Utanıyorum sahiden... Ülkemde bir gazete, bir belediye başkanının danışmanını renkli görüntüleri nedeniyle diline dolamaya kalktığında. Renkli görüntü tabii ki benim ifadem değil, kendilerinin başlığı...
“Şaşırtan renkli görüntüler!”
Nedir bunlar?
Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün danışmanı Boysan Yakar’ın LGBT Onur Yürüyüşleri’nde ya da eşcinsel hakları için katıldığı başka etkinliklerde çekilmiş fotoğrafları...
‘Renkli’nin hakaret niyetine kullanıldığı başka kültür var mı bilmiyorum ama haberde alaycı bir dil kullanmayı deneyen Sabah gazetesi habire sözcüğü tırnak içine almış: “Şişli Belediye Başkanı İnönü’nün ‘Renkli baş danışmanı’ Yakar” şeklinde.
DESTEKSİZ İDDİALAR...
Haber aynı zamanda muhtemelen kasıtlı hatalarla da dolu. Bir ‘baş danışman’ ibaresi kullanılıyor, bir ‘İnönü’nün özel kalem müdürü’. Mevkilerden mevki beğenemiyorlar Boysan Yakar’a.
Bir “O derece önemli bir pozisyonda ki, bu kadar olur sayın seyirciler” hali...
Bir dolu da desteksiz iddia... Efendim “Yakar’ın fotoğraflarının ortaya çıkması, Şişli Belediyesi Meclis üyeleri ve başkan yardımcıları arasında rahatsızlık yaratmış”, “Boysan Yakar’ın, başkan yardımcılarından da fazla yetkilere sahip olduğu iddia edilmiş”, “Makam arabası ve sekreteri olan Yakar’ın, başdanışmandan çok Belediye Başkanı gibi hareket ettiği belirtilmiş. Bu duruma meclis üyeleri isyan etmiş.”
Bu nasıl bir haber dili?
Adı anılmayan meclis üyeleri, “Toplumun hassasiyetlerine dikkat etmemiz gerekir” diyen kimliği belirsiz bir başkan yardımcısı...
Komşu teyze dedikodusundan farksız bir ‘makam arabası da varmış, duydun mu hanım?’ hali...
Bir şeye, bu görevlendirmenin altında bir özel bağlantıya falan işaret etmeye çalışıyorlar gibi görünüyor ama ben değil kaleme almak, aklıma getirmek bile istemiyorum.
Neticede bunu yazan da ‘meslektaşımız’dır, belki o kadar da art niyetli değildir.
İNÖNÜ’YÜ KUTLAMALI
Ben Boysan Yakar’ı her anne babanın ve de bütün homofobiklerin, Sabah gazetesi muhabiri ve editörlerinin de izlemesi gereken ‘Benim Çocuğum’ belgeselinde, yönetmen Can Candan’ın yardımcısı olarak tanımıştım.
Ardından LGBT haftasında çeşitli etkinliklerde karşılaştık. Sahiden çok renkli, enerjik, zehir gibi bir genç insan. Onu danışman seçen Hayri İnönü’yü ne kadar kutlasak az.
Bu saçma sapan haber çıktıktan sonra Twitter’dan bir de açıklama yaptı; bir insanlık, vicdan ve ahlak dersi olarak...
“Ben çalışma arkadaşlarımın cinsel yönelimlerine değil, dürüst ve güvenilir olmasına ve yetkinliklerine bakarım. Benim için önemli olan gösterdikleri çalışma performansıdır. Adı geçen çalışma arkadaşımdan son derece memnunum. Keşke belediyemizin daha önceki dönemlerinde de görev alsa idi” dedi.
Bu kadar...
Lafı eğip bükmek yok, “Tabii ki toplumun hassasiyetleri” tırıvırısına da bir selam çakmak yok...
Net...
Toplum da hassasiyetlerini ona göre düzenlese, insanları cinsiyetlerine, dillerine, dinlerine, ırklarına, mezheplerine, cinsel yönelimlerine göre değil; dürüstlüklerine, ahlaklarına, çalıp çırpmamalarına, işlerini hakkıyla yerine getirmelerine göre ayırsa...
Bu tip erdemlere karşı ‘hassas’ olsa...
‘Renklerden’ korkmasa...
‘Hayat bayram olsa’ gibi oldu değil mi...
Olsa keşke...