Grip, influenza denilen virüsün bronşlar ve akciğerden oluşan solunum sisteminde meydana getirdiği, özellikle sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başında salgınlara yol açan yüksek derecede bulaşıcı viral bir enfeksiyondur. İş gücü kaybı açısından bakıldığında, tüm dünyada işe devamsızlıktan yüzde 10 sorumludur.
Kuluçka süresi 1-3 gün arasında değişir ve bu dönemde kişide belirti olmamasına karşın, hastalık bulaştırıcı özelliği bulunmaktadır. Bu özellik, grip belirtileri başladıktan sonra 4-6 gün kadar da devam eder.
Belirtileri nelerdir?
Başlangıcı genellikle anidir. Kişi kendini iyi hissediyorken, 1-2 saat içinde önce üşüme, titreme, terleme, baş ağrısı, kas ağrıları ve ateş (38-40 derece) başlar, daha sonrasında ise burun akıntısı, baş dönmesi, öksürük, boğaz ağrısı, göğüste yanma, ağrı, gözlerin sulanması ve gözlerde ışığa hassasiyet şikayetlerinden bir ya da birkaç tanesi, tabloya eklenebilir.
Bu belirtiler, 3-5 gün kadar sürse de genellikle 2-3 gün içinde düzelme başlar.
En çok kimler risk altındadır?
Küçük çocuklar ve 65 yaşından büyük olan kişiler
Şeker hastaları
Astım ve kronik akciğer hastalığı olanlar
Organ nakli yapılmış hastalar
Böbrek hastaları
Bakımevlerinde ve huzurevlerinde kalanlar
Bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi gören kişiler
Anne adayları
Bebekler
Nasıl korunmalı?
Grip virüsünün vücuda girmesiyle başlayan bu bulgular, genellikle 5-7 günde iyileşmeyle sonuçlansa da, bazen kulak (otit) veya akciğer enfeksiyonları (zatürre) gibi bazı ciddi enfeksiyonlara yol açabilir. Bu nedenle korunma çok önemlidir.
Ne yapmalı?
Riskli insanlar aşılanmalıdır
Dengeli beslenmeli
Yeterli miktarda su içilmeli
Düzenli spor yapılmalı
Stresten uzak yaşamalı
Sigara içmemeli
Tokalaşmamalı
Kalabalık yerlerden uzak durmalı
Nasıl tedavi edilir?
Her şeyden önce dinlenmek, mümkünse, yatak istirahati önemlidir. Yatarken başın yukarıda tutulması (İki ya da daha fazla sayıda yastıkla yatmak) geniz akıntısının vereceği rahatsızlığı azaltacaktır. Yakınmalar düzeldiğinde, hemen normal aktiviteye dönülmemeli, tam bir iyileşme için bir süre daha dinlenmeye devam edilmelidir.
Tedavide influenza virüsüne yönelik antiviral ilaçlara mümkün olduğu kadar erken başlanmalıdır. Antibiyotik türü ilaçlar, ancak viral bir enfeksiyon olan gribin üzerine bakteriyel bir başka enfeksiyon eklendiğinde bir hekimin önerisiyle kullanılabilir.
Soğuk algınlığı nedir?
Soğuk algınlığı (Nezle), çeşitli virüslerin yol açtığı ve üst solunum yollarında bazı belirtilere yol açan ‘hafif’ seyirli bir hastalıktır. Kişiden kişiye bulaşır. Bulaşma, aksırma, öksürmeyle etrafa saçılan damlacıkların içindeki virüslerin havada kalması veya virüsü almış hastanın elinden ağız-burun mukozalarına sürmeleriyle olmaktadır.
Belirtileri nelerdir?
Ateş, baş ağrısı, eklem ve kas ağrısı, yorgunluk hissi, akan ya da dolu burun, hapşırma, boğaz ağrısı, göğüs doluluğu, koku ile tat duygusunun azalması, kulaklarda basınç hissi ve ses kalitesindeki değişiklikler...
Tedavisi:
Soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotiklerin yeri yoktur. Tedavi, belirtilere göre yapılmalıdır. Sıvı alımının artırılması, istirahat edilmesi ve stresten uzak durulması da vücut direncinin yeniden kazanılmasına yardım eder. Yazımı her zaman olduğu gibi birkaç önemli noktayı belirterek bitirmek istiyorum:
Grip ve soğuk algınlığının tedavisinde antibiyotiklerin yeri yoktur. Çünkü sebep virüslerdir. Antibiyotik ise bakterilere karşıdır. Fakat virüs enfeksiyonundan dolayı bağışıklığı zayıflamış zemine gelen bakteriler, kulak iltihabı, bronşit, sinüzit veya zatürreye yol açarlarsa, antibiyotik kullanmak gerekir.
Grip aşısı riskli grupta olan yukarıda belirttiğimiz kişilere uygulanır, bu aşı bizi sadece influenza virüsüne karşı korur. Nezle yapan virüslere hiçbir etkisi yoktur. Bir başka deyişle, “Bu yıl aşılandım ama hep grip oldum” lafının hiçbir anlamı yoktur, olunan diğer virüslerle oluşan soğuk algınlığıdır.