Müziğin peşinde Efes’ten Konya’ya...

Müzik... Ruhun gıdası, din, dil, ırk ve zamanın olmadığı, sözün önemini yitirdiği, duygu ve düşüncenin en saf şekilde anlatılabildiği evrensel iletişim aracı... Konfüçyüs’e göre ‘yerle gök arasındaki uyum’, Platon’a göre ‘evrene ruh, zihne kanat, hayallere uçma gücü, hayata ve her şeye neşeyle tılsım veren ahlaki
bir yasa’, Pisagor’a göre de ‘anlatmanın matematiksel bir yolu’dur müzik.

Biz de peşinden düştük yollara... Efes’te coşan ruhumuz Konya’da dinginleşti, huzura kavuşmuş bir halde döndük bir kaos yumağı olan Şehr-i Dersaadet’e.

Opera ve bale

Geçtiğimiz yıl Uluslararası Efes Opera ve Bale Günleri olarak düzenlenen etkinlik, Efes’in büyülü atmosferindeki görkemli antik tiyatroda bu sene festivale dönüştü. 7 Eylül’de Mikis Theodarikis’in ‘Zorba’ balesiyle başlayan müzik yolculuğu,
11 Eylül’deki gala konseri ve 14 Eylül’de Puccini’nin ölümsüz operası ‘Tosca’ ile devam etti ve 18 Eylül’de Carl Orff’un ‘Carmina Burana’sıyla son buldu.

Seneye yine eylül ayında tekrarlanacak etkinliği, şimdiden 2019’da yapılacaklar listenize ekleyin. Gitmişken gündüz Efes’i ve çevresini gezip, tarihin derinliklerinde kaybolun, akşamsa 2 bin yıl önceden günümüze binlerce oyunun sergilendiği tiyatroda ruhunuzu dinlendirin.

Görülecek yerler

Efes Antik Kenti, Artemis Tapınağı, St. Jean Bazilikası, Yedi Uyuyanlar Mağarası, Meryem Ana Evi, Belevi Mausoleumu, Ayasuluk Tepesi ve Kale, Su Kemerleri, İsa Bey Cami ve Hamamı, Şirince Köyü.

Nasıl gidelim?

İzmir’e neredeyse tüm büyük şehirlerden uçuş var. Selçuk’a da Havaş ya da İzban’la ulaşmak mümkün. Yolculuk süresi bir saat civarı. “Araçla giderim” derseniz İstanbul’dan yaklaşık yedi, Ankara’dansa sekiz saat sürüyor.

Nerede kalalım?

İki kişilik oda fiyatları, 75 TL’den başlıyor. Selçuk’ta farklı seçenekler bulunmasına rağmen, ben olsam 15 dakika daha gidip, kişiliği ve hikayesi olan Kuşadası Kısmet Otel’de kalmayı tercih ederim.

“Gitmeden ne okuyalım?” derseniz, Sabahattin Türkoğlu’nun ‘Efes’in Öyküsü’nü tavsiye ederim.

Mistik festival notları

Anadolu’nun kalbinde yer alan dünyanın en eski yerleşim yerlerinden, Selçuklular’ın başkenti, şehzade şehri ve Mevleviliğin merkezi Konya, adeta bir açık hava müzesi!

Her adımınızda bu zengin tarihinin izleriyle, gerçek İslam’ın hoşgörüsü sizi sarmalar ve içine çeker. Bu derin hoşgörünün kaynağıysa büyük mutasavvıf ve şair Mevlâna Celâleddîn Rûmî.

Doğum günü olan 30 Eylül, şehirde her yıl çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Bu kapsamda 2004’ten beri düzenlenen Uluslararası Konya Mistik Müzik Festivali, farklı kültürlerin geleneksel, tasavvufi veya dini nitelikteki mistik müziklerinden en güzel örnekleri, ülkemiz insanına tanıtıyor.

Bu yıl 15’incisi düzenlenen festival, Hz. Hüseyin’in hayatının konu edildiği ‘Ehl-i Beyt Aşkına’ konseriyle anlamlı bir tarihte, 10 Muharrem yani 20 Eylül günü başladı ve 30 Eylül’de sona erdi.

Gelecek sene gitmeyi düşünenler, www.mistikmuzik.gov.tr’den festivalle ilgili bilgi edinebilirler.

Ziyaret edilecek yerler

Hz.Mevlana ve Şems-i Tebrizi Türbeleri, İnce Minareli Medrese, Alaaddin Tepesi, Mecmaul Bahreyn Anıtı, Bedesten Çarşısı, tarihi Mengüç Caddesi, Musalla Mezarlığı’ndaki Ermeni Mezarlığı ve Cennet Çukuru, tarihi Sille Köyü, Kelebekler Vadisi, Ecdad Bahçesi Parkı, Konya Bilim Merkezi, İrfan Kültür Merkezi ve kesinlikle Çatalhöyük.

Konaklama

Her bütçeye uygun seçeneğin olduğu Konya’da, iki kişilik oda fiyatları 80 TL’den başlıyor.

Benim için odaların rahat ve donanımlı olması ve fiyat-performans ilişkisi önemli olduğundan tercihim Dedeman. Bu arada zengin kahvaltısını da unutmamak lazım. Yok eğer küçük ve butik olanlar tercihinizse, o zaman Hich Hotel’i bir kenara yazın.

‘Mesnevi’ ve Ahmet Hamdi Tanpınar’dan ‘Beş Şehir’ de gitmeden okunacaklar listesine eklenebilir.

Ulaşım

Konya’ya İstanbul ve Ankara’dan her gün tren var. İstanbul’dan dört, Ankara’dansa iki saat sürüyor ve kesinlikle en rahat ve hızlı seçenek. “Araçla giderim” derseniz, İstanbul ve İzmir’den yaklaşık yedi saat, Ankara’dansa üç saat sürüyor.