Altın Elma Ödüllü Konya

Romalıların Iconium’u, Selçuklu Sultanları’nın başkenti, Mevlana’nın evi, kadim şehir Konya, turizmin oscarı kabul edilen uluslararası Altın Elma ödülü ile taçlandırıldı geçtiğimiz hafta.

Geçmişten günümüze hep özel bir şehir olan Konya, son yıllarda sahip olduğu tarihi ve doğal güzelliklerine modern şehircilik anlayışını da ekleyince, muhteşem bir turizm merkezi olma yolunda hızlı adımlarla ilerlemeye başladı.

Konya, Mevlana, tarih ve inanç turizmi demek... Her adımda farklı bir hazine gizli bu şehirde. Neredeyse 10 bin yıllık bir tarihe sahip Çatalhöyük örneğin... Önemli, hem de çok önemli bir ören yeri. 2012’den beri UNESCO Dünya Mirası listesinde... Görmek lazım, anlatmak mümkün değil. Restore edilmiş kilisesi ve tarihi evleriyle Sille, Roma döneminden bu güne varlığını sürdüren, bugün dahi ticaretin kalbi olan Tarihi Bedesten Çarşısı hepsi birbirinden çekici.

Muhteşem bir yer

Mevlana Müzesi ise muhteşem bir yer. Ayasofya, Topkapı Sarayı ve Efes’ten sonra en çok ziyaret edilen müze olmasına şaşmamak gerek. Kısaca tüm bu hazineleriyle Konya yerli yabancı herkes için bugün önemli bir çekim merkezi.

Nereleri gezelim?

Şehir içi listenizin en başına doğal olarak Mevlana Müzesi yazılmalı. İplikçi, Şerafettin, Selimiye ve Şemsi Tebrizi Camileri’ni de ekleyin ardından programınıza.

Karatay Medresesi, Çini Eserler Müzesi, İnce Minare Taş ve Ahşap Eserler Müzesi...

Konya Alaaddin Tepesi, Sahip Ata Küliyesi, Arkeoloji Müzesi, Meram, Bedesten Çarşısı ve Kelebek Bahçesi ise şehirde görülecek diğer yerler.

“Konya çevresinde ne var?” derseniz bu kez listenin başına Çatalhöyük’ü yazın.

Sille, Kilistra, Eşref Paşa Cami ve gölüyle Beyşehir’de olsun mutlaka listenizde. Göl deyince, unutmadan ekleyeyim; ülkemizin en büyük ikinci gölü olan Tuz Gölü başta olmak üzere 15 göle de ev sahipliği yapıyor Konya.

Ne zaman gidelim?

Doya doya, üşümeden, terlemeden gezeyim diyorsanız, eylül, ekim ya da nisan, mayıs uygun aylar. Amma velakin yaşamını ‘Hamdım, piştim, yandım’ sözleriyle özetleyen Mevlana’nın Hakk’ın rahmetine kavuştuğu 17 Aralık’ı biraz soğuk da olsa not edin takvimize. Her yıl bu tarihte ‘Şeb-i Arûs’ törenleri var Konya’da. Kaçırılmamalı...

Nerede kalalım?

Bu kez ATURJET olarak, ödül törenin de yapıldığı Novotel’de kaldık. Fiyat-hizmet kalitesinin makul olduğu yeni ve güzel bir tesis.

5 yıldız diyenlere kesinlikle Dedeman’ı tavsiye ederim. Ama siz de benim gibi ufak ve butik yerlerde kalmayı sevenlerdenseniz o zaman Mevlana Müzesi’nin hemen yanı başındaki Hich, yeri ve hizmetiyle tek tavsiyem. Sevgili Serkan’ın detaylı bir restorasyonla Konya’ya kazandırdığı bu minicik tesisin dünya çapında kendinden büyük bir namı var. Bu sefer kalamadım ama ilk fırsatta mutlaka kalınacak oteller listesine eklendi şimdiden.

Ne yiyelim?

Konya mutfağını kısaca tanımlamak gerekirse Selçuklu saraylarında gelişmiş ve Mevlevi adap ve erkanıyla yoğrulmuştur demek en doğrusu olacaktır. Bamya çorbası, etli yaprak sarma, ekmek salması, kıymalı su böreği, trit ve de tatlı olarak saçarası geleneksel Konya mutfağındandır, tavsiye edilir.

Tritçi Mithat, Lokmahane, Kuzucu Ali ve Havzan Etli Ekmek isimlerini de yazın bir kenara.

Altın Elma Ödülü

Modern teknoloji ve internet öncesi Avrupa basınında turizm sektörünün sesi olan Belçika’dan Raph Alofs ve Jean Grofer ile Fransa’dan Jack Billet ve Jean Hureau, 1951 yılında kendi ülkelerinde Turizm Yazarları ve Gazetecileri’ni dernek çatısı altında toplarlar ve İtalya’da da kurulan dernekle birlikte, 4 Aralık 1954 tarihinde, Uluslararası Turizm Gazetecileri ve Yazarları Federasyonu FIJET kurulur.

1966 yılına gelindiğinde ise ülkemizde de ‘Türkiye Turizim Yazarları ve Gazetecileri Derneği’ ATURJET kurulur ve 1969 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile FIJET’e üye olur. 1970 yılından bu yana ise FIJET her yıl ülkesinde turizmin gelişmesine ve tanıtımına en iyi katkıyı yapan kişi, kurum, şehir ya da ülkeye, Turizmin Oscar’ı olarak tanımlanan Altın Elma Ödülü’nü vermekte... ATURJET’in uzun yıllardır yurt dışında yaptığı başarılı tanıtım çalışmaları bir kez daha meyvesini verdi ve bu yıl Türkiye, Konya’yla dördüncü ödüle layık görüldü.