Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Acun Ilıcalı Nihat Doğan’ı Survivor’a götürse ne olur, götürmese ne olur... Biz bu tip karanlık fikirlerin (Bilmeyenler için değerli tweet’i:
“Siz de mini eteği giyip soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca da bas bas bağırmayacaksın”) akıldan geçirilebildiği, gencecik bir kız vahşice katledilmişken bunların pervasızca dile getirilebildiği bir ülkede yaşıyoruz. Bir kadın ‘yazar’ çıkıp “Amerika’da her iki dakikada bir kadın tecavüze uğruyor. Şimdi çenenizi kapatın” diyebiliyor.
Ya da gazete adı altında çıkan kimi kağıt parçaları “İnadına mini etek, inadına dekolte ve inadına kızlı erkekli oturun” diyenlerin istediği batılı yaşam tarzı tecavüz ve ölüm getirdi” yazabiliyor. Anlaşılan orada bir tane vicdanlı insan kalmamış ki “Biz nasıl tecavüze, cinayete kılıf uyduruyoruz” demiyor.
“Bir grup erkek oturmuş “Biz hiçbir uzvuna sahip olamayan mahluklarız, tehlike saçıyoruz” diyorlar; “Bizden korkun, kaçın”

Hiçbir yerde rahat değiliz!
Biz de öyle yapıyoruz aslında. Sosyal medyada ‘sendeanlat’ hashtag’iyle paylaşılanlara bir bakın da utanın. Yürümekle aynı anda kendimizi kollamayı öğreniyoruz. Hiçbir yerde rahat etmiyoruz sayenizde. 12 yaşında adım attığı okulda müdür muavininden “Karanlık koridordan tek başınıza geçmeyin, kıyafetin serbest olduğu günlerde dar kot giymeyin” diye uyarı almışız biz. Çünkü abilerimiz bizi ‘elleyebilirler’, onları kışkırtmamak da bizim görevimiz.
Fakat yıllardır duyageldiğimiz ‘kızlı erkekli’ cümleler bardağı nihayet doldurmuş görünüyor ki, kadınlar atıyorlar içlerindeki zehiri. Yıllardır birbirimizin kulağına utana sıkıla fısıldadığımız taciz hikayeleri döküldü Pandora’nın kutusundan. Çünkü tacize uğradığımızda, “Sakın kimseye anlatma”dır yakınlarımızdan duyduğumuz ilk öğüt. Taciz uğrayanın ayıbıdır, örtülmesi gerekir.
Bence Özgecan’ın başına gelenlerden sonra hiçbir şey aynı olmayacak. Dediğim gibi, bardak taştı. Bu sefer vazgeçmemek, katillerinin en ağır şekilde cezalandırılmasını takip etmek, başka Özgecan’ların korkutulup sindirilmesine engel olmak, kadın tacizlerine, tecavüzlerine, cinayetlerine son vermek için elimizden geleni yapmak boynumuzun borcu olsun. Dilerim, Özgecan’ın o güzel gözleri de hâlâ “Kadın da tahrik etmesin” cümlelerini kurmaya yeltenen vicdansızların kabusu olsun.

Haberin Devamı

Mekan Artı’ya destek olalım

Haberin Devamı

Hüzünlü bir haber, Elmadağ’daki Mekan Artı, kapanıyor. 2010 yılında bir grup tutkulu insan çalışıp didinerek oto - yıkamadan sahne sanatları merkezi çıkarmıştı, şimdi maalesef son sezonunu çamaşırhaneye dönüşerek kapatıyor. Çünkü bina satılmış ve bir tiyatro salonu bir çamaşırhane kadar iş yapmaz hiçbir zaman. Ama daha temiz bir dünya yaratabilir, eğer umurumuzdaysa...

Son buluşmalar
Neyse, kapitalizmin karşısında durmak ne mümkün de, yapabileceğimiz bir şey var: Mekan Artı’nın yeni bir yerde hayat bulması için destek olabiliriz.
14 Mart’a kadar mekanın bugüne kadar en çok sevilmiş oyunlarından bir seçki sahneleniyor. ‘üçKİŞİ Tek Seyircilik Oyun’, ‘Bizde Yok’, ‘Sesler’, ‘Şiddet Üçlemesi’, ‘80’lerde Lubunya Olmak’, ‘90’larda Lubunya Olmak’ ve ‘Şahmeran’ın Bacakları’ son kez seyirciyle buluşuyor. Kapanış da 14 Mart’ta Mekan Artı’nın ilk oyunu ‘Kök’le yapılacak.
(Program için http://www.mekanarti.com/ adresine bakınız)
Biletinizi alıp gittiğinizde hem beş senelik bir tiyatro salonuyla vedalaşmış, hem de bir yenisinin doğuşuna katkıda bulunmuş olacaksınız...