ALTIN ELMA DİYARBAKIR’IN!

Geçtiğimiz sene 9 Mayıs’ta, ‘Seyyah-ı Alem’e Diyarbakır’ı, ‘Bilinen Ama Tanınmayan Kadim Şehir’ başlığıyla konuk eylemiş ve “Bu hafta sonu ön yargılarımızın kurbanı olan, Anadolu’muzun kadim şehri Diyarbakır’daydım. Yukarı Mezopotamya’nın verimli topraklarında Asurlular, Urartulular, Medler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Artuklular, Eyyübiler, Akkoyunlular, Selçuklular ve Osmanlılar’ın hüküm sürdüğü, Süryanice, Kürtçe, Ermenice, Arapça’nın, çan sesleriyle ezanın birbirine karıştığı muhteşem bir mozaik. Bu mozaik, şehrin yeni semtlerindeki geniş ve bakımlı caddeler, gençlerle dolup taşan birbirinden çekici kafeler, modern alışveriş merkezleri, şık binalar ve restoranlarla harika bir uyum içinde harmanlanmış halde. Tüm bunlara ek olarak, bir de içten bir misafirperverlik... Kadim Diyarbakır, hak ettiği ilgiyi göremeyen, eskiyle yeninin bir arada olduğu, mutlaka görülmesi gereken bir şehir. Ön yargılarınızı evde bırakın ve Diyarbakır’ı keşfe çıkın. Pişman olmayacaksınız” diye yazmıştım. Konuyu, yönetim kurulu üyesi olduğum Türkiye Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği ATURJET’te de gündeme getirmiştim. Daha sonra oy birliğiyle Diyarbakır’ın sahip olduğu güzellikleri, gerek Türkiye gerekse yurt dışında tanıtmak için bir çalışma yapılmasına karar verdik.

Üyesi olduğumuz Dünya Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu FIJET nezdinde yapılan yoğun çalışmalar, meyvesini verdi ve Diyarbakır’ın sahip olduğu tarih, doğal güzellik ve misafirperverliğin derinden etkilediği FIJET Yönetim Kurulu Üyeleri, nisan ayında şehirde gerçekleştirdikleri yönetim kurulu toplantısında, dünya turizminin en önemli ve prestijli ödülü olan Altın Elma’yı bu yıl Diyarbakır’a verme kararını aldı.

Sayılı günler çabucak geçti ve misafirperverliği, hoşgörüsü, sürdürülebilir turizme katkıları, tarihi ve kültürel değerleri nedeniyle Diyarbakır’a verilen bu önemli ödülü, şehir adına Vali Hasan Basri Güzeloğlu, milletvekilleri, kaymakamlar, kamu kurum müdürleri, STK temsilcileri, yerli ve yabancı yazarlarla gazetecilerin katıldığı bir törenle, FIJET Başkanı Tijani Haddad’dan, 28 Eylül’de teslim aldı.

Turizmin Oscar’ı...

Altın Elma ya da orijinal adıyla Pomme d’Or, Dünya Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu FIJET’in, 1971’den beri turizm sektöründe bir kuruma, kişiye ya da yere, tanıtım ve turizmin kalitesini yükseltmedeki sıra dışı çabasını ödüllendirmek için verilir. Turizmin Oscar’ı olarak kabul edilen bir ödüldür. FIJET’e ülkemizden üye olan tek basın örgütü ATURJET, uzun soluklu çalışmalarının neticesi olarak bu önemli ödülün, 1984’te Antalya Kaleiçi, 2004’te Nemrut Dağı Ören Yeri, 2012’de Ankara-Hamamönü Projesi, 2017’de Konya Mevlana ve 2018’de Diyarbakır olmak üzere, beş kez ülkemize verilmesini sağlamıştır. Türkiye, 40’tan fazla üye ülkesi bulunan federasyonda, bu ödülü beş defa alma başarısı gösteren tek ülkedir.

FIJET nedir?

II. Dünya Savaşı sonrası turizmi halka anlatmayı amaçlayan Belçikalı gazeteciler Raph Alofs ve Jean Grofer’le, Fransız gazeteciler Jack Billet ve Mr. Jean Hureau’nun, 1951 yılında kendi ülkelerinde kurdukları Turizm Yazarları ve Gazetecileri derneklerini, İtalya’daki dernek takip eder. Sonrasında alınan federasyon kurulması kararıyla, Federation Internationale des Journalistes Et Ecrivains Du Tourisme yani FIJET, 4 Aralık 1954’te kurulur. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü) üyesi ve UNESCO danışman kuruluşu olan federasyona, Türkiye’den sadece ATURJET üyedir.

ATURJET

1965 yılında Türkiye’nin Paris Turizm Müşavirliği aracılığıyla Fransız Turizm Gazetecileri ve Yöneticileri Derneği, ülkemize davet edilir ve Türkiye’de de benzer bir dernek kurulması gündeme gelir. Etem İzzet Benice başkanlığında, Ercüment Melih Özbay, Kerim Konak, İffet Halim Oruz, Nazif Tepedenlioğlu, Hasene Ilgaz, Daniş Remzi Korok, Avni Altıner ve Kadri Cenani gibi kurucular tarafından, 7 Nisan 1966 tarihinde Türkiye Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği ATURJET kurulur. Uluslararası Turizm Gazetecileri ve Yazarları Federasyonu FIJET’e üye olur.