Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sade döşenmiş bir oturma odası, sehpanın üstünde sanat kitapları ve kırmızı laleler. Etrafında dört eğitimli, nazik insan sohbet etmekte. Annette ile Alain, Veronique ile Michel, iki evli çift. Kahveler içiliyor, kekler yeniyor, son derece ‘medeni’ bir ortam.
Yalnız bir araya gelme sebepleri bir garip. Annette ile Alain Reille’in 11 yaşındaki oğulları Ferdinand, Veronique ile Michel Houillie’nin oğulları Bruno’nun suratına sopayla vurarak dudağının patlamasına, iki dişinin kırılmasına, birinin sinirinin zedelenmesine neden olmuş. Çiftlerimiz de bir araya gelip ‘medeni’ bir şekilde olayı tatlıya bağlamaya çalışıyorlar.

Haberin Devamı

Fakat daha sigortaya verecekleri dilekçede geçen ‘Bir sopayla silahlanmış olarak’ cümlesindeki ‘silahlanmış’ sözcüğünden başlayarak sevimsiz bir hava esmeye başlıyor ortalıkta. Onu büyük bir olgunlukla atlatıyorlar ama hemen ardından bir yenisi geliyor. Herkes birbirinin açığını kovalıyor, taşı gediğine koymak için fırsat kolluyor, o başta öve öve bitiremediğimiz ‘birlikte yaşama sanatı’ yalan oluyor. Alışmamış bünyede ‘medeniyet’ zor duruyor özetle.Giderek bu birbirini takdir eden, oğullarının nasıl olup da bu ‘vahşi’ noktaya geldiğini anlayamayan dünya tatlısı iki çiftin içinden dışarı canavarlar taşmaya başlıyor. Ya da ‘Vahşet Tanrısı’ adım adım onları özlerine döndürüyor diyelim, oyunun adı bu çünkü.

Kronik sorunlara kolektif çözümler...

Fransız yazar Yasmina Reza’nın tek perdelik komedisi ‘Vahşet Tanrısı’, ‘kronik sorunlara kolektif çözümler arayan tiyatro topluluğu’ tanımıyla yola çıkan Kronik Kolektif bünyesinde ikinci sezonunu açtı. Zeynep Avcı’nın çevirisi ve Saim Güveloğlu’nun rejisiyle. Daha önce İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda Celal Kadri Kınoğlu’nun yönetiminde, Zerrin Tekindor, Zafer Algöz, İştar Gökseven ve Ülkü Duru gibi efsane bir kadrodan izlediğimiz oyun, yine çok parlak bir oyuncu kadrosuyla sahneleniyor.

Zaten dalga dalga yükselen müthiş hızlı bir komedi olan metnin en önemli ihtiyacı bu; iyi oyunculuk. Başta Annette’i o sinir bozucu iğneleyiciliğinden zincirinden boşalmış bir kaplana başarıyla dönüştüren Tülin Özen olmak üzere; medeniyet elbisesini züppe karısının zoruyla üzerinde eğreti taşıyan Michel’de Tansu Biçer’den, baştan beri en olduğu gibi görünüp göründüğü gibi olan alaycı avukat Alain’de Çetin Sarıkartal’a ve sükunetinin altında bir sinir hastası gizleyen Veronique’te Roza Erdem’e hepsini izlemek bir keyif.

Haberin Devamı

Belki tempo biraz daha yükselebilirdi, oyunun hızı en büyük numarası çünkü, ama sonuç olarak iyi kotarılmış, eğlenceli bir komedi, ‘Vahşet Tanrısı’. Kronik Kolektif, sahiden tiyatromuzun kimi kronik sorunlarına çözüm getiren, özenli bir oyun çıkarıyor. Salon sorununu şimdilik Trump Towers’ta çözmüş görünüyorlar. Seyirci sorunu için de iş bize düşüyor.