Son yıllarda herkesin ağzında ve aklında olan bir kelime ‘Glamping’. Değişen seyahat anlayışı, pandemi şartlarıyla birleşince öne çıkan tatil seçenekleri arasında en çok bilineni desek yanlış olmaz.
Özetle, doğada kamp yapayım ama dertleriyle uğraşmayayım lüksten de ödün vermeyeyim diyenlerin tatili bu...
İngilizce iki kelimenin, ‘glamourous’ ve ‘camping‘in birleştirilmesiyle oluşturulmuş. ‘Glamourous’, göz kamaştırıcı, büyüleyici, cazibeli anlamlarına gelmekte. Malum ‘camping’ ise kamp demek.
Yani lüksü doğanın ortasına taşıyarak alıştığınız konfordan vazgeçmeden, dünyanın el değmemiş noktalarında tatil yapmanın yeni yolu Glamping.
Nasıl bir seçenek?
Öncelikle bu bir çadır tatilinin çok ötesinde. Beş yıldızlı otel tatilinden sıkılanların yeni gözdesinde doğanın ortasında bir çadırdasınız. Ama konforlu bir yatağınız, sıcak suyu olan bir duşunuz, isterseniz jakuziniz bile var. Kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri beş yıldızlı otellerle yarışır.
Normal kamp ile farkı
Önce ortak noktaları söyleyelim. Her ikisi de, doğada yapılıyor. Şehrin stresinden kısa bir süreliğine de olsa kaçıp dinlenmek isteyenlerce tercih ediliyor. Yerleşim yerlerinden, yani gürültü ve insanlardan uzak noktalardalar. Her ikisinde de çadırda konaklıyorsunuz.
Farklara gelirsek, normal kampçılıkta önce ekipmanları satın almanız gerekiyor, sonra kamp için uygun bir alan bulacaksınız. Tüm ekipmanı kamp yerine taşımanız, çadırı kurmanız gerekiyor. Büyük olasılıkla çadırınız iki kişilik olacak. Bir matın üzerinde, uyku tulumunda uyuyacaksınız. Yemeğinizi kendiniz pişirecek, çöpünüzü biriktirip götüreceksiniz. Duş, tuvalet ve böcekler ise çözmeniz gereken diğer konular.
Glamping de hiçbir ekipman almanız ve taşımanız gerekmiyor, çadırınız kurulmuş ve hazır bir halde sizi bekliyor. Kamp işinin en zahmetli bölümü olan çadır kurmakla uğraşmıyorsunuz yani. Adı ve üretildikleri malzemeler dışında bu çadırların diğerleri ile pek bir ortak noktası yok desek yanlış olmaz. Öncelikle büyükler. Soğuk ve sert bir zeminde uyumak zorunda değilsiniz, rahat bir yatağınız, sıcak duşunuz sizi bekliyor. Jakuzi seçeneği olanlar bile var. Yemek ve temizlikle uğraşmıyor, böceklerle mücadele etmiyorsunuz.
Çevreye duyarlı ve sürdürülebilir
Her ne kadar lüks bir tatil seçeneği olsa da çevreci ve sürdürülebilir bir yaklaşım hakim Glamping’de. İhtiyaçlar yakınlardaki yerel kaynaklardan sağlanır, su sistemleri ise doğa dostu planlanır. Bir otelle karşılaştırıldığında karbon salınımı yok denecek noktada. Özellikle çocuklara doğaya zarar vermeden de tatil yapılabileceğini öğretmek için harika bir seçenek.
Doğa ile iç içe tatil yapmak doğayı daha yakından tanımanıza yardımcı olduğu gibi modern tatil seçeneklerinden uzak olmak, arkadaşlarınız ile de daha çok zaman geçirmeniz anlamına geliyor.
Çıkış noktası ve tarihçesi
Modern dünyada ilk ortaya çıktığı ülke İngiltere.
Oxford Sözlüğü’ne giriş yılı ise 2016. Her ne kadar kelime yeni olsa da eylem yeni değil. Tüm yabancı kaynaklar Glamping’i anlatırken, Osmanlı’nın sefere çıktığında kullandığı süslü ve lüks çadırlarından bahsetmekte. Bu çadırlardaki lüks ve şatafatın o tarihlerde Avrupalıları büyülediği bir gerçek. Osmanlılar dışında Orta Çağ’da pek çok Avrupalı soylu da seyahat ya da eğlenceler için benzer çadırlar kullanmaktaydı.
Lüks çadırlarda konaklamanın yeniden yükselen bir trend olması ise 20’nci yüzyılın başları... Afrika safarilerinin sembolü haline gelen şatafatlı çadırlar macera yaşamak ama konforlarından ve lüksten vazgeçmek istemeyenlerin tercihiydi. Bugünse doğanın içinde olup konfordan ödün vermek istemeyenlerin tercihi.