Türkiye Merkür’ün kuyruğunda...
Astroloji hiç anladığım bir konu değil, tek bildiğim Merkür retrosu fena bir şey! Mübarek gezegende Mehter Takımı’nın hareketini mumla aratır, yolu açık olsun ama 40 yılda bir ileri gidiyor zaten, sürekli geri basıyor! Merkür geri giderken de sanırım tüm yıldızlar, Dünya’ya tepeden tükürüyor! Daha Merkür retrosu varken, iki adımını sağlam atabilen bir kişiye rastlamadım ben. Artık gündelik dile öyle girdi ki, kuaförde saç boyası tutmasa, cep telefonu bozulsa, yemeğin dibii tutsa, “Merkür mü geri gidiyor, nedir?” diye söylenenler duyuyorum. Takip ettiğim astrologlardan öğrendiğime göre, bu senenin son retrosu bitmiş ve bu hafta sonu itibarıyla yeni Ay, yeniliklerle gelecekmiş. Benim merakım, acaba elalem Mars’ta takılırken, bizim ülkemiz Merkür’ün kuyruğunda takılı mı kaldı? Bu hafta üst üste o kadar çok tarih öncesi fikirler dolandı ki, kesin Merkür bile buna şaştı! Hani, iş-güç, ev-çocuk vs, mevzuları kaçırdıysanız diye, bu haftaki Türkiye retrosundan birkaç örnek size...
Prof. İbrahim Emiroğlu: “Kızlar adet olur, adet olmak bir hastalıktır ve mutlaka tedavi edilmeleri gerekir. 15 yaşındaki kızlar evlenebilir. LGBT masum gibi gösteriliyor, tedavi olmaları lazım. Laiklik en büyük tehlikedir.” Sanırım bu artık ‘Kuyruklu yalan retrosu’ gibi bir şey olsa gerek! Hani adet olunca değil, olmayınca gitmek gerekiyor ya doktora... 15 yaşındaki insan evladı da henüz çocuk ya... Çocukların evlendirilmesi asıl ruhsal hastalık ya... LGBT mevzu herkesin kendi seçimi, profesörler dahil kimseyi ilgilendirmez ya...Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkesi Laiklik’e dil uzatmak profesörler dahil kimsenin haddi değil ya... Arada şu Merkür’ün kafasına fırıncı küreğiyle bir vurmak lazım galiba...
Abdurrahman Dilipak: “Ben eğitime, spora, kültüre, aydınlanmaya karşı biriyim.” Ama yine de takdir etmek gerek, kişinin kendi retrosunu bilmesi de güzel şey... Tabii bütün suçu da Merkür’ün yörüngesine atmamak gerek, Dilipak’ın kafasına daha geçtiğimiz hafta uygulattığı hacamat, sülük vs gibi tedavilerin bir sonucu olacaktı muhakkak!
Prof. Ali Erbaş: Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kur’an ile olmayan çocukların şeytanla beraber olacağını söyledi. İşte bir profesörden, dinin birleştirici şefkatinden gücünü alan bir ulemadan beklediğimiz, çocukların psikolojik ve kişilik gelişimine katkı sağlayacak, sağlıklı, pozitif, ilerici, korkuları silen, travmaları defeden, mutluluk ve özgüven veren bir yaklaşım! Yok, korkmayın sadece tesadüf, yoksa profesör olmanın şartında, Merkür retrosuna takılı kalmak yok!
TİHEK Başkanı Süleyman Arslan: “Yılda 130 bin boşanma yaşanıyor. Bu terördür.” Önce TİHEK nedir, ilk anda çıkaramayanlar için bir açılımını yazayım, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu... İşte ülkemizin insan hakları ve eşitlik kavramına bakışı...
Amaaaan, efendim en büyük terör korkunuz artan boşanmalar olsun! En kötü, kaldırırsınız evlilik kurumunu ortadan, boşanma diye bir şey de olmaz böylece... Nasıl ama, böyle önermeye böyle cevap! Hem belki boşanmaların da artmasının müsebbibi Merkür’dür, ne dersiniz? Neyse, ülkede mısır gibi her gün patır patır patlayan izan dışı fikirleri bağlayalım Merkür’ün kuyruğuna, umudumuz Yeni Ay’da...
Önümüzdeki hafta için aklı selim bir Türkiye umuduyla... Güzel bir
pazar günü dilerim...