Türkiye bir dizi film olsa, reyting rekorları kırmaz mı? Düşünsenize ülkemizde her hafta yaşadığımız olaylar bir hikayede toplansa, değil iki, her bölüm dört saat olsa, yine de boş bakışmalarla harcanacak tek bir sahneye yer kalmayacak kadar tempolu olurdu herhalde... Hatta günlük dizi de olur olmasına da, çekimler bitip yayına girene kadar gündem çoktan eskimiş olur, işte. İyisi mi, cumartesi günleri, tüm haftaya şöyle bir bakış atacak, entrika, kin-nefret, gözyaşı, kahkaha, macera ve tekmili bir arada bomba bir bölüm olsun, pazar günleri de seyirci yeni haftaya güç toplamak için izinli olsun. Hani şu Kardashianlar’ın özel hayatını ortaya saçtığı televizyon şovunun memleket halini yapalım, ‘Game of Thrones’un pabucunu dama atalım diyorum, kısaca... ‘Taht Oyunları’na biraz ‘Dedikoducu Kız’, biraz da politik entrika soslu Beyaz Saray dizilerinden katın, üzerine bolca ‘Utanmazlar’ ekleyip, hepsini ‘Bu Biziz’ kalıbına katın, kenarlara da şöyle avukatlı, doktorlu kenar süsleri atın, işte size yepyeni bir Türkiye dizisi; yüzde 100 yerli, yüzde 100 milli... Gelin bu haftanın ‘Türkiye’ fragmanına bir göz atalım...
- Seçimler için kartlar dağılıyor, masa fena karışıyor. Kimi oyuna girmek istiyor, kimi başkasının eliyle kazanmak istiyor, kimi de joker olup dışarı atılmaktan korkuyor. Bu oyun daha çok kızışacağa benziyor...
- Mutlu sonlar değişiyor... En havalısından düğünler, dayanan döşenen evler, prenses gibi gelinlerle yazılmıyor artık! Bölüm finalleri, iyi bir nafakayla biten evliliklere özeniyor, mutlu sonların da böylece tarifi değişiyor. Bir ünlüyle tanışmasa, asgari ücretten işi zor bulacak kadına, 125 bin TL aylık bağlanınca memlekette gündemin reytingleri patlıyor. Evliliğiyle kimsenin pek ilgilenmediği bir ünlü, karısına 4 milyon üzeri tazminat ödemek zorunda kalınca, mevzu ‘Şen’leniyor. Artık ‘evlenilecek erkekler’ değil, ‘boşanılacak erkekler’ listeleri yapılıyor, bir kısım genç kadının hayalini telli duvaklı gelinlikle evlenmek değil, bol sıfırlı nafakayla boşanmak süslemeye başlıyor. Arada hayırsever bir assolist çıkıp, gözü açılmamış fakir gelin hayalleriyle, Türkiye dizisine konuk oyuncu olarak katılınca, bu haftanın hikayesi renkten renge giriyor.
Bakınız sayın seyirciler, bu saydıklarım sadece bu haftanın konularından birkaç eğlenceli örnek... Bir de bunun savaşlarla, kazalarla, terörle ve açlıkla bezeli ağır bir dram tarafı var ki, kalbinize yük, böyle hafif bir yazıya malzeme olmasın diye hiç bahsetmedim bile...
Demem o ki özetle, biz haftalık ülke gündemini dizi yapmaya kalksak, dünyayı ekrana kitleriz kitlemesine de, kimse bunca olayın bir haftada bir ülkede yaşanabileceğine ihtimal verip de inandırıcı bulmaz işte!
Mars’ta yaşam kurmak, bizim memleket ahvalinden daha akla yakın neticede...