Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hiç unutmuyorum, hazırlık sınıfındaydım, yani yaş 11 - 12. Okulda yeni kaynaştığım kızlarla başımızdan geçen taciz hikayelerini anlatmıştık birbirimize. Erkeklerin askerlik anıları gibi, bu topraklarda büyümüş kızların taciz hikayeleri vardır, Özgecan’dan sonra görmüştük ne kadar çok olduğunu...

Hikayelerin bir ortak yönü vardı; tacizcinin karşısındaki ‘çocuğa’ yaklaşmak için gayet nazik, efendi bir hal - tavır takınması. Yani “Ben sapığım” diye bağırmıyor bunlar. Bir sürü kız çocuğuna seri şekilde tacizde bulunabiliyorlar bu sayede yakayı ele vermeden.

Haberin Devamı

Tut ki ele verdiler, o zaman ne oluyor?

Bu kez yasalar koruma altına alıyor onu. Diyarbakır’da son örneğini gördük işte. Adam kız öğrencileri evine çekmek için ücretsiz İngilizce dersi verdiğini duyurmuş...

Bir de kendisine asker süsü vermiş. Ve üç kıza porno film izlettirerek tacizde bulunmuş. Savcı bu ‘zincirleme’ suç için sanığın 150 yılla yargılanmasını istiyor, avukatı beraat etmesini.

Neye dayanarak?

“Sanığın mağdurlara nasıl dokunduğu konusunda net bilgi yok” gibi tuhaf bir cümleye ve “Müvekkilin çocukları zorla alması gibi bir durum olmamasına.” Yani bir kez daha çocukta taciz ‘rıza’sı buluyoruz...

‘Özgecan yasası’nı bekliyoruz

Kendisini olmadığı biri gibi göstermesi, ders vermek üzere çağırıp taciz etmesi sorun değil. Zorla almadı ya eve...

Hadi o avukattır, müvekkilini kurtarmaya çalışıyor. Peki mahkeme ne yapıyor?

Tutuksuz yargılanmakta olan Ubeydullah Ç.’yi ‘çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘cinsel amaçlı çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 12 yıl hapse mahkum ediyor, üzerine iyi hal indirimi uyguluyor, düz hesap 10 yıla indiriyor 150 yıl istenen cezayı.

Bir çocuğa istismarda bulunduğuna dair görüntüler bulunmuş evinde, o ne olacak? Olsun, mahkeme bu suçu tekrar işlemeyeceğine kanaat getirmiş. Duruşmada ‘saygın’ bir tutumu varmış zira... Ve de kravatı...

Hayır, ne yapacaktı? Mahkeme salonunda hakimi ve savcıyı da mı taciz edecekti?

Şaka değil, literatürümüze girmiş ‘kravat indirimi’ diye bir şey var. Özellikle tacizcilerde, tecavüzcülerde çok işliyor.

Haberin Devamı

Bu yüzden bu kadar aciliyetle bekliyoruz, ‘Özgecan yasası’ diye anılan yasayı... Tacizciler, tecavüzcüler kravat takıp mahkemeden ellerini kollarını sallayarak çıkamasınlar diye...

MARİ YENİ YERİNDE

İstiklal Caddesi’nde lezzetli yemekleri kadar Mari ile Moşe’nin muhabbeti ve insana kendini evinde hissettiren ortamıyla sevdiğimiz bir restoran vardı; Mekan. Adı Mekan ama biz hep “Mari’ye gidiyoruz” derdik. Mari Esgici çünkü, enteresan bir ‘ev sahibesi’dir, kimin ne sevdiğini bilir, onu gönderir masasına, arada yanına oturur birbirinden ilginç hikayeler anlatır. Çok da başarılı bir ‘stand up’çıdır ayrıca...
Müjdeler olsun, önümüzdeki hafta İstanbul Barosu’nun sokağındaki (Orhan Adli Apaydın Sokak) yeni yerini açıyor. İyi etmiş, adını Mari koymuş yeni mekanın, beş katlı bir binada yine ev sıcaklığı yakalamayı başarmış. Bu beş katın biri, grup halinde gittiğinizde siz size olabileceğiniz bir salon gibi düzenlenmiş. Bir de yaz - kış açık olacak teras var.
Yepyeni mezeler koymuş menüye...Mekan’dan bildiğimiz kendine özgü lezzetlerini de ihmal etmeyecek elbette.
Uğradığımızda önünde önlüğü, katlar arasında koşturup duruyordu. Yine alışverişinden mutfağına her şeyle birebir ilgilenmekte. Moşe de kocaman gülümsemesiyle karşılıyordu uğrayanları, dostlar yine bir arada.
Beyoğlu’nda yeni bir evimiz olacak kısacası, hepimize hayırlı olsun.