Sosyal medyada paylaşım rekorları kıran videoların nasıl bir ortak özelliği oluyor, düşündünüz mü? Sanırım en çok eksikliğini çektiğimiz şeyleri bu yolla ifade ediyoruz.
İyilik mesela... Öyle büyük hareketlerden söz etmiyorum. Dükkanına gelen kediyi kovalamayıp, onunla hasbıhal ederek bir dilim et veren kasap gibi... Küçücük aç çocukları ekmek çaldı diye yakalayıp, dövmeye kalkışan esnaf gören gözler için bayram yeri gibi bir şey. Paylaşa paylaşa bitiremedik bu yüzden.
Yardımlaşma sonra... Soyunu sopunu, kimlerden geldiğini merak etmeden birine el uzatma, ‘kendinden’ olmayanı sahiplenme, ihtiyaç duyanı destekleme... Annesi ölmüş kedi yavrusunu emziren köpek, minik baykuşu yalayıp bağrına basan kedi,
kaplan yavrusunu sahiplenen maymun başka ne mesaj veriyor olabilir ki, öyle içimiz giderek izliyoruz? ‘Öteki’ ise bundan daha ‘öteki’ olmasın, aynı türden bile değiller. Sadece kendi çocuğunu dünyanın merkezine koyarak, dünyanın tüm güzelliklerine layık görüp, başka çocukların ne yiyip, ne içtiğini merak etmeyen insan türüne inat.
Ve aşk tabii... Çağımızın derdi bağlanma sorunları yaşamadan, ‘adını koymaktan’ korkmadan, ‘Bağımsız karakterime halel gelir mi, bireyselliğim zedelenir mi?’ diye endişe etmeden birini sevmek, onunla bugün ve gelecek hayalleri kurmak, duygularını coşkuyla ifade etmek, karşımızdakini mutlu edecek sürprizler hazırlamak ne kadar ‘farkında olmadan’ aradığımız bir şeyse artık, bu tür videolar gördük mü aklımız çıkıyor.
Ardından aşk çıktı!
Üç gündür milletçe Uruguaylı damadın ‘Erik Dalı’ dansına kitlendik misal... Görmeyen kaldıysa, şöyle özetleyeyim: Bir grup genç adam, meşhur ‘Angara havası’ ve ‘Erik dalı gevrektir’ eşliğinde, şıkır şıkır oynuyor. Ama şahane bir koreografi ve müthiş bir maharetle. Öyle ‘Erkek adam ağır olur’ falan diye bir şey yok, hayatta görüp görebileceğiniz en civelek, en ‘gevrek’ ‘Erik Dalı’ olabilir. Sonra anlıyoruz ki, olay Montevideo’da geçiyor ve başı çeken damat bey, Uruguaylı Carlos Borthagaray profesyonel bir dansçı. Bu gösteriyi de videonun sonunda oyuna dahil olan karısı İlayda Naz Uyar için arkadaşlarıyla birlikte hazırlamış. İlayda ve Carlos dört sene önce Portekiz’de düzenlenen bir folklor festivalinde tanışmışlar, ikisi de dansçı. Festival bitiminde herkes ülkesine dönmüş ama iki gencin yolu Türkiye’deki bir dans okulunda hocalık yaparken yeniden kesişmiş ve buyurun sonuç... “Karım Türk” diye arkadaşlarını toplayıp, ona sürpriz koreografi hazırlayan bir Uruguaylı, sonradan İlayda ile çektikleri videoda gözleri parlayarak ne kadar eğlendiğini anlatıyor.
Sırada zeybek varmış öğreneceği, onu da çok ‘lezzetli’ buluyor. Biz de hep beraber ağzımız kulaklarımıza vararak izliyoruz. Dans, müzik, neşe, her şeyden önce aşk var. Kasım kasım kasılacağına, sevgisini güle oynaya ifade eden bir adam ve ona aynı şekilde karşılık veren bir kadın var, daha ne olsun? Mutlu olmak için hayatımızda neye yer açacağımızın, nelerin peşinde koşacağımızın formülü gibi...