Hepimiz için, uzun zamandır olmadığı kadar sakin bir pazar diliyorum. Gidelim güzel güzel oyumuzu verelim, sonra da bir süre siyasetin ‘s’sini dilimize getirmeyelim. Meseleyi, takım tutma haleti ruhuyesine girmeden, bunun sadece yol, su ve kanalizasyon gibi işlerle ilgili hizmet almak için yapılan bir seçim olduğunu unutmadan, iş verenin kendimiz, ‘halk’ olduğunu atlamadan; huzurumuzu da ağız tadını da, konu komşu, eş dost ahbapla arayı da bozmadan şu günü geçirelim. ‘Önümüzdeki maçlara’ bakmayı, haftaya bırakalım. Pazartesi uyandığımızda nasıl bir döviz-borsa-faiz üçlüsüyle karşılaşırız, nasıl bir ekonomik tablo çıkar karşımıza, şu güzel pazar gününde kafaya takmayalım. En azından bardağın dolu tarafından bakalım, bir süre birbirine çemkiren siyasilerin sesini duymadan, kavga, hakaret işitmeden ve keman yayı gibi gerilmiş nahoş yüzleri izlemeden biraz kafa dinleyebileceğimiz, dünyada neler olup bitiyor diye ilgilenebileceğimiz, abluka altına alınmamış günleri umut edelim... Memleket ahvali mi? “Yarın ola hayr’ola” demişler, şimdi çayı koyalım ve sonra bir uyuyup uyanalım...
DEV ARAŞTIRMAÇocukların gelecek başarısı, mutluluğu ve yaşam gücü nasıl bir evde yaşadığına bağlı... İşte akademik alanda yapılan dev araştırma... İçinde bizim ülkemizin de bulunduğu 31 ülkede, yaşları 25 ile 65 arası 160 bin kişiyle, dev bir akademik araştırma yapılmış. Katılanlara, 16 yaşlarındayken, evlerinde ne kadar kitap olduğu ve büyürken kitaplarla ne kadar çevrili oldukları sorulmuş. Sonucu dünyada ilgiyle karşılandı. Sayfalar dolusu makale ve konuyla ilgili araştırma sonucuna göz attıktan sonra, sözü fazla detaya boğmadan, kısaca ana fikrini sizinle paylaşmak istedim.
Dekor amaçlı değil!Joanna Sikora’nın çok geniş bir tabanda yaptığı çalışması gösteriyor ki, kitaplarla dolu bir evde büyüyen çocuklar, hayatın her alanında çok daha başarılı oluyor. Araştırmaya göre, evdeki kitap sayısı ne kadar çoksa, doğru orantılı olarak çocuğun da akademik başarısı artıyor. Sadece değil, iş hayatındaki başarısının da bir çocuğun ailesinin evindeki kütüphanenin büyüklüğüyle orantılı olduğu belirtiliyor raporda. Üstelik, eve alınıp da bir türlü sıra gelip, okunamamış kitapların bile varlığının, o evde büyüyen çocuklar için faydasının altı çiziliyor. Elbette, dekor amaçlı eve kütüphane yaptırıp, içini de aynı amaçla doldurma görgüsüzlüğü değil anlatılmak istenen. Bir çocuğun okuma alışkanlığı olması, evde kitaplarla bezeli bir dünyanın içinde yetişmesine bağlanıyor.
Çocukluktan kitap okuma alışkanlığı edinmiş bir bireyin ise başta matematik olmak üzere, gerek okul başarısı gerek iş ve özel yaşamdaki iletişim becerisi, kitaplarla dolu bir evde büyümemiş olanlara göre, yaşam boyu çok ileride oluyor.
Araştırmayla ilgili iki çarpıcı detay:- Kitaplarla dolu bir evde büyümüş ve liseyi bitirmemiş olanların, kitapsız evde büyümüş ama üniversite okumuşlardan daha ileride entelektüel birikime, iletişim ve sosyal beceriye sahip oldukları gözlemlenmiş.
- Bir evde 115 kitap olması dünya genelindeki ortalama olarak ortaya çıkmış. Bu sayı Norveç’te 212’ye çıkarken, ülkemiz maalesef 27 kitap ortalamayla en sonda yer alıyor.