Yaz gelince sinemaya gidilmemesi âdeti nereden çıkmış, bilemiyorum. Hava güzel diye, bütün günümüzü deniz kenarında, parkta ve bahçede geçirmediğimiz kesin. Hepimiz tatile de gidemiyoruz sanırım. Son derece kapalı mekanlar olan alışveriş merkezlerine gidiliyorsa, iki saat bir filme neden gidilmesin? Belki de yaz geldi diye salonları kaplayan beter filmler nedeniyle izleyici de tercih etmiyordur. Halbuki aralarda ancak bu ‘tenha’ sezonda kendisine yer bulabilen iyi filmler var, sadece biraz kazı yapmak lazım. Bir de festivali aratmayan yazlık sinema günlerini takip etmek...
Misal, Pera Müzesi yaz sezonunu öyle bir programla karşılıyor ki, kayıtsız kalmak mümkün değil. Adı ‘Kumsalda’, 08 Haziran’da başlayıp 28 Temmuz’a kadar devam ediyor ve 1951’den bugüne uzanan bir aralıkta sinemada mekan olarak kumsalın işaret ettiği anlamların izlerini sürüyor. Romantik hikayeler de var aralarında, keyifli başlayıp tekinsiz bir havaya bürünen karanlık tatil maceraları da...
Aslında Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’ndeki deniz hamamından plaja geçişin hikayesine odaklanan ‘İstanbul’da Deniz Sefası: Deniz Hamamından Plaja Nostalji’ sergisinin bir paralel etkinliği bu, yeri gelmişken onu da ziyaret edin derim, hele muhtelif sebeplerden görüp görebileceğiniz bütün plaj sefası bundan ibaretse... Hele hele İstanbul’un göbeğinde plajların uzandığı, kadınların ve erkeklerin şık şıkırdım deniz banyosuna geldiği günlere yetişemediyseniz, göreceklerinize inanamayacaksınız.
‘Kumsalda’ film programına dönersek, bayağı zengin... Jacques Tati’nin ‘Bay Hulot’nun Tatili’nden Otto Preminger’in ‘Günaydın Hüzün’üne, Antonioni’nin ‘Macera’sından Visconti’nin ‘Venedik’te Ölüm’üne uzanan klasikler geçidine bir de Asghar Farhadi’ler, Yorgos Lanthimos’lar eşlik ediyor. Üstelik ücretsiz, bilmiyorum daha ne yapsınlar?
İstikamet UNIQ İstanbul
“Yok ben illa açıkhavada kalacağım, kimse beni yaz günü içeri sokamaz” diyorsanız da, istikamet UNIQ İstanbul...
5 Haziran’da ‘The Shape Of Water’ (Suyun Sesi) ile başlayan bir film maratonu söz konusu. Üstelik geçen yıl olduğu gibi gene Başka Sinema iş birliğiyle düzenlendiği için o bütün salonları aynı anda kapatan malum filmlerin yer almadığı ‘bağımsız’ bir programı var.
Berlin’de, Cannes’da, Venedik’te gösterilmiş filmler, Michael Haneke’den Christian Petzold’a, Greta Gerwig’den Fatih Akın’a her kuşaktan iyi yönetmenler seçkisi, ‘İşe Yarar Bir Şey’, ‘Sofra Sırları’ ve ‘Kelebekler’in ekiplerinin de katılacağı özel gösterimler, Bergman’ın 100’üncü doğum yılına özel ‘Fanny ve Alexander’ var mesela. Animasyon, korku ve dünya kupası gecesi gibi temalı özel akşamlar da cabası.