‘Milli park’ değerlendirmesi
Dikkat! 1986 yılında Milli park ilan edilen, 9 bin 614 hektar alana yayılan Göreme Milli Parkı, salı günkü Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle ‘milli park’ özelliğinden çıktı. Milli park, koruma altına alınmış doğal ortam anlamına geliyor. Bu arkeolojik ya da jeolojik bir alan da, soyu tükenmekte olan canlıların yaşadığı bir bölge de olabilir. Göreme Milli Parkı, şu dünyayı köşe bucak gezip gelen herkesin ‘en’leri listesinde kalacak bir güzelliktir. Yine 1985 yılından beri Dünya Mirası Sit Alanı’dır. UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Türkiye’nin hazinesidir. Büyüleyicidir. Doğa ve tarihin iç içe geçtiği bir insanlık tarihi resmidir. Benim kelimelerim kifayet etmez o güzelliği anlatmaya... Dokunulmamalıdır. Çivi çakılmamalıdır. Yanına, berisine taş konulmamalıdır. Ülkede en milli park ilan edilecek yerdir.
Ben bu satırları yazarken, konuyla ilgili, ‘Kapadokya Alanı’ ilan edilen daha geniş bir bölgenin eskisinden de kapsamlı bir şekilde korunacağına, kaçak uygulamaların önüne geçileceğine dair bir açıklama geldi.
Bir süredir bahsini işittiğimiz, Kapadokya’dan geçecek demir yolu hattıyla ilgili olarak bu kararnamenin çıkmış olabileceği ihtimali hâlâ zihinleri kurcalıyor.
Elbette bu sadece şüphe, dileriz doğru değildir ve bu konuyu da aydınlatan detaylı bir açıklama daha gelir. Zira Göreme Tarihi Milli Park Alanı-Konya-Antalya bölgesinde, peri bacaları ve kaya kiliseleri dışında üç ayrı yaban hayatı koruma sahası da var.
Takipte kalıp, endişeleri boşa çıkaracak cevaplar almak tek
umudumuz.
Bekleyip görelim...
Neye ‘canavarca’ denir?
Emine Bulut davası sonuçlandı. Sanık Fedai Varan müebbet hapis aldı. Elbette, çoğu suçlu kravat takmak gibi gerekçelerle serbest kaldığı ya da hafifleştirilmiş cezalara çarptırıldığı için bir nebze olsun içimiz rahatladı ancak ne yazık ki yine de beklenen ve sanığın hak ettiği caydırıcılıkta bir ceza olmadığı yönünde hukukçular görüş birliği içinde... Özellikle mahkemenin, “Tasarlama ve canavarca hisle öldürme yoktur” demesi, milyonlarca insanın ölümüne şahit olduğu, küçük kızının gözü önünde, “Ölmek istemiyorum”
diye ölüme giden anne ve “Ölme anne” diye haykıran kızının birbirine karışan feryatları kulaklarımızda silinmemişken, “Neye canavarca denir?” sorusu, vicdanlarda!
Hukukçuların beklentisi ‘ağırlaştırılmış müebbet’ken sadece müebbet verilmesi, itirazları beraberinde getirdi.
Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz etmesi bekleniyor. Fail Varan’ın, Bulut’u takip etmesi, öldürücü bıçak taşıması, çocuğunun önünde hunharca boğazını keserek öldürmesinin ‘kasten ve canavarca’ olarak değerlendirilip, cezanın ‘ağır müebbet’ şeklinde revize edilmesi, hem hukukçuların hem de kamu vicdanının beklentisi... Takip edip, kadın cinayetlerine en ağır cezanın verilmesini talep etmek, bugün artık bir insanlık görevi...
Hep birlikte takipte kalalım!
Bir sene düşünelim...
Geçtiğimiz haftaki yazımda, animasyon ve moda tasarımı gibi yetenek sınavıyla öğrenci alan 14 bölümün, bu sene itibarıyla Temel Yeterlilik Testi-Alan Yeterlilik Testi (TYT-AYT) olarak adlandırılan test tipi merkezi sınav sonuçlarına göre öğrenci alacağını ve bu duruma olan itirazlarımı anlatmıştım. Elbette, ülkenin dört bir yanından bu kararın yanlışlığına dair sesler yükseldi.
Hafta başında YÖK, yeniden değerlendirmek üzere, bu kararı bir sene erteledi. Israrcı davranmayıp, bir yanlıştan dönmesi, YÖK adına olumlu bir tavır. Bir sene sonra benzer yanlışlara düşülmemesi için, YÖK’ün böyle özel alanlarda karar verirken, mutlaka o alanın en yetkin kişileriyle görüşmesi, bahsi geçen bölümlerin öğretim görevlilerine danışması gerektiğinin bir kez daha altını çizmek isterim. Elbette bu bölümlerden bazıları, merkezi sınava bağlanabilir. Ancak neyin yetenek gerektirdiği, neyin gerektirmediği, o konuda yetkin ve yetenekli kişiler tarafından değerlendirilebilir. Hele ki animasyon gibi doğrudan yaratıcılığa bağlı bölümlere, çoktan seçmeli sınavlarla öğrenci almaya kalkmak, hem o bölüme hem de öğrenciye yazık etmek, işe yaramaz bir diploma ikram etmektir.
Olası bir yanlışı düzeltmek için altını çizmek isterim ki, animasyon, sanıldığı gibi bilgisayarların yapabildiği bir uygulama değildir. Çizim ve hayal gücünü aktarma yeteneği istediğinden, dünyanın her yanında kişinin yeteneği dikkate alınarak, öğrenci kabul eden bir bölümdür. Alınacak her tür kararda, dünya kriterleri de göz önüne alınmalıdır. Konuyla ilgili bir yıl sonra yeniden bilgilendirmek dileğiyle...