Şu aralar bir albüm var, çıkmıyor CD çalarımdan. Millet facebook'tan, twitter'dan sözlerini paylaşmaya başladığına göre de yalnız değilim bu konuda: Candan Erçetin'in 'Kırık Kalpler Durağı'.
Yıllarca 'iyi şarkı buluyor' diye takdir etmiştik kendisini, artık bunun yanı sıra 'iyi beste yapıyor' ve de söz yazıyor. Üstelik düzenlemeler de Göksel'le yaptığı çalışmalara bayıldığım, bu nedenle evliliklerinin bitmesine çok üzüldüğüm Alper Erinç'e ait.
Radyolarda ilk olarak albümün isim şarkısı dönmeye başladı. Sözü müziği Candan Erçetin'e ait ve şimdiden dillere dolanmış vaziyette. 'Yakıp geçen aşklardan incinen', 'yanlış kararların yıkıp geçtiği', 'yakın dostundan ihanet görmüş', 'hayatın sillesini yemiş' herkes için Candan Erçetin söylüyor. Epeyce kalabalık bir ekip, hedef kitlesi yani.
Zaten şunu söylemek lazım ki, genel olarak albümün de hedef kitlesi kırık dökük kalpler daha ziyade. Havalar ne kadar karanlıksa şarkı sözleri de o kadar hüzünlü, biraz da tevekküllü. "Kul kurar, kader gülermiş" mesela...
Ayşe Kulin'in sözlerini yazdığı şarkı bir istisna, o sirtaki ritminde neşeli bir parça. Bir de Balkanlar'dan gelen sıcak hava dalgası, yani 'Vay Halime'... Suzan Kardeş'in 'Balkania' albümünde söylediği 'Roka Mandolina'ya Türkçe söz yazmış Candan Erçetin ve oynamadan durulamayan bir parça olmuş.
Sözlerinin Neyzen Tevfik ve Ömer Hayyam'dan devşirildiği 'Türkü'ye muhabbetlerimizi de dile getirdikten sonra albümün en 'yakıcı' sözlerinden birinin yine 'Sinan' kod adlı Hakan Karahan'a ait olduğunu belirtelim. 'Nedense Sustum' 'bir bencille bir yorgunun' dinleyenin içine işleyen hikayesini anlatıyor.
'Gölgesizler' filminin şarkısı "Ben Kimim" ve unutulmaz Esmeray'ın 'Unutama Beni'si ile birlikte toplam 16 şarkı var albümde. Pekala iki albüme bölünebilecek kadar yani. "Tam beş yıl, beş ay, 27 gündür susuyorum" yazmış kapağa Candan Erçetin... "Sanırım artık bir şeyler söylemenin zamanıdır."
Gerçekten bir demlenmişlik, bir olgunluk var şarkılarda. Her yıl birbirinin aynı albümler çıkartmaya azimli şarkıcıların arasından sıyrılıp gelen bir ses... Dinlemenin zamanıdır.
Bir adam, bir kadın, birçok cinayetTiyatromuzun müstesna oyun yazarlarından Özen Yula'nın "Ay Tedirginliği" oyununu ne yazık ki Mustafa Avkıran'ın rejisiyle izleyememiştim vaktinde. Yazarın bizzat kendisi oyunu Duru Tiyatro'da sahneliyor olunca koştur koştur gittik ve sahiden bu sezonun hoş sürprizlerinden biriyle karşılaştık.
Esrarengiz bir adamla bir kadın, bir gece vakti, bir deniz kenarında karşılaşıyorlar ve başlıyorlar sohbete. Son derece zeki bir söz düellosuyla flört arasında gidip gelen uzun bir sohbet oluyor. Giderek gerilim dozu da artıyor. Gerisi tanıtım metnindeki gibi: "Bir adam, bir kadın, bir giz, birçok cinayet..."
Özen Yula'yı önce bu incelikli metin için, sonra da mezun olduğundan beri ilk kez tiyatro sahnelerinde izlediğimiz Sezin Akbaşoğulları'nı keşfettiği için tebrik etmek gerek. ‘Beyaz Gelincik’ dizisinin başrol oyuncusu Akbaşoğulları, gerçekten çok yetenekli bir oyuncu ve o kadar da güzel ki gözünü alamıyor insan.
Karşısında, sahnede en son 'Koca Bir Aşk Çığlığı'nda izlediğimiz bir başka genç ve iyi oyuncu var, Bekir Aksoy.
İkilinin, belli ki büyük zahmetle Duru Tiyatro sahnesine döktürülen çakıl taşları üzerindeki sessiz tangosunu da alkışlıyoruz, koreograf İlyas Odman'ın adını anarak...