İSTANBUL KEŞFİ

Bu hafta sonu biri gazeteci iki yabancı misafirim ile İstanbul’un farklı köşelerini keşfe çıktık.

İstanbul, nam-ı diğer Dersaadet, Osmanlı ve İslam dünyasındaki adı ile Konstantiniye, Roma İmparatorluğu’nun Konstantinopolis’i. 11 yüzyıl boyunca Roma ve Doğu Roma İmparatorluklarının, beş yüzyıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti burası. Son savaşı 1453’te yaşamış, I. Ve II. Dünya savaşlarının uğramadığı, dünyanın en güçlü iki imparatorluğuna başkentlik yapmış, iki kıtaya yayılmış, eşi benzeri olmayan bu güzeller güzeli şehirde, turist gruplarının sabahları ilk ziyaret ettiği yer, tüm turların başlangıç noktası At Meydanı. Cumartesi sabahı biz de meydanın köşesinde araçtan indik. İner inmez fotoğraftaki sokak süpürme aracının homurtusu karşıladı bizi.

Temizlik özellikle İstanbul gibi bir metropolde gerçekten zor iş. Tüm merkezi ve yerel yöneticilerin iyi niyetle çalıştığına inanmakla beraber, turizm konusunda bilgi ve tecrübelerinin ivedilikle arttırılması gerektiğine de inanıyorum. Eğer İstanbul’a gelen turistlerin programının yıllardır Hipodrom, Sultanahmet Camii, Yerebatan Sarayı, Ayasofya ve Topkapı Sarayı şeklinde olduğunu; turist gruplarının Sultanahmet bölgesine geliş saatlerinin ise genelde saat 09.00 civarı olduğunu bilseler, sokak süpürme ve çöp araçlarını tam da bu saatlerde Sultanahmet’te çalıştırmazlar. Normalde tüm dünyada bu derece önemli ve kalabalık noktalardaki temizlik işleri sabah erkenden tamamlanmış olur. Böylece temizlik daha iyi yapılır, turistler araçların arasında kalmaktan kurtulur ve araçların yarattığı ses kirliliği de olmayacağı için rehberlerinin anlattıkları duymakta zorluk çekmezler.

Restorasyonlar

Bir diğer nokta da restorasyonlar. Sultanahmet Camii restorasyonda, Marmara Üniversitesi Rektörlük binası ile Tapu Kadastro binaları ile dünyanın merkezi kabul edilen Million da. Aynı şekilde Topkapı Sarayı’nın neredeyse tamamında da restorasyon devam ediyor. Restorasyonlar bu yaşlı ve önemli binaların korunması için mutlaka gerekli. Ancak keşke bir plan program dahilinde sırayla restore edilseler de, gelen misafirler en azından bu muhteşem mimari eserlerin bir kısmını görebilse, ödedikleri para, ayırdıkları zamanın karşılığını alabilse.

Ayasofya giriş kuyruğu

Bugünlerde Ayasofya’ya girmek için bekleme süresi bir saati geçer hale gelmiş durumda. Namaza gelenler de şikayetçi, İstanbul’u gezmek için gelen ve gerçekten kısıtlı zamanı olanlar da. Kuyruğu düzenlemek ve aradan girmeye çalışanları önlemek için ivedi olarak bir düzenleme gerekli. Aynı sorun çok talep gören dünyadaki tüm müze ve tarihi eserlerde var. Çözümü ise çok basit, kuyruk düzenleyici bariyerler.

Esasında Ayasofya kuyruğunu azaltmanın en hızlı ve basit yolu, tüm rehberli ziyaretçileri farklı bir kapıdan, mümkünse randevulu olarak ve de doğrudan galeri katına almak. Rehbersiz münferit girişler ve içerideki yoğunluk da dikkate alınarak farklı bir kapıdan alt kata alınırken, namaz için gelenler ise sadece namaz vakitlerinde açılacak bir kapıdan, doğrudan namaz kılınan bölüme alınabilirler.

Hem yoğunluk hem bekleme süresi hem de tartışmalar anında azalacaktır.