Üç sene önce Thomas Ostermeier’in ‘Hamlet’ini izlediğimde “Tiyatroyu çağdışı bulanlar, klasiklerden bıkanlar, uzun oyunlardan sıkılanlar gelip bunu görmeli” demiştim. Şimdi o kadar uzağa gitmeye gerek yok, üzerine tiyatrosevmezlerin bir bahanesini daha yıkacak bir oyun izledik bu hafta; “Ödenekli tiyatrolarda modern yorumlar göremiyoruz. Oyunculuklar abartılı, efendim sıkılıyoruz. Şehir / Devlet Tiyatroları mı? Gitmiyorum 10 senedir...” Örnekler çoğaltılabilir... Fakat geçerli sayılamaz, çünkü Şehir Tiyatroları’nın ‘Onikinci Gece’sinde sıkılmak mümkün değil. Yönetmen Serdar Biliş’in kurduğu çılgın dünyadan etkilenmemek de...
‘Onikinci Gece’, Shakespeare’in Noel’in onikinci gece şenlikleriyle bağlantılı olarak yazdığı düşünülen bir komedi. Bu şenliklerde her şey ‘ters yüz’ edilirmiş, oyun da öyle, bir ‘yanlış kimlikler komedyası’. Kimse göründüğü gibi değil… Viola deniz kazasında öldü zannettiği ikiz erkek kardeşi Sebastian’ın kılığında ve aşık olduğu dük Orsino’nun hizmetinde. Dük Olivia’ya, Olivia erkek sandığı Viola’ya aşık... Zavallı Malvolio ise hanımı Olivia’yı kendisine aşık zannedip cüretkar hallere giriyor... Oyunlar, entrikalar baş döndürücü bir hızla birbirini izliyor.
Kapılıp gidiyorsunuz
Geçen sezon Pürtelaş Tiyatro’nun başarılı oyunu ‘Savaş’ı sahneye koyan Serdar Biliş, normalde üç saatten fazla süren oyunu 1 saat 45 dakikalık tek perdeye indirmiş. Bence isabetli bir seçim, sadece başta kim kimdir anlayıp olayların içine girmeniz biraz zaman alıyor. Ama dediğim gibi öyle büyüleyici bir dünya ki sahnedeki, onunla beraber kapılıp gitmeniz an meselesi.
Nasıl tatlı, nasıl yaratıcı, nasıl cümbüşlü bir sahne tasarımı yapmış Gamze Kuş... Işık büyücüsü Cem Yılmazer aynı zamanda filmleri de çekmiş ve apayrı bir derinlik katmış oyuna. Hareket yönetimi Candan Baş gibi başarılı bir isme emanet... Müziklerde Çiğdem Erken imzası... Üstelik sahnede şahane bir canlı orkestra ve hepsi birbirinden iyi şarkı söyleyebilen oyuncular! Hele hele Malvolio’yu oynayan usta Levent Öktem’in üzerinde boxer’ıyla Olivia’ya kur yapmak için bir ‘Cheek to Cheek’ söyleyişi var, öyle böyle değil. Zaten Öktem’in deli gibi alkışlanan Malvolio’su yıllarca akıllardan çıkacak gibi değil.
Her oynadığı rolde ışıl ışıl parlayan Bennu Yıldırımlar, Olivia’da yine şahane. Bir Viola, bir erkek taklidi yapan Viola, bir ikizi Sebastian olarak karşımıza çıkan ve bütün bu değişimleri kıyafetiyle değil bedeniyle giyinmek zorunda olan Senan Kara oyunun yükünü omuzluyor. Soytarı Feste’yi, arada elindeki kamerayla da anlatıcı rolünü kuvvetlendiren Özge Özder oynuyor, şeytanilik ile sevimliklik arasında gidip gelen bir performans...
Oyunun ayrıca Erkan Sever, Tolga Yeter, Kubilay Penbeklioğlu, Ersin Umulu, Seda Fettahoğlu ve adını sayamadığım diğer isimlerle çok yetenekli, takım ruhu taşıyan, sağlam bir oyuncu kadrosu var.
Düelloların boks ringine taşındığı, Can Yücel’in ‘Sevgi Duvarı’ şiirinin usulca sızıverdiği, hangi köşesinden ne sürpriz çıkacağını kestiremediğiniz nefis bir komedi, ‘Onikinci Gece’. Kaçırmayın.