinüs ağzı genişletilerek içindeki tüm kıllar temizlenir. Daha sonra sağlıklı cilt korunarak 2-3 cc., yüzde 80’lik fenol, sinüs içine verilir. İşlem, gerektiğinde aralıklı olarak tekrarlanabilir. Poliklinik koşullarında yapılabilir. |
Belirtileri neler?
Çoğu hastada durum sessiz ilerleyebildiği gibi, ileri aşamada belirti verir. Hastalar genellikle ilk olarak durumu, yıkanma sırasında kuyruk sokumunda beliren acıyla fark eder. Belirtileri arasında şunlar yer alır:
- Bölgesel şişlik ve hassasiyet
- Ciltte kızarıklık
- Kötü kokulu akıntı
- Ağrı
- Ateş
- Halsizlik
- Bulantı
Kıl dönmesi belirtileri küçük bir çukurdan büyük ağrılı bir kitleye kadar değişebilir. Berrak, koyu renkli ya da kanlı akıntı olabilir. Enfeksiyonla beraber, kuyruk sokumu bölgesi kırmızı, hassas hale gelebilir ve akıntı olabilir.
Farklı tablolar ortaya çıkabilir
Hastalık, birçok değişik tabloyla karşımıza çıkabilir. Hastaların tamamına yakınında, akut apse süreci diye tanımlayabileceğimiz ileri derecede ağrı, ateş ve hassasiyetle seyreden atak olur. Sıklıkla akıntı ve cerahatle sonlanır. Apse dağıldıktan sonra kendiliğinden ya da tıbbi müdahale sonucu, birçok hastada kıl dönmesi gelişir.
Sinüs, cilt yüzeyinin altında uzanan, yüzeye bir ya da daha fazla küçük ağız veya kanalla açılan bir boşluktur. Bunların çok azı tedavisiz iyileşmesine rağmen, hastaların büyük kısmının ameliyat olması gerekir.
Tedavi, hastalığın durumuna bağlıdır. Eğer hiçbir belirti ve semptom yoksa, bu aşamada etkilenen alanı kıllardan te mizlemek ve hijyene dikkat etmek yeterlidir.
Akut belirti ve bulgulara sahip hastalarda, öncelikle enfeksiyonu ortadan kaldırmak için antibiyotik tedavisi verilebilir. Ağrı kesiciler, ağrının giderilmesine yardımcı olabilir. Bazı durumlarda ameliyat gerekebilir. Akut apse varlığında, bir kesi yapılıp, irinin boşaltılması sağlanmalıdır.
Tekrarlayan enfeksiyon atakları ve akıntıya neden olan olgularda, genelde ameliyat önerilir. Bazı hastalarda kıl dönmesi operasyonu yerine, konservatif yöntemler de uygulanabilir.
Kronik hale gelirse…
Tekrarlayan enfeksiyon atakları veya devamlı akıntı olan vakalarda, ameliyat düşünülmelidir. Operasyonlarda özet olarak kıl kisti kavitesinin bütün halinde çıkarılması veya üzerinin tamamen açılması gerekir. Bu bölge açık bırakılabileceği gibi, başka yerden kaydırılan deriyle de kapatılabilir. Hasta ve doktor, doğru ameliyatın seçilmesine birlikte karar verir.