Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Sahnede sadece dört oyuncu olduğuna inanmakta güçlük çekiyor insan. Öyle hızla binbir kılığa girip çıkıyorlar, her seferinde baştan aşağı öyle bir değişiyorlar ki, takip etmek mümkün değil. Yazının başında sözünü ettiğimiz parlak genç kuşağın en ışıltılı dört temsilcisiyle karşı karşıyayız: Hakan Gerçek, Demet Evgar, Okan Yalabık ve Bülent Şakrak. Seyircinin izlerken yorulduğu bir tempoyu bir an bile düşürmeden, çok uyumlu bir ekip oyunculuğu sergiliyorlar.”
Bu satırlar, tam sekiz yıl önce yazdığım bir yazıdan. O zamanlar Kent Oyuncuları’nda sahnelenen
‘39 Basamak’ oyununa gitmiş, çok eğlenmiş, genç kuşağın dört parlak oyuncusunun baş döndüren oyunculuğuna hayran kalmışım.

Haberin Devamı

Engin Hepileri gelmiş
Yıl 2016, bu kez Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde izliyorum aynı oyunu. ‘Genç kuşağın dört parlak oyuncusu’ sekiz yıllık olgunlaşma payı ve bir değişiklikle yine sahnede, yine hızlarına yetişmek mümkün değil.
Değişiklik şu: Can sıkıntısını dağıtmak için tiyatroya gidip kendisini saçma sapan bir casusuluk hikayesinin baş kahramanı olarak bulan Richard Hanney’yi o dönem Hakan Gerçek oynuyordu, şimdi eski ‘39 Basamak’ın yönetmen yardımcısı olan Engin Hepileri bu rolde.
Onun dışında, Alfred Hitchcock’un 1935 tarihli meşhur filminden Patrick Barlow tarafından sahneye uyarlanan ‘39 Basamak’ yine Mehmet Ergen’in çevirisi, Mehmet Birkiye’nin rejisi, Efter Tunç’un dekoru ve Cem Yılmazer’in ışık tasarımıyla sahnede.
Metnin beni sekiz sene önceki kadar güldürmediğini itiraf etmeliyim. Değişiyor insan tabii ve gülebildiği şeyler de değişiyor kuşkusuz.
Ama parlaklığı, filmdeki bütün karakterleri, hikayenin canlı cansız bütün yardımcılarını dört oyuncuya yükleyen fikrinde. Komedisi de bunun uygulanma güçlüklerinde.
Yine insanı büyüleyen bir şey var: Dört oyuncunun daha da yetkinleşmiş oyunculuğu. Richard Hanney’in tiyatroda karşı locada tanıştığı Alman güzel Annabella’yı evine götürmesiyle başına açtığı bela, kılıktan kılığa giren Demet Evgar, Okan Yalabık ve Bülent Şakrak’ın yardımıyla matrak bir yol serüvenine dönüşüyor.
Evgar, Hanney’in karşısına çıkan envai çeşit kadını canlandırırken, o Şakrak ile Yalabık, otel işleten karı - koca mı olmuyorlar, sokak lambası altında bekleyen karanlık adamlar mı olmuyorlar, yuvarlanan çalılık mı, yol kesen vadi mi... Siz de o arada “Nasıl yani, sahiden dört kişi mi izledim ben şimdi bu oyunda?” diye takip etmeye çalışıyorsunuz.

Haberin Devamı

Sahne tasarımı başarılı
Dekor, ışık, kostüm (Ayşegül Alev) tasarımları da bu etkiyi mükemmel şekilde tamamlıyor tabii.
Sahiden çok ciddi bir prodüksiyon ve tek anı aksamıyor. Geçen sefer de Efter Tunç’un oyuncuya kapılar açan tasarımına hayran kalmıştım, bu kez sahnenin olanaklarıyla daha da dört başı mamur hale gelmiş iş. Hareket düzeninde Alpaslan Karaduman’ın, kuklalarda Candan Seda Balaban’ın imzası var. Gerçek bir ekip çalışması. Bir de dört oyuncunun konservatuvardan beri arkadaş olduğunu düşünürseniz, ‘39 Basamak’ ekibi, tek bir enstrümanı yanlış nota basmayan bir orkestra gibi.
Ayda 4 -5 temsil oynuyorlar, bilet de zor bulunuyor, erken hareket etmekte fayda var.