Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
Takvimler 1996’yı gösteriyordu Ahmet Şensılay ile tanıştığımda. Yıldırım operasyonu ile katıldığı seçimleri kazanarak, sevgili Tolon Sökmen’in 16 yıllık başkanlığının ardından İstanbul Turist Rehberleri’nin yeni başkanı olmuştu. Sonrasında, her daim karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı bir abi-kardeş ilişkimiz oldu.
Zeki, çalışkan, dobra, pervasız, cesur ve lafını sakınmayan bir insandı. Eğilmedi, bükülmedi, dolayısı ile de bunun bedelini de her daim misliyle ödedi.
‘Kaymakam Ahmet’ gerçekten kaymakamdı. Hem de en iyilerinden. Nerdeyse tüm bireyleri bürokrat olan iki ailenin torunu olarak 1952’de İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra, ailenin etkisi mi, yoksa ilkokuldayken oynadığı Cevat Fehmi Başkut’un, ‘Buzlar Çözülmeden’deki ‘Deli Kaymakam’ rolünün mü bilinmez, gitti Ankara Üniversitesi Mülkiye Bölümü’nü kazandı, kazanmakla kalmadı birincilikle de bitirdi. Rol icabı deli kaymakamlıktan gerçek kaymakamlığa giden yoldaki adımlarından biri olan kaymakamlık kursunu da birincilikle bitirdi.
Maceralarla dolu
Sonrasında maceralarla dolu dokuz yıla yakın süren bürokratlık yaşamı, 12 Eylül askeri yönetimi tarafından 1402’lik olarak kamu görevinden uzaklaştırılması ile sona erdi. Boyun eğmek sözlüğünde olmadığı için altı yıl sonra Danıştay kararıyla geri döndü mülki idare amirliğine. Başladığı gün ise “Kimse beni mesleğimden atamaz, ben kendim bırakırım” dedi ve çok severek yaptığı mesleğinden kendi özgür iradesiyle ayrıldı.
Bir süre özel sektörde yöneticilik yaptıktan sonra, öğrencilik yıllarındaki mesleği olan turist rehberliğine döndü. Ama ne dönüş. Altı yıl yaptığı İstanbul Rehberler Odası İRO Başkanlığı sırasında, bugün tüm Turist Rehberlerinin çatı örgütü olan ‘Turist Rehberleri Birliği’ TUREB’i ve halen varlığını sürdüren Turist Rehberleri Vakfı TUREV’i kurdu. Eğer vakfa akar sağlamak için kurduğu REVAŞ daha yolun başındayken, Türkiye ekonomisini altüst eden o büyük ekonomik krizi atlatabilseydi, bugün Türk turizminin önde gelen şirketlerinden biri olacaktı.
Birçok eseri var
Altısı çeviri olmak üzere 13 kitabı, çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış 100’den fazla makalesi ve 1981 Yazko Çeviri Roman Büyük Ödülü vardı Ahmet Şensılay’ın. Bulabilirseniz ‘Bir Taşra Bürokratının Anıları’ kitabını mutlaka okuyun.
Onu en yakından tanıyanlardan, okuldaşı Prof. Dr. Suavi Ahipaşaoğlu, “Halikarnas Balıkçısından sonra Türkiye Rehberlik tarihine damga vurmuş ikinci kişidir” diye yazmış. Bence de onu en iyi tanımlayan cümle bu.
Geçtiğimiz perşembe günü aramızdan ayrılıp eşi ve oğlunun yanına göçen Şensılay ya da dostları, meslektaşları arasındaki adıyla Kaymakam Ahmet’e Tanrım gani gani rahmet eylesin, geride kalan kızı değerli meslektaşım Senem’e de sabırlar versin.
Ve varsa eğer hakkım benden taraf helâl olsun...
Tarihe not düşmek adına, İstanbul, 6 Ağustos 2022