Güzel ülkem birbirinden farklı onlarca tatil seçeneği sunmakta yurdum insanına...
Ege kıyıları mesela...
Her gün farklı bir yeri keşfedip, gün sonunda yorgunluğunuzu Ege’nin serin sularında atmak, birbirinden şirin, konforlu ve makul fiyatlı tesislerin misafirperverliğinin tadını çıkarmak mümkün.
Behramkale/Çanakkale
Yüzyıllara meydan okuyan bir yerleşim Behramkale. Muhteşem bir limana sahip köyün felsefe dünyasında da bir yeri var. Aristotales bu köyde hayatının üç yılını geçirir, hatta bir de felsefe okulu kurar. 60-70 yıl öncesine kadar kullanılan tarihi limandaki meşe palamudu depoları, bugün otel ve lokanta olarak hizmet vermekte. Denizi ile ünlü Kadırga Koyu, Assos Antik Kenti, Arkaik Dönem’de Anadolu’da yapılan ilk ve tek ‘dor’ düzenindeki tapınak olan Athena Tapınağı, eski Rum taş konakları ile Behramkale mutlaka görülmeli.
Zeytinli/ Balıkesir
Behramkale’den çıktıktan bir saat sonra Zeytinli’ye varacaksınız. Kazdağları’na sırtını vermiş Zeytinli’nin tarihi 18’inciyüzyıla uzanmakta. Salgın hastalıklar yüzünden terkedilen köylerin yerine kurulur, sonrasında Bulgaristan, Selanik, Girit ve Midilli´den gelenleri bağrına basar.
Doğa, yaban hayat, kum-deniz-güneş, tarih, mitoloji, ne isterseniz mevcut Zeytinli’de... Denize girmek için sakin ve huzurlu bir alternatif arıyorsanız halk plajı tam sizlik. Doğada zaman geçirmek ya da piknik ise aradığınız birer doğa harikası olan Sütüven Şelalesi ve Hasanboğuldu Göleti’ni not alın bir kenara. Zeytin almayı ve höşmerim yemeyi unutmayın.
Birgi/ İzmir
Birgi, İzmir’den 1.5 saat uzaklıkta, Bozdağlar’ın yamaçlarında asırlık çınar ve çamlar arasında saklanmış bir hazine. Tarih boyunca önemini ve güzelliğini kaybetmemiş Birgi, Frigler, Persler, Bergama Krallığı, Romalılar, Aydınoğulları ve Osmanlı’ya ev sahipliği yapmış. Daracık sokaklarını süsleyen taş duvarlı, alaturka kiremitli, ahşap pencereli konakları, Ulu Camiisi ile bir açık hava müzesini andırmakta. Bu muhteşem tarihi doku bugün UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde ve kentsel sit alanı olarak ta koruma altında. Unutmadan, Çağan Irmak’ın ‘Unutursam Fısılda’ filmi de burada çekilmiş.
Doğanbey/Aydın
Zamanın durduğu bir köy Söke’ye bağlı Doğanbey… Mimarlık harikası Rum taş evleri ile ünlü Doğanbey’in eski adı olan Domatia’nın anlamı ise odalar. Bir avlu içerisinde kutu kutu odalardan oluşan evlerinden almış adını. Köye ilk yerleşenler 19’uncu yüzyılda Padişah Abdülaziz’in fermanıyla sıtmadan kaçan Rumlar. Mübadeleyse Selanik’ten gelen Türkler yerleştirilir ve sahilde ikinci bir köy kurarlar. Eski Doğanbey Köyü’ndeki evler restore ediliyor. Mor fincan çiçeği ile meşhur ve huzur dolu...
Kapıkırı/Muğla
Doğanbey’den yola çıkıp Muğla yönüne doğru yola düşerseniz, bir saat sonra Milas‘a bağlı, pek çok kuşa ev sahipliği de yapan Bafa Gölü’nün yanıbaşında, göl ile Beşparmak Dağları arasında bulunan Kapıkırı’na varırsınız. Köy Heraklia Antik Kenti’nin tam üstünde. Athena Tapınağı, agorası, bouleuterionu, Roma hamamı, tiyatrosu, Nekropol’ü ile bir açık hava müzesini andıran Kapıkırı’ndan küçük kayıklarla göle açılıp tur yapmak da mümkün. Köyün tam karşısındaki Hayalet Ada ise üzerindeki manastır ve sur kalıntıları ile meşhur.