“Dünya anamızdır. Dünyaya ne kötülük olursa, oğullarına da aynı kötülük olur. Eğer insanlar yere tükürürlerse, kendi yüzlerine tükürürler. Biz bunları biliyoruz. Dünya insanlara ait değildir. İnsanlar dünyaya aittir.”
“Bir gün bakacaksınız gökteki kartallar, dağları örten ormanlar yok olmuş, yabani atlar ehlileştirilmiş ve her yer insanoğlunun kokusuyla dolmuş. İşte o gün insanoğlu için yaşamın sonu ve varlığını devam ettirebilme mücadelesinin başlangıcı olacak.”
“Toprak insana değil, insan toprağa aittir. Ve bu dünyadaki her şey, bir ailenin fertlerini birbirine bağlayan kan gibi, ortaktır ve birbirine bağlıdır. Bu nedenle de dünyanın başına gelen her felaket insanoğlunun da başına gelmiş sayılır.”
“Toprak beyaz adamın dostu değil, düşmanıdır. Beyaz
adam topraktan istediğini alınca başka serüvenlere atılır. Dünya onun anası değil, düşmanıdır. Onu yendikçe ilerlemeye devam eder. Ve yolunda giderken, babalarının mezarını geride bırakır. Buna da hiç aldırmaz. Dünyayı çocuklarından uzaklaştırır. Buna da aldırmaz. Babalarının mezarları da, çocuklarının bu dünyadaki hakları da unutulmuştur.”
“Yatağına pislik yığmaya devam eden, bir gece kendi pisliğinde boğulacaktır.”
Takvimler 1854 yılını gösterirken, yani bundan tam 167 yıl önce, Suqwamish ve Duwamish kabilerinin reisi Şef Seattle, kendinden topraklarını isteyen ABD Başkanı Franklin Pierce’e söylemiş bu sözleri.
Dünya Günü
Yaklaşık yüzyıl sonra, binlerce kuş, yunus, fok balığı ve deniz aslanının öldüğü, Kaliforniya açıklarında 28 Ocak 1968’de gerçekleşen çevre felaketi ise Dünya Günü’nün çıkış noktasıdır. 1969 yılındaki UNESCO Dünya Konferansı’nda John McConnell, dünyamızın karşı karşıya kaldığı çevresel tehditlere dikkat çekmek amacıyla bir özel gün düzenlenmesi fikrini ortaya atar. 22 Nisan 1970’te de 20 milyon kişinin katılıyla ilk kez kutlanır Dünya Günü.
Biz ne yapıyoruz?
Ufak bir kesimin çabaları hariç, hiçbir şey! Medeni ülkelerde insanlar çöplerini ayırarak kutularına atarken, bizde insanlar çöp torbalarını kamyonu geçerken pencereden sokaklara atıyor. Görüntüsü medeni, kağıt üstünde yüksek öğretimli, araçları son teknoloji, zat-ı muhteremler araçlarının camından çöp atmayı, zaten az olan parklarda çiçeklerin üzerine serdikleri halılarda piknik yapmayı ya da dünyanın kıskandığı kumsallarımızda izmaritlerini, poşetleri ve pet şişeleri bırakıp, gitmeyi normal kabul ediyorlar.
Ama daha da kötüsü, konuya duyarlı bakanlarımız, vekillerimiz, valilerimiz, belediye başkanlarımız, iş insanlarımız, bu kendini bilmezlerin verdiği zararları bir nebze olsun gidermek, gelecek nesillere sahip çıkma duygusunu aşılamak için çabalarken, öğrencileri ile çevre temizliği yapmak
isteyen öğretmenlere, velilerimiz çocuklarının çöp toplamasından hoşlanmıyor diyebilen okul yöneticilerimiz var.
SITE yani ‘Society for Incentive Travel Excellence’, 1973’te kurulmuş ve bugün 90 ülkede 2 bin 500’den fazla üyeye sahip, incentive, yani özendirme, teşvik turizminin en önemli çatı kuruluşu. Türkiye’de de 1996’da faaliyet göstermeye başlayan SITE, ülkemizde özendirme, teşvik turizminin gelişimi için yoğun bir çaba gösterdikten sonra bir süre ara verdiği faaliyetlerine 2009 yılında ‘SITE Türkiye’ adı ile dernekleşerek yeniden başladı.
Sürdürülebilir turizme özellikle önem veren SITE Türkiye, 22 Nisan Dünya Günü etkinlikleri çerçevesinde, 19 Nisan’da Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in katılımı ile İstanbul Kilyos sahilinde, 20 Nisan’da ise Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in katılımıyla, İzmir Pamucak sahilinde çevre temizliği yaptı. Türk turizmcilerin, çevreye ve doğaya verdiği önemi göstermek için de, 22 Nisan Dünya Günü’nde çalışmalarını SITE Global aracılığı ile üye 90 ülkeyle paylaştı. (www.SITE-Turkey.com)
Bir turizmci ve akademisyen olarak, SITE Türkiye’nin yönetimine ve turizmin farklı sektörlerinden gelen 90 üyesine, merkezi ve yerel yönetimlere, destek veren herkese sonsuz teşekkür ederim. İyi ki varsınız!