Bazı olaylar var, insanın hayatına damgasını vuruyor ve adeta bir milat oluyor. Serhan’ın gidişi öyleydi. “Yaşam ne kadar değerli ve ne kadar kırılgan, hoyrat bir elde nasıl bir anda soluveriyor” dedirten, inanılması imkansız olan ve ağrısı da ömür boyu kalan - kalacak olan...
Daha önce yazdım, tekrar etmek isterim; Şeşen Ailesi’nin 26 yaşında, doktor hata ve ihmalleriyle kaybettikleri oğulları Serhan’ın ardından hayata tutunuş şekilleri herkese örnek olmalıdır. Ortalığı yakıp yıksalar yeriydi, öyle yapmadılar, hukuka güvendiler, birbirlerine kenetlendiler ve Serhan’dan onlara kalan sevgiyi insanlarla paylaşarak büyütmeyi seçtiler.
Serhan Şeşen Müzik, Felsefe ve Yaşama Saygı Derneği, Serhan’ın hayattayken en sevdiği şeyleri; müzik ve felsefeyi, kendisine şiar edindiği ‘yaşama saygı’sıyla birleştirecek faaliyetler sürdürüyor o gittiğinden beri.
Çocukluğumun şarkıları plakta
Erol Evgin ile benim kuşağım arasındaki bağların detayına girmeyeceğim, biz onun şarkılarıyla büyüdük. Tanışıp birbirlerini sevdikleri ana her zaman şükran duyacağım Çiğdem Talu ile Melih Kibar, birlikte dünya güzeli şarkılar yazmış, o da onları şahane söylemiştir.
Bugün bir teki bile eskimemiş o şarkılar 40 yaşına basmış meğer. Erol Evgin de daha önce CD olarak yayınlanan ‘İşte Öyle Bir Şey’ albümünü plak formatında bastırmış. Bir 40’ıncı yaş armağanı olarak. ‘Sevdan Olmasa’dan ‘İçimdeki Fırtına’ya, ‘Aldım Başımı Gidiyorum’dan ‘Hep Böyle Kal’a birbirinden güzel 14 şarkı. Paha biçilmez bir armağan.