Cover albümler her daim tartışılan bir konu. Sizi kolaycılıkla suçlayan çok olur, baştan başa cover parçalardan oluşan bir albüm yaptığınızda... Zaten tanınıp sevilmiş şarkıları tekrar yorumlamanın risk almamak olduğunu düşünen... Bana göre de riskin ta kendisidir, başka bir yorumla benimsenmiş parçaları alıp kendinizin kılmaya soyunmanız. Hele de Hayko Cepkin’in yaptığı gibi bambaşka tarzlardan şarkıları seçip bir potada eritmeniz...
‘Beni Büyüten Şarkılar’ adıyla DMC’den çıktı Cepkin’in yeni albümü. Çok sıcak ve samimi bir başlık. Çocukken ne dinlediyse, hangi şarkılardan etkilendiyse onları söylemek istemiş. Görünüşe göre de çok renkli bir çocukluk geçirmiş. İbrahim Tatlıses de dinlemiş, Edip Akbayram da, Zeki Müren de, Moğollar da, Selda Bağcan da... Şimdi bunları kendi müzikal süzgecinden geçirip o çok özgün vokali ve kendine has düzenlemeleriyle sunuyor.
‘Ben İnsan Değil Miyim?’le açılıyor albüm. Müthiş bir seçim, ‘arabeski rock sosuna bulamanın modası geçmedi mi?’ diye önyargıyla yaklaşmamalı, bu gerçek bir Hayko Cepkin şarkısı olmuş. ‘Aldırma Gönül’ de öyle, daha introdan sarıp sarmalıyor insanı. Hayki’nin rap bölümü de cuk oturmuş şarkının içine. Sonra ‘O Çeşme Kurumuş Akmıyor Artık’ geliyor ve ‘bir insanın sesi her şarkıya mı uyar?’ dedirtiyor. Sanat müziği de söylese olurmuş, arabesk de, türkü de... Hepsini kendi şemsiyesi altında buluşturabilmesi bundan. ‘İtirazım Var’ da mesela onun için yazılmış gibi. Müslüm Gürses hayatta olsaydı da düet yapsalardı ne iyi olurdu.
‘Ağır Roman’ın meşhur şarkısı ‘Ağla Sevdam’ benim için albümün en tekrar tekrar dinlenesi şarkısı oldu. Aysel Gürel’e özlem, Atilla Özdemiroğlu’na saygıyla... Ne kadar güzel yazmış Aysel Gürel, “Can evinden bıkar, can uçar / Boş kalır o hanlar, saraylar”. Özlemişiz çok.
Bir diğer takılıp durduğum şarkı da, Cahit Berkay’ın Sivas katliamının ardından yazdığı vurucu ‘Issızlığın Ortasında’. Hayko Cepkin yorumu da ilki kadar tüyler ürpertici olmuş. Issızlığın ortasından, ateşle dumanın arasından kopup gelen bir çığlık gibi...
Her parçaya yakışıyor sesi
Sabahat Akkiraz’ın ‘Neydi Günahım'ını daha önce konserlerde dinlemiştik Cepkin’den. Bu albümde de yer almış, çok da yerinde olmuş. Aşık Mahsuni Şerif’in ‘Yuh Yuh’u da öyle. Hayata dair söz mü söylemek istiyorsunuz, anlamı önce bu köklerde aramak lazım. ‘Nem Kaldı’yı ise Cem Karaca’nın orijinal alt yapısına sadık kalarak yorumlamış şarkıcı. Diyorum ya, her parçaya yakışıyor sesi.
“Hayatımın, fikirlerimin ve müziğimin olgunluk dönemine giriyorum” diyen bir müzisyenden bu olgunluğun hangi çeşitlilikten beslenip büyüyerek geldiğini ortaya koyan, dört dörtlük bir çalışma. Buna ‘Vol.1’ demiş, demek devamı kapıda. Cover böyle yapılacaksa bize de merakla beklemek düşüyor.