Konumu nedeniyle sayısız medeniyetlere ev sahipliği yapmış olsa da hak ettiği tanınmışlığa ulaşamayan ilçelerimizden Kahta. Oysa ki derin ve zengin bir tarihe, birbirinden güzel tarihi mekanlara sahip Adıyaman’a bağlı bu güzel ilçemiz...
Geçtiğimiz hafta Nemrut’un eteklerinde, Kahta Kaymakamlığı’nın düzenlediği Uluslararası Nemrut Gastronomi Buluşmaları’nı yazınca haklı olarak sormuş okurlar, “Kahta’ya gidelim de, sadece Nemrut mu var?”, “Yok mu başka görülecek yerler?”, “Nerede kalalım?” diye.
Eh bu durumda, “Kahta’yı yazmak şart oldu” dedim...
Ne demek Kahta?
Bu konuda kesin bir bilgi yok. Sibirya’nın doğusunda ‘Kâhta Çayı’ adındaki su üzerinde de aynı adı taşıyan bir kasaba olduğundan yola çıkarsak, Kahta adının Asya’dan getirilmiş olması olasılık dahilinde. Bir kısım kaynağa göre ise Kâhta ismi Süryanice’den gelmekte. Ancak en mantıklısı Persçe kökenli olması. Neden derseniz, ‘Kahta’ Persçe’de ‘Dağın Eteği’ anlamına gelmekte ve eski ilçe merkezi Nemrut’un eteklerinde yer almakta.
Nasıl gidilir, nerede kalınır?
En rahatı ve hızlısı uçakla gitmek. Kahta, Adıyaman Havaalanı’ndan sadece 15 km. uzakta. İlçeye servis var. “Ben otobüsten vazgeçmem” diyenlerdenseniz, önce Adıyaman’a oradan da saat başı kalkan dolmuşlarla Kahta’ya geçeceksiniz. Ancak benim tavsiyem, uçakla gidip, rahatça gezebilmek için araba kiralamanız olacak.
Konaklama konusuna gelirsek, Nemrut’ta güneşin doğuşuna eşlik etmeyi sevdiğimden olsa gerek, benim tercihim her daim Nemrut Ören Yeri’ne en yakın mekan olan Nemrut Kervansaray Hotel oldu. Eğer araba kiralamak zor geliyorsa, havaalanı transferleri ve çevre gezileri konularında da yardımcı oluyorlar.
Nereleri gezelim?
Kahta, Anadolu tarihi açısından önemli pek çok tarihi mekanı barındırıyor. Ama içlerinden biri var ki ünü ülke sınırlarını aşmış, ‘Dünyanın 8. Harikası’ diye tanımlanmakta. O da ölümsüzlük peşindeki Kommagene Kralı 1. Antiochus’un Nemrut Dağı’nın tepesindeki mezarı. 1987 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Nemrut Ören Yeri bir tümülüs esasında. 50 metre yüksekliğinde ve 150 metre çapındaki tümülüsün üç tarafını çevreleyen kutsal alan Doğu, Batı ve Kuzey Terasları olarak adlandırılmakta. Doğu ve Batı Teraslarında yükseklikleri 8-10 metreyi bulan muhteşem heykeller, kabartmalar ve yazıtlar bulunuyor.
Arsemia Antik Kenti de mutlaka gezilecekler arasına alınmalı. Kral I. Antiochos kitabelerine göre şehir Kommageneler’in atası Arsemez tarafından Kahta Çayı’nın doğusunda yazlık başkent olarak M.Ö. 2.yy’da kurulmuş.
Karakuş Tümülüsü esasında Kommagene Krallık Ailesi kadınlarına ait bir anıt mezar. Güneyinde yer alan sütun üzerindeki kartal heykelinden dolayı yöre halkı ‘Karakuş’ demiş buraya.
Cendere Köprüsü Roma İmparatoru Septimius Severus’un emriyle XVI. Lejyon tarafından o zamanki adı Cabinas olan Cendere Çayı üzerinde hiç harç kullanılmadan yapılmıştır.
Eski Kahta Kalesi, Şeytan Köprüsü, Kıran Köprüsü, Han Yeri ve Yassıkaya Ören Yeri’ni de not alın bir kenara, vakit kalırsa gezersiniz.
Ne yiyelim?
Kahta’ya gelmişken Adıyaman’a hs lezzetleri de tatmak lazım. Tevenk sarması, tırşik, kavurmalı hıtap, yarpuzlu köfte, pirpirim salatası, besni tavası, içli köfte, Buhara pilavı, parmak kebap, tene helvası ve dövmeç aklıma gelenler.
Haydi, ayırın bir hafta sonunuzu, kaçıverin iki günlüğüne Kahta’ya...
Pişman olmayacaksınız.