Çok satma, çok izlenme gibi parametreler hiçbir zaman bir işin iyi olduğuna dair kanıt sayılmaz ama herhalde edebi-sanatsal değerle izleyici- okur, daha doğru tabirle ‘takipçi’ arasındaki uçurum da hiç bu kadar açılmamıştı.
İnternetin gücü; iki kalem oynatabiliyorsan ki, “Ben yazamam” diyen insan hiç görmedim, yeterince pervasız, mümkünse biraz edepsiz olabiliyorsan, özgüvenin de boyunu aşmışsa ki, bu da nadir rastlanan bir özellik sayılmaz yayınevine falan ne hacet, ‘eserlerini’ okurla buluşturman an meselesi. Öyle uzun uzadıya düşünmeye, kurguya, hikayeye falan gerek yok, mutlaka vardır aşk, flört, seks anıların yaz, kurtul. İçine yanlış kullanılan sözcükler, sosyal medya bağımlılıkları, kurt adam mı insan mı olduğu belirsiz, esrarengiz bir erkekle ona kör kütük aşık belaperver bir kız, biraz da bağlanma, iletişim kurma, kendini ifade etme sorunu gibi arızalar serpiştirdin mi, işte sana ‘güncel edebiyat’. Ve Wattpad’den New Yorker’a kadar yolun var, kim tutar seni?
Dasdas’ın yeni sezon oyunlarından ‘Çok Satanlar’ın Ethan’ı gibi. Kendisi ‘Yabancılarla Seks’ adlı bir kitap yazıp, internet fenomenine dönüşmüş bir ‘yazar’. Adı üzerinde, bir skor denemesi olarak yattığı kadınları yazmış ve şan, şöhret, para almış yürümüş. Karşısında ise emek emek yazdığı ilk romanı 1-2 iyi eleştiri dışında pek de ses getir-memiş, şimdi ikincisini çekingen bir şekilde kenarda tutan Olivia var.
Ha bire fikir değiştiriyoruz
Bu ikisinin yolu, ıssız bir pansiyonda bir şekilde kesişiyor. Ethan, söz konusu kitabı yazmış bir adamın olabileceği kadar girişken, hatta ısrarcı, Olivia ise karşısına böyle bir kitap yazarak ünlenmiş bir yabancı çıkan, her aklı başında kadının olabileceği kadar çekingen, hatta şüpheci.
İkisi birbirine yaklaşırken, kariyerlerinde seçtikleri yol da, hayattaki değer yargıları da dönüşüme uğruyor. Biz de seyirci olarak ha bire fikir değiştiriyoruz. Bir Ethan’a hak veriyoruz, bir Olivia’ya. Bir edebiyatçının ağır, oturaklı olmasından yana saf tutuyoruz. ‘Bir kimse okumadıktan sonra yazmanın ne anlamı var?’, diye düşünüyoruz. Ortaya kırık bir aşk hikayesi, bir tür ‘zamane’ ‘Bir Yıldız Doğuyor’u çıkıyor .
Laura Eason’ın yazıp, İlksen Başarır’ın son derece akıcı bir şekilde Türkçeleştirdiği oyunu Volkan Yosunlu sahneye koymuş, kostüm tasarımı Ezgi Ayvalı, dekor Özüdoğru Cici, ışık Ayşe Ayter imzası taşıyor.
‘Çok Satanlar’ın gücü, en çok oyuncuları A. Tansu Taşanlar ve Oya Unustası arasındaki uyumdan geliyor. Hele bir kavga sahneleri var, sahnede izlediğim en sahici çift kavgası olabilir. A. Tansu Taşanlar enerjisi, komedi damarı, doğallığıyla parlayan bir oyuncu, sahnelerde daha çok izleriz umarım.