Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir adam ki, üzerine aldığı hiçbir sorumluluğu yerine getirmiyor. Kötülüğünden değil, unutuyor... Habire yüksekten atıyor, tutamıyor. Bir takım vaatlerde bulunuyor, yerine getiremiyor. Olayları işine geldiği gibi yorumluyor, tam olarak yalan söylüyor demeyelim de, gerçeğin açısını az biraz değiştiriyor. 40 küsür yaşına gelmiş, büyümemekte direniyor. Hâlâ annesinin arkasından terlik fırlattığı oğlan çocuğu olarak yaşayıp gidiyor.
Ve sonuç ne? Biz kadınlar kendisine bayılıyoruz.
Evet, hele hele ‘Aramızda Kalsın’ da bittikten sonra dizi alemindeki tek neşe kaynağımız olan ‘Gönül İşleri’nin ‘Deli Yılmaz’ına olan sevgimiz bambaşka.
Karısını en yakın arkadaşıyla aldattı, affettik. Kendisine aşık olan ikinci kadına sanki kafasına silah dayamış da başına bela olmuş gibi davrandı, kızamadık. Öfkesine hakim olamayıp kadını itip kakarken merdivenden düşürdü, gene gözümüzden düşmedi. Bir demet lale aldı, “Hakkını helal et” dedi, ettik. Ne öyle fazla başarılı bir işi var, ne aman aman parası, ne evi; bir tek altındaki eski arabası... Tamam, zamanında yıldız bir futbolcuymuş ama birikimi filan yok, belli ki yemiş bitirmiş elinde avucunda ne varsa. Kibar mı desen, hiç değil. Dangıl dungul konuşuyor ağzını açtı mı... Öyle fazla ince düşünmesi, kadın ruhundan anlaması da yok, Allah için. Karısı en edebi konuşmasını yapıp, sözcüklerini özenle seçtikten sonra “Bizim evliliğimiz yürümüyor ama tedavi edilebilir... Eğer istersek tabii”ye bağladığında cevabı “İstiyor muyuz?” olabiliyor misal...
Ama dedim ya, biz bu kaba saba, sorumsuz, deli dolu adama bayılıyoruz. Sosyal medya, dizinin fanlarına eşit sayıda ‘Deli Yılmaz’ hayranıyla dolu.
Birinci sebebi onu yürüyüşünden bakışına kadar inanılmaz bir şekilde giyinmiş olan Timuçin Esen elbette. İkinci sebebiyse, sahiden bu kadar içi dışı bir, kocaman yürekli ve bu kadar sevmesini bilen insana hasret kalmış olmamız.
Bence “Kadınlar aslında ne ister?”e dair gerçek bir yanıt, ‘Deli Yılmaz.’ Hata yapmıyor mu? Sürüyle. Ama o hatayı kabul etmesini biliyor, karısı ona ne kadar kızsa, onu ne kadar itse, “Bitti” dese yılmıyor, bıkmıyor, sıkılmıyor. Ona olan sevgisini başının üstüne koymuş, asla vazgeçmiyor...
Yoksa aslında ‘Servet’ gibi aşırı derecede sorumluluk sahibi, kılı kırk yaran, titiz, her şeyi kontrol altında tutmak isteyen, ayrıca da ince, şık, zarif bir kadının ‘Yılmaz’ gibi birini değil bir ‘salon erkeğini’ seçmesi beklenirdi. Aynı şekilde ‘Yılmaz’ın da bu kadar eleştirilmekten ve itilip kakılmaktan bitap düşüp kaçması gerekirdi.
Ama ikisi de birbirinden vazgeçmiyor. Yıllarla tatlanan bir aşk hikayesi.
Özetle, tam bir ‘zıtların birlikteliği’ olan ‘Deli Yılmaz’ - ‘Servet’, ekrandaki en izlenesi çift... Bennu Yıldırımlar ile Timuçin Esen’i takip etmeye devam ediyoruz.

Haberin Devamı

Sansürün suyu çıktı

Haberin Devamı

Alışmaya çalışıyorum, şu ekranda buzlanan içki şişelerine ya, zoruma da gidiyor. Yine ‘Gönül İşleri’nde kayınpeder - damat çilingir sofrasını kurmuş demlenirken ‘Saadet’ geliyor ve “Aaaa rakı mı içiyorsunuz?” diye soruyor. O ‘rakı’ sözcüğünü biz duymuyoruz. “Aaa ... mı içiyorsunuz?” diyen bir kadın görüyoruz. Hayal gücümüz doldursun boşluğu... Masada da sadece şalgam suyu görüyoruz. Artık dizilerde herkes sek rakı içiyor. Görmüyoruz, rakının beyaz rengini sofralarda...
Sonra ne hikmetse, (artık ne içtilerse, biz görmedik) masadakiler coşup “Hayatı tespih yapmışım sallıyormuşum” eşliğinde halay çekmeye başlıyorlar. Kayınpederin şekeri çıkıyor, ambulans çağırıyorlar. Gene aynı yasaklı sözcük sessizce telaffuz ediliyor:
“.... içince şekeri çıkmış.”
Bu nedir Allah aşkına? Biri bizimle dalga mı geçiyor? RTÜK korkusundan kanallar sansürün suyunu çıkardılar herhalde. Uyuşturucu değil, bu alkol. Legal bir içecek. İnsanların ellerinde buzlanmış şişeler göstererek daha anlamlı bir şey yapmış olmuyorsunuz. Çocuklar o ‘hayalet şişelerin’ içinde ne olduğunu daha çok merak ediyordur, eminim.