Geçtiğimiz hafta benim için sanat, kültür ve tarihle iç içe geçti. Uzun zamandır aklımda olan Türkiye’nin Avrupa’ya komşu iki şehrinden biri olan Kırklareli’ndeydim. Aynı tarihlerde Kırklareli’nde bu yıl 27’ncisi gerçekleştirilen Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali de varmış. Kaldığım sürece neredeyse şehrin her köşesinde gün boyu bir aktivite vardı. Resim ve fotoğraf sergileri, yüksek katılımlı söyleşiler, konserler, şiir dinletileri ve tiyatro gösterileri tüm şehre ve güne yayılmıştı. Gündüzleri şehri ve çevresini keşfederken, akşamları da festival programındaki aktivitelere yetişmeye çalıştık.
Avrupa’nın tarımla tanıştığı yer, Aşağıpınar
İlk yerleşim M.Ö. 6 bin 200’lü yıllar civarında yani 8 bin 200 yıl evvel Anadolu’dan gelip yerleşen çiftçilerle başlar ve Aşağıpınar’da temelleri atılan bu ilk çiftçilik sonrasında hızla Avrupa’ya yayılır. Sonrasında tarih boyunca buradan geçen tüm uygarlıklar Traklar, İskitler, Persler, Makedonlar, Galatlar, Romalılar, Macarlar, Haçlılar ve Osmanlı’lar hepsi izlerini bırakırlar. Dolayısıyla Asya-Avrupa kültürlerinin geçiş yolundaki Kırklareli’nin tarihi oldukça zengin.
Nerede kalalım, nereleri gezelim, kaç gün ayıralım?
Kırklareli İstanbul’un hemen yanı başında. Dolayısıyla İstanbul’dan gidecekler Kırklareli’ni keşfetmeyi birkaç hafta sonuna yayabilirler, diğer illerimizden geleceklere tavsiyemse en az iki tam gün ayırmaları. Konaklama için benim de kaldığım Royal Bilgiç Hotel’i tavsiye edebilirim.
Sabah otogar çıkışındaki Karagöz Heykeli’nden yürümeye başlayabilirsiniz. Mustafa Kemal Bulvarı boyunca yürürken sırasıyla Hapishane Çeşmesi, Aşağıpınar ve Kanlıgeçit ören yerlerinde bulunan eserlerin sergilendiği Kırklareli Müzesi, Kapan Camii, Hızır Bey Camii ve Külliyesi ve Alman Çeşmesi’ni göreceksiniz. Takiben Yayla Caddesi’nden yukarı devam ederseniz restore edilen Türk Ocağı binasında açılmış Kırklareli’nden kesitler sunan bir diğer harika müzeye varacaksınız. Sonrasındaysa Yayla Mahallesi’ndeki tarihi evleri keşfe çıkıp yorgunluğunuzu meydandaki Yayla Kahve’de bir kahve içerek atabilirsiniz. Aynı yoldan geriye dönüp, bu kez sağ taraftaki Balkan Caddesi’nden yukarı devam ederseniz, Kadı Camii ve Çeşmesi’yle Gerdanlı Çeşmesi’ni göreceksiniz. Osmanlı’nın Kırklareli’ni alması sırasında burada şehit düşen ve rivayete göre de şehre ismini veren 40 akıncının anısına inşa edilmiş Kırklar Şehitliği’ne vardığınızdaysa sizi “Kırk kimse ki Şehit oldu bu yerde; bu nam ile anıldı bu belde” beyiti karşılayacak. Kırklar tepesinden Kurtuluş Caddesi’ne indiğinizde sırasıyla bugünkü şehitlik, Kayyumoğlu Çeşmesi, Kocahıdır Çeşmesi sizi beklemekte. Kocahıdır’ın hemen yanından yukarı yürürseniz kent merkezindeki programımızın son noktası Paşa Camii ve Çeşmesi’ne ulaşacaksınız. Sıra Kırklareli Müzesi’nde buluntularıyla tanıştığımız, Kırklareli’nin güneyinde, Asilbeyli Köyü yolu üzerinde yer alan Aşağı Pınar ve Kanlı Geçit ören yerlerinde. Burada aynı zamanda Kırklareliler’in Samanlık Müzeler dediği bir açık hava müzesi mevcut. Sabah müze ziyaretiniz sırasında öğleden sonra bu ören yerlerini gezmek istediğinizi söyleyip ziyaret etmek için yardım alabilirsiniz. Akşam üzeriyse İstasyon Caddesi’nde yürüyüş yapmayı, artık trenin uğramadığı İstasyon binasını görmeyi unutmayın.
Pers Hükümdarı Darius’un “Ben dünyaya sahibim, burasıysa en güzel sulara” dediği Kaynarca, Poyralı Köyü, Binbir Oklu Ahmet Baba Türbesi, Koloğlu İlköğretim Okulu ve Kalesi’yle Pınarhisar, Gazi Süleyman Paşa Camii, Hasan Bey Camii, Kalesi, Antik Tiyatrosu’yla Vize, Aya Nikola Manastırı, yaz aylarında giderseniz günün yorgunluğunu atacağınız kumsallarıyla Kıyıköy, Kırklareli çevresinde gezebileceğiniz
diğer yerler.
Nerede yiyelim, nerede eğlenelim?
Eğer muhteşem Kırklareli köftesinin tadına bakmak istiyorsanız tavsiyem, Gürdallar. Celepoğlu Konağı’ysa otantik bir binada Balkan ve dünya mutfağından örnekler sunmakta. Eğlencedeyse tavsiyem, restore edilmiş bahçeli tarihi bir binada hizmet veren Papazın Evi. Üst katında akşam yemeği yiyebilirsiniz, canlı müzik ise alt katında.
Ne alalım?
Tabii ki Hardaliye! Ayrıca beyaz ve kaşar peynir, tahin helvası, Poyralı Köyü’nden pekmez ve dokuma.