anıyanın enerjisine de, azmine de, gücüne de hayret ve hayranlık duyacağı bir insandır Genco Erkal. Değil yaşıtları, yarı yaşındakiler daha yolun başında bir takım güçlüklerden yılıp kenara çekilirken o kaç yıllık salonundan atılır pes etmez, göçebeliği de çok iyi bilir çünkü, gene devam eder tiyatrosuna.
Bu sefer tek bir şehirde değil beş şehirde, tek bir oyuna değil haftanın her günü ayrı oyunla seyirci karşısına çıkar üstelik. Sonra yılların hayalini hayata geçirip aileden kalma hanın avlusunu tiyatro sahnesine çevirip perde açar bir yaz gecesi. Bu sefer kendi kardeşinin engeline takılır, yine yılmaz, yollar onundur nasıl olsa.
Onca emeği çöpe atar, başkasının “Yetti artık, bir ben miyim bu alemin Don Kişot’u?” diyeceği yerde tam gaz devam eder, gücünü Nazım’ın, Brecht’in dizelerinden alarak. Tiyatroyu bırakmayı bir an düşünmez. Küsüp susmayı da...
Hayat da sanat da uzun bir mücadeledir onun için, hep söylediği gibi. “Beni ayakta tutan bu, bıraksam duramam” dediği bir mücadele.
Genco Erkal vazgeçmez
“İnsan bir şeyi bu kadar tutkuyla isteyince hayat da ona yardım ediyor galiba” dedirtecek buluşmalar da çıkmıştır böyle olunca karşısına. En son Kadıköy Kız Lisesi içindeki tarihi Mahmut Paşa Han’ın bahçesini açık hava tiyatrosuna çevirdi mesela. “Bütün kış yorulduk, artık bir tatil yapalım” demek yerine temmuz - ağustos sıcaklarında tiyatro yapmayı tercih etti. Son yıllarda birlikte oynadığı yetenekli
oyuncu Tülay Günal ile... Zor zamanlarında elinden tutan Nazım ile Brecht’i ‘Güneşin Sofrasında’ birleştirdi, yola çıktı.
Gereken izinler alınmıştı, sanata, kültüre değer veren okul yönetimi de arkasındaydı. Düne kadar. Biz dün, bütün ülke darbelere karşı meydanlara hücum etmişken, Dostlar Tiyatrosu’nun oyununun Mahmut Paşa Han’daki gösterilerinin iptal edildiğini öğrendik. OHAL kapsamında, güvenlik gerekçesiyle sözleşme tek taraflı feshedilmişti. Tam da Başbakan Binali Yıldırım kürsüden Nazım Hikmet’in ‘Güneşi İçenlerin Türküsü’ şiirinden “Güneşi zaptedeceğiz, güneşin zaptı yakın” dizelerini okurken üstelik.
Eminim Genco Erkal yine vazgeçmez, bir başka yerde seyircisiyle buluşmanın yolunu bulur. Ama dileyelim ki daha önce bu hatadan dönülsün, insanları tek yürek olarak birleştiren tiyatrolar güvenlik gerekçesiyle engellenmesin. ‘Güneşin Sofrasında’ buluşmalar devam etsin.