Sanıyorum hayat içimizi yeterince daralttığından,bari televizyon karşısına geçince iki satır nefes alalım diye romantik komediler sardı dört yanı.
Bir de yaz geliyor ya, herhalde aşık olmanın vaktidir mesajı veriliyor. Ya da daha iyisi, “Olmayın, bizi izleyin”. Tabii birbirinin aynı hikayeler arasında hangisini takip ettiğinizi ayırt edebilirseniz.
“Hal böyleyken ‘İlişki Durumu Karışık’ niye okka altına gitti, onu anlamak mümkün değil. İyi oyuncuları, diğerlerinden kötü olmayan bir hikayesi vardı.
Yeni gözdemiz ‘Tatlı İntikam’, yemek ile aşk arasındaki organik bağı çözdüğü için başarılı. Olay yeri restoran, esas çocuk şef, duygularını pasta yaparak dile getiriyor, daha havalı ne olabilir? Leyla Lydia Tuğutlu ile Furkan Andıç da tatlı bir ikili olmuşlar.
Yan kadro güçlü, sonra. Ayşenil Şamlıoğlu müthiş bir oğlan annesi olmuş, ne oynasa olduğu gibi. Zeyno Gönenç, Kerem Atabeyoğlu, Bülent Seyran ve gayet parlak genç oyuncular var.
Aşıklar neden kavuşamasın?
Sivilceli tombul bir oğlanken kalbi kırılan, sonradan paylaşılamayan bir yakışıklıya dönüşen jön, düğünde terk edilen gelin, her krizde toplanan üçlü kız arkadaş ittifakı, bütün romantik komedi klişeleri mevcut.
Oğlana aşık olup onun kalbini fethetmek için annesiyle birlik olma yoluna giden sevimsiz kız da eksik değil tabii: Seren Deniz Yalçın’ın canlandırdığı Ceyda. Çevirmediği entrika kalmıyor çocuğu elde edeceğim diye. Ve gurur yerlerde, özgüven tavanda, bu karakterlerde hep olduğu gibi. Erkek karakterler mesela, istenmediklerinde anlıyorlar, bir süre sonra boyunlarını büküp kaderlerine razı oluyorlar, tutturmuyorlar kızlar gibi.
Bu, sanıyorum senaristlerin bir hayali. Bir takım paylaşılamayan erkekler ve kendilerini onlar uğruna paspas eden kadınlar. Aşıklar neden kavuşamasın? Aralarına mavi gözlü, gurursuz bir kız girsin, laftan anlamasın, adama yapışsın. ‘Kiralık Aşk’taki Fikret Gallo ya da ‘İlişki Durumu Karışık’taki Elif’i alıp onun yerine koysan değişen bir şey olmaz. Yok mu sevgililerin önüne koyacak değişik bir engel?