Kars, Anadolu’nun Kafkasya’ya açılan kapısı, Bagratlı Krallığı’na ve Güneybatı Kafkasya Cumhuriyeti’ne başkentlik yapmış, kadim şehir. Şimal, Ateş ve Hazan’ın memleketi burası. “Onlar kim?” diyorsanız, Şimal bir bozayı, diğerleri ise bir kurt ve vaşak. Geçtiğimiz hafta 20 yılı aşkın süredir bölgede çalışmalar yürüten Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu eşliğinde, bu üçünün izini sürdük.
Onların hikayesi pazartesi günü bu satırlarda olacak.
Bu arada gitmişken Boyner ve National Geographic iş birliği ile hayata geçirilen “Bugün Var, Yarın Yok Olmasın” isimli projesi kapsamında, Sarıkamış’ta bu üçünün izini sürdük. Gitmişken de Kars ve Ani’yi de meslektaşım Bengül Toprak ile keşfe çıktık.Adı Karsaklardan gelen Kars, Türkiye’deki en eski Türkçe il adına sahiptir. Tarihi MÖ 5000’lere uzanan bölgeye Huriler, Urartular, İskitler, Partlar, Sasaniler, Romalılar, Selçuklular, Gürcüler, Moğollar, Karakoyunlar, Akkoyunlar ve Osmanlılar egemen olmuş. Şehre adını veren Karsaklar Beyliği ise MÖ 2’nci yüzyıl ile MS 5’inci yüzyıl arasında Kars’ta hüküm sürmüş.
Baltık Mimarisi
Bugün Kars’ın silüetini belirleyen mimarinin sahibi 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda Kars’ı 40 yıl boyunca işgal eden Ruslar. Hazırladıkları imar planın kapsamında birbirini dik kesen ızgara planlı caddelerde Baltık denizi tarafında uygulanan bir mimari ile bugün 190 tanesi tescil edilerek koruma altına alınmış binaları inşa etmişler.
Görülecek yerler
Sarıkamış Şehitliği
Ani Antik Kenti
Yusufpaşa, Ortakapı ve Cumhuriyet Mahalleleri Baltık Mimarisi
Kars Kalesi
Havariler Kilisesi
Taş Köprü
Beylerbeyi Sarayı
Evliya Camii
Yusuf Paşa Camii
Kars Müzesi
Kars Peynir Müzesi
Ani Antik Kenti
İmparatorlukların doğuşunu ve batışını gören, Türklerin Anadolu’ya ilk adımına tanıklık eden ‘40 Kapılı’ ‘1001 Kiliseli’ şehir. Bir zamanların insanları büyüleyen güzellikteki, din, ticaret ve orduların karargâhı, enerji dolu şehirde, bugün artık sessizliği bozan tek şey sınır boyundaki derin vadide rüzgarın Ani’ye yaktığı ağıt. Rüzgârın yalnızlığının şahidi ise derin vadiyi sahiplenmiş Arpaçay.
Bugün Türkiye’nin en doğu ucunda bulunan, tarihin her dönemine şahitlik etmiş, çok önemli ama az bilinen, az gezilen bir antik şehir.
Kafkas Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Muhammet Arslan başkanlığındaki bilimsel bir ekip tarafından yürütülen kazıların devam ettiği Ani 2016’dan bu yana UNESCO Dünya Miras Listesi’nde...
Muhteşem surları, Arslanlı Kapı, Tigran Honents Kilisesi, Bakireler Manastırı, İpekyolu Köprüsü, Surb Amenap’rkitch Kilisesi, Büyük Katedral, Anadolu’nun ilk Türk camisi olan Ebu’l Menuçehr Camii, Altıgen Kilise, Selçuklu Kervansarayı, Zerdüşt Ateşgedesi, Kral Gagik Kilisesi Ani’de görülecek yerlerden bazıları...
Nerede kalalım, ne yiyelim?
Kars’ta konaklama için iki otel var tavsiye edeceğim. İlki görkemli bir Rus binası olan ve bir ara doğumhane olarak da kullanılan Cheltikov Hotel. Diğeri ise Kars merkezde çok güzel restore edilmiş eski bir konak olan Kar’s Otel.
Kars’a gitmişken tandırda kaz yemeden dönmek olmaz. Ama etsiz mantı Hangel’ide tatmayı unutmayın. Bu arada Evelik Çorbası muhteşem. Acem Kavurma, Piti, Umac Helvası, çeçil tatlısı, elma dolması ve Kars böreğini de not alın bir kenara.
“Nerede yiyelim?” diyorsanız Kars Kazevi ve Gastrokars Kars merkezde denediğim iki güzel mekan. Ama Sarıkamış’a giderseniz, bir esnaf lokantası olan Özyıldız Restaurant’a mutlaka uğrayın.
Ne alalım?
Kesinlikle peynir. Kars bir peynir cenneti! Fazla vaktiniz yoksa Peynir Müzesi çıkışında bir müze mağazası var. Fiyatları da makul. Eğer vaktiniz bolsa Kars çarşıda adım başı bir peynirci göreceksiniz.
Gravyer, kaşar, çaçil, tuluh, çakmak ve daha pek çok peynir çeşidi Kars’ta sizi bekliyor.
Tereyağı ve kara kovan balını da unutmayın.
“Peynir dışında yok mu başka bir şey?” diyenler için ekleyelim, Kars kilimi, gümüş kemer ya da kaz tüyü yastık diğer alınası şeyler arasında...