Kadın çalışmazsa fikri yükselmez
Tabii o zaman size denk gelmez.
Kadın yükselmezse, alçalır vatan.
Samimi olamaz; onsuz bir irfan.
Ziya GÖKALP
Sevgili, eş, ana, arkadaş, kardeş ama en önemlisi varoluşumuzun nedeni.
Her şey kadınla başladı esasında, tüm Tanrılar kadın, toplumlar ise anaerkildi. İlk çiftçiler, ilk şifacılar hep kadındı. Av ve savaş arasında sıkışıp kalmış erkekleri insanlığa yükselten, insanlığı uygarlığın eşiğine getiren kadındı. Ve bugün yılın bir gününde hatırlanmakta olan kadın, kalan 364 gün hakları için savaş vermekte yıllardır.
Türkler’de kadın
Oysa Türkler tarih sahnesinde boy gösterdiği günden itibaren diğer milletlerden farklı olarak eşittir erkekle kadın. Türk kadını yeri geldiğinde ailenin reisi, evlatlarının anası, yeri geldiğinde erkeğinin can yoldaşı, devlet yöneten, savaşandır. Toplum içinde saygındır, güç sahibidir.
Yaradılış Destanı’na göre kadın, kâinatın yaratılışına sebep olan ilham kaynağıdır ve yeri, yerin yedi kat yukarısı yani Tengri’nin yanıdır.
Orhun Kitabeleri’nde ise ‘hatun’un adı ‘hakan’dan hemen sonra gelir. “Türkan” denir hakanın ortağı olan hatuna ve törenlerde, şölenlerde, kurultaylarda hakanın sol yanında durur, fermanlara “Hakan ile hatun emrediyor” diye başlanmazsa geçersiz kabul edilir.
Oğuznamelerde adı geçen kadın alplar vardır. İslami-Arap literatüründe karşılığı olmayan bu kadın savaşçılara Anadolu’da ‘Bacıyân-ı Rum’ yani ‘Anadolu Bacıları’ derler ki Osmanlı Devleti’i kurulurken çok önemli askeri roller üstlendiler.
İşte bu nedenlerdendir ki Türkler doğup büyüdükleri toprağa “Anavatan”, temel yasalarına “Anayasa”, kutsal ve önem verdikleri haklara “Ana hakkı” der ve Tanrı Hakkı ile eş tutar.
Müslümanlığın kabulü sonrası Arap kültürünün Türk kültürünü kısmen asimile etmesi ile ikinci plana itilir kadın, ta ki Cumhuriyet kuruluna kadar.
Kısaca boşuna değildir atalarımızın “Kızınla devlet kurasın, oğlunla ordu olasın” demesi...
Montreal’de bir Türk kadın Şef
Bu yıl 8 Mart akşamı Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng’ün daveti üzerine birbirinden başarılı kadınlar ile akşam yemeğinde beraberdim. GastronoMetro’daki bu anlamlı etkinliğin konuğu ise dünyaca ünlü Türk Kadın Şef Fisun Ercan’dı.
Seferihisar’da doğan ve yemek konusunda son derece tutkulu bir anne babanın çocuğu olarak büyüyen Ercan, çocukluk tutkusunun peşinden gitmeden önce Türkiye’de ekonomi ve finans ve kızı ile Kanada’ya yerleştikten sonra da bilgisayar programcılığı öğretimi alır.
Bugün Montreal’in En İyi 10 şefi arasında gösterilen Ercan, sürdürülebilirliğe önem veren konsepti ile Kanada’nın en iyi restoranlarından biri olarak gösterilen Bika’nın da kurucu şefi. Bika’dan önce 2020’ye kadar 14 yıl boyunca Montreal’in en sevilen lokantalarından Su Restaurant’ın sahibi ve bir dönem de başka bir başarılı işletme Barbounya’nın da yönetici şefi ve ortağı olan Fisun Hanım’ın ‘Su: La Cuisine Turque de Fisun Ercan: 60 Recettes de Meze’ adlı bir de kitabı var.
Benim Fisun Hanım’ın adı ilk karşılaşmam ise ‘The IKEA ScrapsBook: A Waste-less Cookbook’ adlı, içinde Fisun Ercan’ın da yer aldığı bir yemek kitabı ile olmuştu.
Sıra dışı menü
Fisun Hanım bu gece için harika bir menü hazırlamıştı.
Başlangıç olarak tartar, taze bakla favası, levrekli enginar dolması, Ege otları mini börek, suvla kınalı yapıncak eşliğinde, hemen arkasından ise deniz ürünleri ile hazırlanmış pazı sarması, nodus narince eşliğinde sunuldu. Ana yemek ise fırınlanmış dana yanak parçaları ve kara lahana cipsi ile sunulan pancarlı mantıydı.
Menüdeki son kalem olan Anadolu lokmaları öncesi ise Urla Symposium eşliğinde tarhun otu dondurma vardı.
Metro’nun düzenlediği ‘Master Chef’ serisi kapsamındaki bu harika yemeğin konukları arasında kadın şeflere rol model olan, Seraf’ın şefi Sinem Özler, ‘Lezzet Atlası’ programı ile tanıdığım şef Sinem Çapraz, şef Şerife Aksoy, Nicole Restaurant kurucusu, kariyerine danışman şef olarak devam eden Aylin Yazıcıoğlu ve yıllardır misafirlerimi ağırlamaktan mutluluk duyduğum Mikla’dan Sabiha Apaydın gibi isimler de vardı.
Kadınlar Günü’ndeki bu anlamlı etkinlik için sevgili Sinem Türüng’e bir kez daha teşekkürler.