Mirkelam iyi bir şarkı yazarı olduğu kadar iyi de bir şarkıcı. Üstelik İskender Paydaş ve Volga Tamöz gibi şahane müzisyenlere emanet etti hep şarkılarını. Tam da bu yüzden onun parçalarını başkalarından dinlemek gibi bir ihtiyacımız olduğunu düşünmüyordum. Olabilecek en güzel halleri orada duruyordu işte.
Fakat ‘koşan adam’ olarak bir gecede hayatımızın baş köşesine kurulduğu günden bu yana 22 yıl geçmiş meğer ve Mirkelam da aldığı yaşları arkadaşlarıyla birlikte kutlamak istemiş. 10 adet Mirkelam şarkısı 10 arkadaşı tarafından yeniden yorumlanmış ve ortaya DMC etiketli ‘Mirkelam Şarkıları’ albümü çıkmış.
“Daha yaşı ne başı ne, saygı albümü için çok erken değil mi?” diyecekler için ntv.com.tr’deki söyleşisinde Suat Kavukluoğlu’na, “Bu bir sevgi albümü. Benim daha saygı uyandıracak müzikal bir genişliğim ya da uzunluğum yok. Şarkılarımı, sevdiğim sanatçı arkadaşlarımdan dinlemek istedim. Arkadaşlarımın parçalarımı söylemeyi kabul etmesi, bu işe gönül vermeleri benim için çok değerli” demiş.
Böyle baktığında da ortada birinin yazdığı şarkılar, o şarkıları seven arkadaşlar ve insanı biraz hüzünlendiren, bolca neşe veren, duygusal ve eğlenceli bir albüm var. Mirkelam’ın kendisi gibi işte.
Maratonu başlatan şarkı; ‘Her Gece’, Gülşen’e nasip olmuş. Güzel de söylüyor. Ozan Çolakoğlu, İskender Paydaş’ın düzenlemesine sadık kalmış, çok da iyi etmiş bence, daha ilk notasından teşhis edilen o şarkıya kuş kondurmak olmazdı.
Aynı şekilde ‘Tavla’ da öyle, onu da albümde Kenan Doğulu söylüyor ve tahmin edileceği gibi sesine son derece uymuş. Bunlar, şaşırtmayan ve yadırgatmayan seçimler.
Kim hangi şarkıyı söyledi?
Bir cover albümünden orijinalinden çok farklı yorumlar bekleyenler için en radikalinden Nil Karaibrahimgil ‘Asuman’ı var. Asuman’sız Asuman, çünkü sözleri de “Ne yaptın Mirkelam?” şeklinde değiştirmiş Nil.
Volga Tamöz yepyeni bir şarkı çıkarmış neredeyse ortaya ve bu ‘pansuman’ bu albüme cuk oturmuş.
Teoman’ın ‘Hatıralar’ı için de aynı şey geçerli, düzenleme Safa Hendem’e ait ve Teoman’ın tanımıyla şarkıya ‘çomak sokmak’ ise bu, gayet yerinde olmuş. Yavuz Hakan Tok’un Milliyet Sanat söyleşisinde kültleşmiş şarkıları yeniden yorumlamayı biraz Mona Lisa’ya bıyık takmaya benzetmişti Mirkelam. Bu bıyık yakışmış Mona Lisa’ya, öyle söyleyelim.
Bedük’ten ‘Terle’yi, Pinhani’den ‘Yollar’ (Düzenleme: Sinan Kaynakçı) dinlemek, yeni ve keyifli yolculuklar.
‘Ah Bir Joker’i İskender Paydaş düzenlemesiyle Eser Yenenler söylüyor. “Ne alakası var?” derseniz, kendisi lisedeyken hep bu şarkıyı söylermiş, bir akşam konsere gelip Mirkelam’a anlatmış bunu. Bu şarkıyla bir hikayesinin bulunması, Mirkelam için kıymetli olduğundan şarkı da onun olmuş.
Genel olarak ters köşe cover’larıyla gönüllerimizi fetheden Mabel Matiz, Sabi Saltiel’le ‘Laubali’yi ağır bir şarkıya dönüştürmüş ama işin aslı o şarkının ruhuna bu pek uymuyor. Sözleri anlamasak tamam ama ‘Laubali’den bir ‘Sultan Süleyman’ çıkmıyor bu sefer.
‘Unutulmaz’ kalbe dokunuyor
Albümün duygusal kanadı Teoman’dan sonra Göksel ve Feridun Düzağaç’a emanet. Diyecek bir şey yok, sahiden müthiş isabetli seçimler. Göksel’in naif yorumu ve Ozan Çolakoğlu düzenlemesiyle ‘Unutulmaz’ yepyeni, kalbe dokunan bir şarkı olmuş, Feridun Düzağaç’ın da ‘Erenköy’deki o evde gitar çaldığından bir an şüphe etmezsiniz. Düzenleme Volga Tamöz gene.
Mirkelam “Bu şarkıların her birini benden size yeni çiçekler gibi düşünün. Gününüzü güzelleştiren, gülümseten yeni çiçekler gibi...” demiş, ben her biri birer pansuman diyorum. Kartonette yazdığı doğru; “Değil mi ki şarkılar arkadaşlarımız, çok rahatladım, biz yalnız kalmayız.”