Bir müzik piyasası ki, Nilüfer gibi 15 yaşından beri şarkı söyleyen, sesinin eşi benzeri bulunmayan bir şarkıcıyı bile küstürebiliyor. Onu, “Artık yeni şarkılar söylemeyeceğim” diyecek noktaya getirebiliyor. Halbuki ne güzel albümdü, ‘Kendi Cennetim’. Hürriyet’te İpek İzci’yle röportajında şarkılar konusunda artık burnunun eskisi gibi koku almadığını söylemiş. Halbuki topluca nezle olan biziz bana kalırsa, çok dinlenen şarkılara bir bakacak olursak. Neyse, yeni olmasa da Nilüfer’in sesinden ilk kez duyulacak 12 şarkı, her koşulda iyi haberdir. Üstelik Volga Tamöz düzenlemeleriyle.
Birbirinden ayrılması giderek güçleşen ‘yeni’li tekerlemelerine bir ‘yeni’sini ekleyerek ‘Yeniden Yeni Yine’ adını verdiği DMC etiketli albümde, çoğu kadim dostu Sezen Aksu’ya ait 12 parçayı yeniden yorumluyor. “İçinin gittiği şarkılar” olarak adlandırmış bunları, birçoğuna hak vermemek elde değil.
Mesela, albümün açılış parçası, Sezen Aksu’nun ‘Seni Kimler Aldı’sı, ‘Sezen Aksu’88’ albümünün incilerinden ‘Unut’, ya da Aşkın Nur Yengi’nin sesinden tanıdığımız ‘Yazık’, Ajda Pekkan’dan da pek sevdiğimiz şahane Şehrazat şarkısı ‘Yalnızlığa Hüküm Giydim’, Eda ve Metin Özülkü’nün ‘Seninle Olmak Var Ya’sı, Ümit Sayın’ın ‘Gönül Yareler İçinde’si zamanında hepimizin içinin gittiği şarkılardı. ‘Sevdam Ağlıyor’ gibi, ‘İstanbul’ gibi hareketli parçaların da Türk pop tarihinde yeri sağlam. Nilüfer’den tekrar dinlemek de büyük keyif.
Sanki İlhan Şeşen’in ‘Ellerimde Çiçekler’i artık yeterince kişi tarafından söylenip tüketilmişti. ‘Memleketim’e de doymuştuk diye düşünüyorum, ‘Hoşgör Sen’ ise ne kadar söylense doyulamayanlardan olduğu için iyi bir seçim. Düzenlemeler hem orijinallerine alışık kulakları yadırgatmıyor, hem de yeni bir tad katıyor şarkılara. Zaten müthiş bir müzisyen ekibi var albümün.
Nilüfer yeniden yeni şarkılara heveslenene kadar, bu sevenleri için güzel bir teselli armağanı.
2016’nın sanat cephesi
Yıl sonu geldi, Can Almanak çıktı yine. Henüz ikinci kez yapılıyor ama alışkanlık yarattı bile, dört dörtlük bir yeni yıl hediyesi.
Yekta Kopan’ın projesi bir kültür sanat yıllığı, Can Almanak. Mehmet İren, Yekta Kopan, Zeynep Miraç ve Sibel Oral tarafından hazırlanıyor ve bir yılın bütün önemli sanat olaylarını, kazandıklarımızı, kaybettiklerimizi 285 sayfada gözümüzün önüne seriveriyor.
Konuk yazarları da var. Vedat Türkali’yi kızı Deniz Türkali’nin satırlarıyla anıyor mesela, ya da Bob Dylan’ın Nobel’ini Metin Solmaz’ın yazısıyla inceliyor. Polemikler de eksik değil. Oscar’da siyahların yeterince temsil edilmediği tartışmalardan tut, Adele’in Ahmet Kaya’dan esinlenip esinlenmediğine kadar. Belki gazete sayfalarında kıyıda köşede kaldığı için gözünüze ilişmeyen, belki de bir sebeple zaten kendine yer bulamamış yüzlerce haber ve yorumla; zengin, renkli, eğlenceli, düşündürücü bir yıllık var karşımızda.
Sayfaların altında ise kültür-sanat dışı gündem akıyor gün gün, film şeridi gibi. Cinayetler, tecavüzler, patlamalar, savaşlar, soruşturmalar... Bakmak bile istemeyeceksiniz ama zorlayın kendinizi. Sanatsız dünyanın hali o işte.