Bilenler bilir, Özak Pansiyon Gümüşlük’ün simgelerinden biridir. En çok da bahçesi ve sahnesi nedeniyle. Bir gelir Mabel Matiz’e rastlarsınız, sonraki sefer Bülent Ortaçgil’e. Birsen Tezer, Gündoğarken, Jehan Barbur, Leman Sam... Sürprizleri bitmez.
Denizin dibinde, çimenlerdeki minderlere oturup müziğini dinlemek sahiden bir Gümüşlük klasiğidir. Artık maalesef klasiği ‘idi’ çünkü satılmış ve o güzelim bahçe yerle bir edilmiş durumda. Et lokantası olacakmış, ünlü bir zincirin halkası.
“Gümüşlük gibi bir balıkçı kasabasının et lokantasına ne ihtiyacı vardı?” diye sorulabilir,
Ama iyi bir haber, yenisi geldi. Asmalımescit’in pek sevdiğimiz kulübü Off Pera’dan bir Off Gümüşlük doğdu. Bu sefer sabah erkenden kahvaltıyla başlayıp, gün boyu hizmet verecek bir plaj, ağaçları ve çimenleriyle Damla Kellecioğlu, Duygu Güner’in elinden çıkma dört başı mamur bir bahçe, akşamları da sakin bir canlı müzik mekanı olarak çıktı karşımıza.
8 Haziran’da bütün Asmalımescit ve Gümüşlük ahalisinin toplandığı bir partiyle ‘perdelerini’ açtı. Adettendir, soldan sayalım desem; Meltem Cumbul, Göksel, Suzan Kardeş, Derya Alabora, Güven Kıraç, Özgür Mumcu, Sezin Akbaşoğulları, Mine Söğüt, Bahadır Baruter, Mehmet Erdem, Burhan Şeşen ve Zeynep Casalini ilk aklıma gelenler. Asmalımescit’ten komşu mekan sahipleri Ece Aksoy, Yıldıray Arslan ve Eray Özer’in de İstanbul’dan kalkıp geldiğini unutmayalım tabii.
Sahnede Ece Göksu, Can Çankaya, Cem Aksel, Kağan Yıldız’dan oluşan ana kadro ve ara sıra misafir olacak Bora Uzer vardı. Tahmin edileceği gibi rüya gibi bir konser oldu. Ama bu sahnede ilerleyen günlerde daha başka sürprizlere de rastlayacağımız kesin.
O derece özene bezene ve Gümüşlük’ün dokusuna saygıyla yapılmış bir mekan ki, bu kadar olur. Tabii altında Galata Hiç’ten de tanıdığımız Emel Güntaş’ın imzası mevcut, şaşıracak bir şey yok.
Müzik tercihleri de aynı biçimde yapılacak, bangırtılar kopup ‘eller havaya’ kalkmayacak. Belli bir saatte denizin sesine hak tanınacak.
Mutfakta şef Aslı Durukan harikalar yaratmakta. Menüye dair net bir şey söyleyemiyorum, çünkü orada da sürprizler ve günden güne değişiklikler olacak. Tek bildiğim, Aslı Şef’in her yaptığı farklı ve lezzetli oluyor. Odun fırını başındaki Serdar Usta’nın lahmacun ve pideleri de, sanırım bu mekana gelmek için başlı başına bir sebep olacak.
Hemen eklemek lazım, bu aslında bir tür ‘ön’ açılıştı. Off Gümüşlük, tam performansla çalışmaya temmuz ayında başlayacak.
O güne kadar da gittiğinizde aç, susuz ve ilgisiz kalmayacağınız, gün doğumundan gün batımına güzel bir gün geçireceğiniz, gece ister müzik dinleyip ister sahildeki şezlonglarda ya da arka bahçedeki hamakta uzanacağınız, hayatınızdan memnun ayrılacağınız kesin.
Umalım ki, sahile usulsüzce tahtalardan set çıkıp üzerine masa atarak halka ait olan plajı parsellemek ve yoldan geçenleri “Gel gel” diye çevirmeye çalışmayı çare sanıp kendine bir çeki düzen vermeyi hiç düşünmeyen diğer Gümüşlük esnafına da bir örnek olsun. Yoksa Gümüşlük, Türkbükü olma yolunda ilerliyor ki, bu en önce onların, buradan hayatını kazananların işine gelmemeli.