23 Kasım’da gelen Viking Venüs gemisi dün İstanbul’dan ayrıldı ve böylece şehir için 2021 yılı kruvaziyer sezonu da kapanmış oldu. 1 Ekim’de başlayan seferlerle bu yıl toplam sekiz kruvaziyer gemisi İstanbul’a 7 bin turist getirdi.
Getirdi de getirmesine de, dünyanın en güzel coğrafyasında yer alan, en önemli tarihi eserlerine sahip iki imparatorluğun başkenti, 119 imparatorun mekanı Şehr-i İstanbul yıllar sonra gelen misafirlerini olması gerektiği gibi ağırlayabildi mi?
Ne yazık ki bu konuda acilen çözülmesi gereken bazı sorunlar var. Gelen gemi yolcuları, rehberler, turizm şoförleri, Kapalıçarşı esnafı ve turizmcilerle yaptığım sohbetlerde fark ettim ki, sorunların bir kısmı ya ilgili makamlara doğru aktarılmadığından, ya da yanlış yerlere aktarıldığından çözülememekte. Bir kısmı ise sorunlara çözüm bulacak kişilerin kruvaziyer turizmi dinamiklere yabancı olmasından kaynaklanmakta.
Sorunların önemli bir kısmını 2022 kruvaziyer sezonu başlamadan önce çok basit önlemlerle ortadan kaldırmak mümkün. Tek yapılması gereken ilgili tüm tarafların, yani kruvaziyer yolcularını ağırlayan acentalar, bu yolculara hizmet veren rehberler, misafirleri taşıyan otobüs firmaları, Galataport temsilcileri ile bu sorunları çözebilecek yetkilere sahip İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir araya gelmeleri.
Uzun yıllar kruvaziyer yolcularını ağırlayan eski bir acenta yöneticisi ve rehber, bugün ise geleceğin turizmcilerini yetiştiren bir üniversite hocası olarak, güncel ve kronik sorunları, çözüm sürecini hızlandırmak adına bu satırlarda paylaşmak istedim.
Galataport
Muhteşem bir proje. Şehrin tam göbeğindeki ölü alan yıllar sonra upuzun bir sahil şeridi, hemen arkasında yer lokanta, kafe, dükkan ve ofisler ile tekrar bir çekim merkezi oldu. Gelen gemi yolcuları artık bir mezbeleliğe değil, cıvıl cıvıl bir sahil şeridine bakmaktalar.
Aynı anda üç gemi ağırlayabilen Galataport; yer altı terminali, özel kapak sistemi, geçici gümrüklü alan gibi pek çok ilki de sektörle buluşturdu. Her şey gerçekten çok güzel, otobüs otoparkı hariç.
Yoğun bir sezonda, iki ya da üç büyük gemi limanda olduğunda 100’ün üzerinde otobüs misafirleri almak üzere limanda olacak. Ancak Galatport’un otoparkı sadece 35 otobüs almakta ve diğer otobüslerin bekletebileceği bir alan ne yazık ki planlanmamış. Dakikaların önemli olduğu kruvaziyer turlarının kalkış saati sabah trafiğinin en yoğun saatlerine denk geldiği için araçları uzak noktalardaki otoparklarda bekletip, zamanı geldiğinde çağırmakta mümkün değil ne yazık ki. Diğer önemli bir sorun ise otobüslerin liman otoparkına giriş çıkış yaptığı Kılıç Ali Paşa Caddesi’ne park eden araçlar. Zaten dar olan cadde, yapılan orta refüjle daha da daralınca, yolun sağına ve soluna park eden araçlar nedeni ile tur otobüsleri gerek sabah limandan çıkışlarda, gerekse limana dönüşlerde ciddi sorunlar yaşamakta ve zaman zaman da misafirlerin yüreği ağzına gelmekte.
Sultanahmet’e varamamak!
Kruvaziyer yolcularının zamanı çok kıymetli. Pek çoğu sabah gelip, akşam ayrılmaktalar. Turlara ayrılan süre ise 4-8 saat arası ve ne yazık ki limandan çıkışta, limana dönüşte tam trafiğin en yoğun olduğu saatlere denk gelmekte. Bazı günlerde Sultanahmet’e varmak ya da limana dönmek 1-1.5 saati bulabiliyor.
Limandan çıkan otobüslerin belli saatler arasında verilecek özel izinle tramvay yolunu kullanmaları dışında bir çözüm ise ne yazık ki yok.
Diğer önemli bir sorun ise yaş ortalaması yüksek olan ve pek çoğunun yürüme sorunu olan misafirlerin, sabah Arasta Çarşısı önünde indirilip, tur bitiminde ise Cankurtaran’daki Akbıyık Caddesi’nin köşesinden alınmaları. Daha turun başında uzun bir yürüyüş yapmak zorunda kalan bu yaşlı misafirler, tur sonunda da Kapalıçarşı’ya kadar yürümek zorunda kalınca, otobüsle buluşma noktası olan Akbıyık Caddesi’ne dönecek güçlerinin kalmadığından şikayet etmekteler.
Unutmadan bir de onlarca otobüs yolcusunun daracık Akbıyık Caddesi’nde hemen hemen aynı saatlerde otobüslerini beklemesi ve binmesi var ki bu da programlarda zaman zaman bir saate ulaşan gecikmelere neden olmakta.
Kruvaziyer misafirleri ile toplu taşıma, müzeler ve cami ziyaretlerindeki karşılaştıkları sorunları da konuştum. Onlar da haftaya bu satırlarda...