“Ulema, cühela ve ehli dubara; ehli namus, ehli işret ve erbab-ı livata rivayet ve ilan, hikayet ve beyan etmişlerdir ki, kun-ı kainattan 7079, İsa Mesih’ten 1681 ve Hicretten dahi 1092 yıl sonra, adına Konstantiniye derler tarrakası meşhur bir kent vardı. Ceneviz taifesinin buraya ilk gelen gemilerine karanlıkta uçan bir ak martının yol gösterdiği, ancak salimen karaya vasıl olduktan sonra dümencileri olacak Pundus nam kafirin bu martıyı Mesih addederek yuvasını arayıp bulduğu ve itikatlarınca İsa’nın etini yemek sünnet olduğundan kuşu kızartıp yediği rivayet olunurdu. Eskiler, bu martının yuvasının bulunduğu yere Ceneviz kavminin yüksek bir kule diktiklerini rivayet etmişlerdir ki, sonraları Galata Kulesi diye nam salmış bu heybetli yağının tepesinde, yalı adamlarının dürbünle, yiğitlerin ise çıplak gözle, Bursa kentinin Uludağ’ını seçtikleri söylenegelmiştir.”
Yukarıdaki satırlar, ‘Puslu Kıtalar Atlası’ndan. Galata’da kaybolmaya karar verdiyseniz, oturun kulenin gölgesinde bir kahveye ve 17’nci yüzyıl İstanbul’unun Galata’sı için İhsan Oktay Anar’ın satırlarında kaybolun önce.
Ne demek Galata?
Tarihi yarımadayı şehrin yeni yerleşim bölgelerinden ayıran Haliç’in kuzey kıyısında, Tophane, Azapkapı va Galata Kuleleri arasında kalan yerleşimin adıdır, ama neden Galata’dır bilinmez. Kimine göre Rumca ‘süt’, kimine göre İtalyanca ‘denize inen yokuş’ anlamına gelen ‘galadyo’, kimine göre ise Ortodokslar’ın Katolikler’e verdiği isim olan ‘Galus’tan gelir Galata.
Türk, Rum, Ermeni, Arap, Çingene, Sırp, Arnavut, Ulah, Cenovalı, Venedikli Müslüman, Ortodoks, Gregoryen, Katolik, Protestan, Süryani, Keldani ve Yahudi gibi farklı etnik köken, din ve mezheplere bağlı insanların yaşadığı, her daim tolerans ve demokrasi gibi değerlerle eşleştirilmiş bir semttir burası...
Mimarlar
Binalarıyla Galata’yı bir oya gibi işleyen mimarlardan da kısaca bahsetmek gerek. İlk aklıma gelen Sanayi-i Nefise Mektebi, Mimarlık Bölümü’nün de kurucusu Fransız asıllı levanten mimar Alexandre Vallaury. Büyük Kulüp, Osmanlı Bankası Genel Müdürlüğü, İstanbul Erkek Lisesi, Ömer Abed Han ve Pera Palas Oteli ,Vallaury’nin eserleri.
Ve sonuncusu ise Laleli Çeşme’yi de yapan Raimondo D’Aronco.
Tünel’den Köprü’ye
Eğer tüm detayları ve hikayeleriyle Galata’yı keşfetmekse amacınız, profesyonel rehberli bir yürüyüş gezisine katılın derim. Bölgenin uzmanı çok değerli rehber meslektaşlarım var. Bu hafta sonu Marmara Üniversitesi Turist Rehberliği bölümü son sınıftaki öğrencilerimle yaptığımız uygulamalı Galata turunun rotası, gezmeyi sevenler için aşağıda:
Tünel
Galata Mevlevihanesi
Adamopulo Han
Barnathan Apartmanları
Altıncı Daire-i Belediye
Frej Apartmanı
Laleli Çeşme
İtalyan Sinagogu
Galata Sur Kalıntıları
Neve Şalom Sinagogu
Galata Kulesi
Büyük ve Küçük Hendek
Serdar-ı Ekrem Caddesi
Kamondo Apartmanı
Doğan Apartmanı
Kırım Kilisesi
Pietro ve Paolo Kilisesi
Eski İngiliz Karakolu
Eski İngiliz Bahriye Hastanesi
Aşkenaz Sinagogu
Sankt Georg Avusturya Lisesi
Sankt Georg Hastanesi
Schneidertempel Merkezi
Podestat
Saint Pierre Han
Bereket Han
Kamondo Merdivenleri
Voyvoda Han
İnayet Han
Osmanlı Bankası
Sigorta Han
Banque De Change Binası
Assicurazioni Generali Han
Sümerbank Binası
Tütün Han
Minerva Han
Nordstern Han
Karaköy Palas
Ömer Abed Han
Ziraat Bankası
Öğle yemeği için Galata Meydanı’nda farklı seçenekler mevcut. Siz de benim gibi esnaf lokantası sevenlerdenseniz Galata Kulesi Sokak’taki Adıgüzel kesinlikle hoşunuza gidecektir. Yemek sonrası çevredeki tasarım aksesuarlar satan dükkanları keşfe çıkmayı unutmayın. İki kardeş, Gaye ve Batu’nun Camekan Sokak’taki Lal Istanbul’u benim favorim.