EYLÜLDE HUZURLU KAÇAMAKLAR

Yazın bitmesine, dayanılmaz sıcakların veda etmesine dolayısıyla da cennet köşelerde huzurlu ve dingin günlere az kaldı. Sonbaharın yumuşak esintileri eşliğinde, ister sakin sahillerde ister sessiz vadilerde sevgilinizle el ele yürüyüşler yapmak, ılık denizin teninizi okşayışını hissetmek, kızıl ve sarının tüm tonlarının gözünüzü kamaştıracağı ormanlarda kaybolmak, huzur dolu koylarda salınan teknelerde gün batımının keyfini çıkarmak ve ruhunuzu beslemek için en uygun zaman sonbahar.

Aynı zamanda festivallerin, kültür ve sanat dolu günlerin de başladığı ay eylül...

Haydi gelin eylülde yapılacaklara bir göz atalım beraberce.

Kazdağları

Hera, Afrodit ve Athena arasındaki, tarihin ilk güzellik yarışmasına ev sahipliği yapmıştır bu görkemli dağlar. İda’dır o zamanki adı ve tanrıların mekanıdır. Truva’nın tarihini değiştiren Paris’i, babası Priamos bu dağlara terk etmiştir şehrini kurtarmak için. Ve yine bu dağlardan izlemiştir yıllar sonra tanrılar ünlü Truva Savaşı’nı.

Sessiz kumsallar, deniz ve de orman sizi beklemekte Kazdağları’nda. Yaprak döken ağaçların bol olması, rengarenk bir tablo sunmakta fotoğraf çekmeyi sevenler için. Tertemiz akan şelaleler, Küçükkuyu, Akçay ve Altınoluk sahilleri ise sonbaharda huzur dolu...

Bozcaada

Eylül demek, bağ bozumu demek Bozcada’da. Bağlarını keşfedin, üzüm toplayın, meşhur lezzetlerini tadın. Sahilde yürüyüşlerinizi balıkçı lokantalarında sonlandırın.
Ot ve balığın muhteşem uyumunun keyfini çıkarın.

Çamlıhemşin

Sonbahar geldi mi sarı ve yeşil birbirine karışır Kaçkarlar’da. Bilinmeyen yaylaları keşfe çıkın eylülde, doğayla kucaklaşın. Sohbete dalın yaylalarda bir çay eşliğinde, dahilikle çılgınlık sınırında yaşayan Karadeniz’in özgür ruhlu insanlarıyla kahkahalarınız çınlatsın derin vadilerini Kaçkar’ın.

Bunlar bir pazar akşamüstü benim aklıma gelenlerden seçtiklerim. Peki ya siz olsanız nereleri tercih ederdiniz? Paylaşmak isterseniz yazın bana...

Kapadokya

Bir sonbahar sabahı kadar güzel olamaz başka hiç bir zaman Kapadokya. Mevsimin renkleri çöker peri bacalarının üzerine. Sabah rüzgarı yüzünüzü yalarken sessizce balonun sepetinde bu mistik coğrafyayı kaydeder beyniniz siz farkına varmadan, gizlice. Babayan Köyü’ne gidin, Soğanlı vadisinde yürüyün, Cemil Köyü’ne, Sinasos’a uğrayın. Dolunayda yürüyüşe çıkın mesela. Yıldızların altında dünyaca ünlü Kapadokya lezzetlerini tadarken hayaller kurun. Konaklama için sevgili Feride’nin Riverside Mansion’u her daim tavsiyem.

Konya

Mistik bir kaçamak arayanlar için tavsiyem, eylül sonunda Konya. Herkes Mevlana’nın bu dünyayı terk eylediği gün olan 17 Aralık’taki Şeb-i Arus törenleri için gider Konya’ya. Gelin biz doğum günü olduğu kabul edilen 30 Eylül’de gidelim bu mistik kente. Bu yılın bir de özelliği var: Türkiye Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği ATURJET’in yoğun çabaları sonucu Dünya Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu FIJET’in her yıl verdiği ve ‘Turizmin Oscarı’ kabul edilen Golden Apple ödülünü almaya hak kazandı bu yıl Konya. Ödül törenleri 28 Eylül-1 Ekim arasında.

Amasra

Hırçın Karadeniz’in huzurlu köşesi Amasra, sonbaharın gözde adreslerinden. Balık ve salata için yılın en güzel zamanıdır sonbahar. İster kendinizle baş başa kalmak, ister sonbahar renklerine bürünmüş manzaraların keyfine varmak için birbirinden farklı yürüyüş rotaları sizi bekliyor.

Assos

“Sadece deniz değil, biraz da kültür” derseniz Assos sizi bekliyor. “Ama denizi soğuk” dediğinizi duyar gibiyim. Merak etmeyin, girdikten sonra nasıl olsa alışıyor vücut. Unutmayın, yazın da aynı deniz Assos’ta. Antik şehre bir uğrayın, oturun Athena Tapınağı’nın önündeki kayalara ve gün batımını seyredin sessizce. Dönüşte Truva’yı bir görün, çıkıştaysa Mustafa’da bir yorgunluk kahvesi için.

Adrasan

Antalya’dan sadece 1.5 saat uzaklıktaki Adrasan Koyu, denize kadar inen çam ormanları, pırıl pırıl suyu, 2 km.’lik harika kumsalıyla dingin bir tatil için ideal. Beş yıldızlı tesisler, beach clublar ve valeli restoranlar yok burada. Şirin ve küçük oteller, pansiyonlar, lezzetli yemekler sunan lokantalar, doğa ve deniz, hepsi bu. Tavsiyem, koyun sonundaki Şinasi Bey ve eşi Nermin Hanım’ın işlettiği Meltem Otel.

Yaklaşan Kurban Bayramı’nızı en içten dileklerimle kutlarım...