Neyi ne zaman sansürleyip neyi yayınlanmaya uygun bulacağı hiç belli olmayan bir platform, Facebook. Bakıyorsunuz, parçalanmış, yarı çıplak kadın bedenleri, ırkçı ve savaş yanlısı söylemler cirit atıyor. Görmeye dayanamayıp “Bunu kaldırın” diye şikayet edecek olsanız, “Biz bu paylaşımlarda bir sorun görmedik” cevabını alıyorsunuz.
Ama bir bakıyorsunuz, Vietnam Savaşı’nın simgesi haline gelmiş, çeken foto muhabiri Nick Ut’a Pulitzer Ödülü kazandırmış bir kare onlara rahatsız edici, hatta ‘müstehcen’ gelmiş. Neden? Çıplak çocuk varmış efendim. Hassaslar, bu konularda...
Önce fotoğrafı hatırlayalım, ki unutulacak kare değildir; çünkü bütün o ateş - duman - kül arasında atılan bombaların kimleri vurduğunu bütün çıplaklığıyla gösterir: Korku ve gözyaşları içinde kim olduğunu, ne olduğunu bilmedikleri düşmandan kaçan bir grup çocuk. Her devirde büyüklerin saçma savaşının asıl kurbanları.
‘Napalm Girl’ün hikayesi
Burası Saygon’un kuzeydoğusundaki Trang Bang köyü. Tarih 8 Haziran 1972. Dokuz yaşındaki Kim Phuc ve arkadaşları sokakta oynuyorlar. Savaşta da oynar ya çocuklar.
Birden ne olduğunu anlamadıkları bir ateşin içinde buluyorlar kendilerini ve koşmaya başlıyorlar. Güney Vietnam uçaklarının yanlışlıkla sivillerin üzerine düşürdüğü Napalm bombaları yakıp kavuruyor değdiği yeri.
AP foto muhabiri Nick Ut, ağlayarak koşan çocukları gördüğünde anlamıyor önce ne olduğunu. Hemen fotoğraf makinasına davranıyor ama. Çocuklardan biri tamamen çıplak.
Kim Phuc bu. Çocuğun, “Yanıyorum, çok sıcak!” diye bağırdığını duyunca anlıyor ne olduğunu Nick Ut. Napalm bombası bu. Bir anda öldürmesiyle, öldürmediklerinde üçüncü derece yanıklar açmasıyla ünlü, insanoğlunun en vahşi buluşlarından biri.
Pulitzer’den müstehcenliğe
Çocuğu kucakladığı gibi hastaneye yetiştiriyor Nick Ut. Bu sayede, iki kardeşini o bombalarla kaybeden Kim, Vietnam Savaşı’nın simgelerinden biri olarak devam edebiliyor hayatına. Nick Ut’a Pulitzer kazandıran ‘Napalm Girl’ adlı fotoğraf da her vesileyle yüzyılın fotoğrafları arasına seçilerek ölümsüzleşiyor.
Ve aradan 44 yıl geçmişken, Facebook denen oluşumun ‘topluluk kuralları’, bu fotoğrafa izin vermeyebiliyor. Müstehcenlik, çocuk çıplaklığı gibi gerekçelerle. Norveçli yazar Tom Egeland’ın paylaştığı fotoğrafı kaldırıp hesabını askıya alacak kadar hem de! Norveç’in Aftenposten gazetesi konunun üzerine ciddi şekilde gitti ve nihayet Facebook’a geri adım attırdı.
Ama daha en başta bir gözün o karede müstehcen unsurlar görebilmesi bile ürkütücü. Savaşın kendisine, düşmanlığa, kana, şiddete, ırkçılığa ve nefrete itirazımız yok, onun dehşetini en etkileyici şekilde gösteren tarihi bir fotoğrafa var. Ne korkutucu bir çağ bu!