Bir önceki yazımda cilt tümörleriyle ilgili sıra dışı olduğunu düşündüğüm bilgileri sizlerle paylaşmıştım. Bugün korunma yollarına ve şehir efsaneleriyle oluşan yanlış açıklamalara değinmek istiyorum. Bu hastalık gibi diğer tüm rahatsızlıklar ve sorularınızla ilgili; sosyal medyada ve benzeri mecralarda önünüze gelen bilginin, araştırıp ulaştıklarınıza nazaran daha değersiz olduğunu da hatırlatmak istiyorum.
Nasıl korunuruz?
Güneşlenme sürelerimiz zamanlı ve kontrollü olmalı. Bugünlerde D vitamini sentezi için saat 10.00-16.00 arası güneşte kalmamız faydalı. Ama elbette bu süreyi sınırlamamız gerekiyor,
Son kullanma tarihi geçmiş koruyucu kozmetik ürünlerini kullanmayın,
Solaryumdan uzak durun,
UV filtreli güneş gözlükleri, gözlerimizi ve çevresini cilt kanserlerinden koruyacaktır. Lütfen estetik kaygılarla küçük çeperli gözlükleri tercih etmeyelim. Gözlüğümüzün, göz çevremizi tamamen sardığından emin olalım,
Günlük düzenli olarak, en az 15 koruma faktörlü güneş koruyucu kullanmak, skuamos hücreli kanser gelişme riskini yüzde 40, melanoma riskini ise yüzde 50 azaltmaktadır. Kremlerdeki koruma faktörünün kaç olması gerektiği tartışmalı bir konu; bununla ilgili Amerikan Dermatologlar Derneği’nin tavsiyesi, en az 30 koruma faktörlü olanları kullanmaktır. Sadece kendimize değil, çocuklarımıza da güneşe çıkarken koruyucu sürmeyi ihmal etmeyelim. Bu durum onları korumaktan öte erken yaşta güneşten korunmaları konusundaki farkındalıklarını geliştirecektir.
Doğru bilinen yanlışlar
Medyanın kişiselleşmesiyle hayatın her alanında yanlış bilgiye maruz kalabiliyoruz. İşte cilt ve sağlığı konusunda duyduğumuz ama tümüyle yanlışlardan oluşan bir seçki...
Güneş koruyucuları cilde sürmek yeterlidir; tüylü derinin, dudak ve kulakların ihtiyacı yoktur,
Sadece dışarıda olacağımız zaman kullanılması yeterlidir,
Koruyucu faktörü yükseldikçe daha fazla güneşte kalabilirsiniz,
Günde bir kez sürmek yeterlidir,
Yılın belli dönemlerinde yani sadece güneşli günlerde sürmek yeterlidir,
Ürünün son kullanma tarihinin önemi yoktur,
Sprey şeklindekiler daha etkilidir,
Havuza veya denize girdikten sonra sürülmesi daha etkilidir,
Koyu ciltlilerin daha az koruyucuya ihtiyacı vardır,
Giyindikten sonra sürülmelidirler,
Güneş koruyucuların hemen hepsi birbirine benzer,
En pahalı ürün en iyisidir,
Düşük koruma faktörlü olanlar tercih edilmelidir,
Geniş spektrumlu kremler her zaman şart değildir,
Nemlendiricilerde veya kozmetik ürünlerindeki güneş koruma faktörleri yeterlidir,
Yazlık elbiseler güneş ışınlarını yeterli derecede bloke eder.
Tedavi
Kansere dönüşme potansiyeli olan lezyonlara aktinik keratoz denir. Dondurma, sıvı nitrojenin üzerine dökülmesi veya küretaj gibi işlemlerle ciltten uzaklaştırma, tedavide yeterli olacaktır. Kanser geliştiğinde ise uygulanacak tedaviyi belirlemede; kanserin büyüklüğü, yaygınlığı, cinsi ve hastanın genel durumu önemlidir. Cerrahi tedavi çoğunlukla melanoma olmayan cilt kanserlerini tedavi etmek için yeterlidir. Ancak tümörün, çevredeki sağlam dokuyla birlikte çıkarılması gerekir. Tümörün yerleşimi veya hastanın genel durumu nedeniyle çıkartılamayacak lezyonlarda radyoterapi bir tercih olabilir. Yüzeysel cilt kanserlerinde, krem veya losyon şeklinde uygulanan lokal kemoterapi de bir seçenek... Malign melanoma tedavisi ise, daha komplikedir. Lezyon çıkartıldıktan sonra patolojik özelliklerine göre; radyoterapi, kemoterapi ve son yıllarda uygun hastalarda immünoterapi iyi bir tercih olabilir. Tedaviye başlamadan önce hastalığın evrelendirilmesi yani tüm vücudun görüntülenmesi gerekliliği unutulmamalıdır.
Özellikle karantina sonrası tatil deneyimlerinde belli aşırılıklar olacaktır. Dışarıda geçirdiğiniz anlara, güneşe maruz kalma sürelerine lütfen dikkat edin. Sağlığımızı tehlikeye atacağımız yüzlerce yol olduğunu ve koronalı günleri atlatsak da yaşamımızın özenle devam etmesi gerektiğini unutmayın.
Sağlıkla ve bugünlerde evde kalın.
Daha fazla ve detaylı bilgiyi ‘50 SORUDA KANSER’ kitabında bulabilirsiniz. www.berrinpehlivan.com