Bir ‘Kara Delik’ fotoğrafı, aklımı başımdan aldı... Çarşamba günü bilim, dünya tarihine çok büyük bir iz bıraktı ve ilk defa Einstein’dan beri bir teori olan ‘Kara Delik’, kavram olmaktan çıktı ve 52 milyon yıl öncesine ait fotoğrafı çekildi. Bu ‘Kara Delik’, Güneş’ten 6.5 milyar kat daha büyük. Üstelik, bizim sistemimizde değil, Messier 87 adı verilen başka bir galaksinin merkezinde bulunuyor. İnanılmaz geliyor insana değil mi? Etrafındaki ışık, son yuttuğu maddenin saçtığı ışık. O sırada dünyamızda dinazorlar filan vardı düşünsenize... Bugün, fotoğraftaki o Kara Delik ne durumdadır? Şimdi 52 milyon yıl öncesinin fotoğrafı çekiliyorsa, “Zaman dediğin nedir?”, “Birileri de bizi gelecekten izliyor mudur?” filan diye düşündükçe, insanın kalbi daha hızlı çarpmaya başlıyor ve okyanusta bir kum tanesi kadar bile olmadığımız gerçeği bir kez daha karşımıza çıkıyor... Düşünsenize ‘olay ufku’ denilen, bu Kara Delik’in ‘kara bölge’sinin yarı çapı 20 milyar kilometre, yani Pluto ve Güneş arasındaki mesafenin üç katından fazla. O bile evrende sadece minik bir nokta, anlayın bizim gezegenimizin hatta galaksimizin küçüklüğünü...
‘Hiç’ olabilmekEinstein’ın bundan 114 sene evvel, matematiksel verilerle ortaya attığı ‘İzafiyet Teorisi’, bugün gözümüzün önünde... Bu fotoğraf, bir kütüphane felsefe kitabına ilham olabilir ama öncelikle iki şey geliyor insanın aklına; ne kadar kendimizi büyütüyor ve ne çok önemsiyoruz hayatta? Mevlana’nın dediği gibi, ulaşılacak en büyük mertebe, ‘hiç’ olabilmek bu hayatta... Bu fotoğraf sanki hiçliğin resmi adeta! Üstelik de yanına gelen gezegenleri yutuveren bir Kara Delik’ten söz ediyoruz. Bugün varız, bir bakmışsın yarın ‘huuup’ diye yutulmuşuz! Bunca savaş, kavga, kibir ve evrende toz zerresi kadar yer tutmayan dünyanın, mikroskobik ölçekteki toprağını ele geçirmek için dökülen bunca kan... Evrensel ölçekten dönüp bakınca, tüm yaşananlar ne saçma! Fotoğrafa baktıkça zihnimde yankılanan ikinci düşünce ise şöyle; büyüksün ama çok büyüksün, hatta şu anda sandığımızdan da büyüksün Einstein!
Gölgede kalmasını istemediğim bir detayın daha altını çizmek isterim, bu ‘Kara Delik’ fotoğrafını çekmek için, yaklaşık 200 bilim insanının tasarladığı Olay Ufku Teleskobu projesinin 11 kişilik Bilim Kurulu’nda Arizona Üniversitesi Öğretim Görevlisi Feryal Özel var. 20 yıldır üzerinde çalıştığı bu projeyle, filmlere bile sığmayan hayallerin gerçekleştirilebileceğini kanıtladı... Şunu kabul etmeliyiz ki, beyin göçü için hayıflanmanın anlamı yok, elbette gönül ister ki bizim ülkemiz de bilim alanında bu gibi projelere katılabilecek kadar ilerlesin. Ama o güne kadar, kimse kimseyi ‘ülkesini terk etmekle’ suçlamasın!
Unutulmasın!
Feryal Özel bugün Türkiye’de olsaydı, ya attığı bir imza yüzünden hapiste olacaktı ya da şu an sandık sayacaktı! Evrensel boyutta bakınca bırakın Dünya’mız, galaksimiz bile kum tanesi kadar. Bırakalım da birileri sadece ülkesi için değil, tüm dünya için bir şeyler yapsın! Galaksimizi bir Kara Delik yutmaya kalkarsa ya da insanlığı yok edecek bir virüs ortaya çıkarsa, milliyetçilik pek de kurtarıcı olmayacak, unutulmasın. Ülkemizin bilime yatırım yaptığı günler gelene kadar, biz de şimdilik memleketlilerimizin insanlığa kattığı başarılarla, uzaktan da olsa gurur duymanın keyfini çıkaralım.
Yeni nesle örnek olsa keşke16 yaşındaki paralimpik milli yüzücümüz Sümeyye Boyacı, Amerika’da düzenlenen Dünya Serisi’nde, 50 metre sırtüstü yarışlarında altın madalya kazandı. Boyacı’nın, Avrupa Şampiyonu olduğunu da hatırlatmak isterim. Kolları olmadan büyük başarıları yakalayan sevgili Sümeyye kızımız, sürekli mazeret üretip, ufak tefek eksiklikleri bahane eden yeni nesle örnek olsa keşke... İstemekle başlar her şey, gerçekten istemekle... Keşke, gençler bunu bir hissedebilse...
Yeni ‘Taha’lar yetiştirilmeli!Ve ülkemize bir altın daha kazandı bu hafta... Milli sporcumuz Taha Akgül, Avrupa Güreş Şampiyonası’nda yedinci kez altın madalya aldı. Ata sporumuz güreş, efsanevi tarihine yakışır bir şekilde temsil ediliyor sayesinde. Her zaman desteklenmeli ve yeni ‘Taha’lar yetiştirilmeli. Güreş, sporlar içinde simgemiz olarak hep başarılarla devam etmeli. Unutmayın, Avrupa’da “Türk gibi kuvvetli” diye çok kullanılan bir deyim vardır. Güreş sporu, bu sözün yaşamasına en büyük destekçi. Bu gururu bize tekrar tekrar yaşattığın için teşekkürler Taha Akgül.